Saturday, 29 January 2022

Afrika'nın Sıcağında Keyifli Bir Deneyim

Herkese Tunus’tan selamlaar!

Ben Gülay, size buradaki ikinci ayımda neler yaptığımdan bahsetmek istiyorum. Dönüp geriye baktığımda bu iki ay benim için çok hızlı geçti diyebilirim. Buruk bir gülümsemeyle burayı bırakacak olmanın hüznü içerisindeyim diyebilirim. Buradaki yaşama, insanlarına çok alıştım. Koskoca iki ay dile kolay bırakmak! Ama kesinlikle bir gün yine geleceğim. 

Burada samimi bağlarla kurulan arkadaşlıklardan kopacak olmak (fiziken) beni üzse de bu bağların güçlülüğü bir o kadar mutlu ediyor. Koçlarımızla sık sık yaptığımız aktiviteleri artırmalarını istememiz de bunun bir sonucu olabilir. J

Tunus maceramda ikinci ayımda neler yaptığıma gelelim.

Öncelikle aktivitelere gitmeye devam ediyoruz fakat pandemi koşullarından dolayı kısıtlamalar arttı ve haliyle aktivitelerde de azalma oldu. Sahilde sportif aktivitelerimize devam ediyoruz. Özellikle bu ay su etkinlikleri de eklendi programımıza ve oldukça eğlenceli geçiyor. Afrika’nın sıcağında da açıkçası çok iyi gidiyor suyun serinliği.

Bunlara ek olarak geri dönüşüm malzemelerinden ortaya sanatsal ürünler çıkaracağımız bir aktivite yaptık. Oldukça eğlendik, ortaya güzel şeyler çıkardık ve biraz da ellerimizi yüzümüz boyandı diyebilirim. Bunlara ek olarak flower gardena giderek çiçekleri sulamaya ve çiçek tohumları ekmeye gittik. Oradaki bahçıvanın işini severek ve benimseyerek yapması benim ilham kaynağım oldu diyebilirim. Çiçeklere öyle güzel bakıyor ki anlatamam! Bir gün sizin de onunla tanışmanızı çok isterim.

Aktiviteler dışında dönüşümüze az kaldığı için sık sık dışarı çıkıp geziyorduk. Keşfedilecek o kadar yer var ki bu aya iki aya sığdıramadım maalesef. Doğal, tarihi güzellikleri ve sahilleri olduğunca gezmeye çalıştım. Müzeleri ziyaret ettim. Bu ülkenin tarihini görmek şu anki yaşamlarını bende daha anlamlı kıldı diyebilirim.

Yemek konusuna gelirsek, artık yemeklerine ve Harissa’ya çok alıştım. Türkiye’ye getirmek için paket paket aldım hatta. İlk başta çok acı geliyor fakat her yemeğin içinde olması bir süre sonra sizi buna alıştırıyor. Sanırım döndüğümde bunu istediğim zaman bulamayacak olmak bir miktar üzüyor beni.

Son günlerimiz olduğu için diğer yabancı gönüllülerle sık sık toplanıp oyunlar oynuyoruz terasta. İtalyanlar üst kat komşumuz aynı sokakta iki farklı kurumdan da Türkler var. Polonyalılar da bize yakın oturuyorlar. Bir araya gelerek kendi kültürlerimizden müzikler ve danslar öğretiyoruz. Oldukça eğlenceli geçiyor.

Ayrılmamıza birkaç gün kala sertifikalarımız aldık ve bizim için güle güle partisi yapıldı. Meyve sularımızı içip keklerimizi yiyerek birbirimize veda ettik.

Dönüp iki aya baktığımda özetleyecek olursam, Tunus benim için hep özleyeceğim ve hiç dilimden düşüremeyeceğim bir yer olacak. Keşke iki aydan daha fazla kalabilseydim. Çok özlediğim Türkiye’ye ağlayarak dönmek diyorum gerisini siz düşünün.



Gülay Ataş

No comments:

Post a Comment