Thursday 9 June 2022

Portekiz'in Eşsiz Adaları

Portekizin Madeira adasından öncelikle merhabalar. Sizlere gönüllülükte geçirdiğimiz aylardan bahsetmeden önce biraz Madeira adasından bahsetmek istiyoruz.

Engin & Halil

Madeira Island

Madeira adası atlas oksayanusunda Portekize bağlı özer bir ada ve başkenti funchal’dır. Hepinizin tanıdığı Christiano Ronaldo bu adada doğmuş ve büyümüştür. Ada halkı oldukça sıcak kanlı ve yardım severdir. Madeira adası yumuşak iklimi, temiz havası ve kendine has meyveleri ile de oldukça meşhurdur. Poncha adını verdikleri içecek (Alkollü) adanın favori içeceğidir.

Adada geçirdiğimiz ilk ay..

Ben ve Halil, Art Center Caravel isimli sanat galerisinde çalışmaktayız. Sanat galerisinde haftanın belirli günleri Art & Meditation ve Art & Wine gibi çeşitli Workshoplar düzenlemekteyiz.

Haftanın geri kalan günlerinde sanat galerisine gelen ziyaretçilere galeri ve sanatçılar hakkında bilgiler vermekteyiz. Boş günlerimizde ise adayı keşfediyoruz. Ada’da bir çok doğal yürüyüş alanları (Levada), Doğal parklar, Doğal oluşmuş volkanik havuzlar, Okyanusa komşu siyah kumlu sahiller ve orman içerisinde bulunan doğal ve tropik meyve bahçeleri bulunmaktadır. Ve geldiğimizden beri sadece adanın bir bölümünü dolaşabildik.

Ada’da geçirdiğimiz ikinci ay..

Bu ay ada’da gençlik değişim projesine katıldık. Adaya 7 farklı ülkeden 30 katılımcı geldi ve biz Portekizden katılım sergiledik ve aynı zamanda ev sahibi kuruluş olarak gelen gönüllülere yerel gönüllü olduğumuz için mentörlük ve kolaylaştırıcı eğitmenlik yaptık. Gelen gönüllüler için bir sürü aktivite düzenledik.

Artık Noel geliyordu ve Ada’da hazırlıklar başlamıştı…

Bütün cadde ve sokaklar aydınlatılmış Marinaya bir led tünel ve kocaman bir led noel ağacı yapılmıştı. Bugüne kada gördüğümüz en ışıklı noel ve en büyüleyici noel diyebiliriz. 31 aralık akşamında tüm halk marinaya inmiş ve yarasa adamların gerçekleştireceği gösteriyi bekliyordu. Gösteri gerçekten beklenenden daha da güzel ve büyüleyiciydi.

Yarasa adamların gösterisini izlemek isteyeler için..

Link : https://www.youtube.com/watch?v=Y3dstJmmeEA

Ada’da üçüncü ayımız..

Artık yeni sergimiz için hazırlıklar başlamıştı. Halil sergimiz için reklam çalışmaları yaparken ben sanat sanat galerisinin görsel dekor ve sanatsal açısını hazırlıyordum ve bir yandan da adadaki arkadaşlarımınız düğün süreçlerine yardımcı oluyorduk. Ocak ayı ikimiz için de oldukça yorucu bir aydı. Fakat ev sahibi kuruluşumuz ve arkadaşlarımızın yüzündeki mutluluk bu yorucu tempoya değmişti..

Xylokastro'nun Bir Parçası Olmak

Ben kimim? 

Selamlar herkese. Benim adım Burak, 19 yaşında İzmir'de hazırlık sınıfı öğrencisiyim 1 aydır Xylokastro şehrinde bulunuyorum. 

Bu projeye nasıl katıldım? 

Bir gün otobüste evime dönerken İYACA'nın Yunanistan projesini keşfettim ve dedim ki neden gitmeyeyim ki? Hemen formu doldurdum, gönderdim ve kabul edildim!

Xylokastro'ya doğru  

2 haftalık heyecanlı bir bekleme süreci sonunda İzmir'den İstanbul'a iniş yaptım, benimle beraber gidecek arkadaşımla buluştum ve Yunanistan'a gitmek üzere Esenler Otogarına gittik. Otobüse bindik ve beklemeye koyulduk. Ancak bir de ne görelim? Otobüs Bulgaristan aktarmalı çıktı! Başta çok üzüldük ama Bulgaristan yolunda bizim gibi 7 tane Türk ile tanıştık. Onlarla beraber Sofya'da bir gün geçirdik ve hep birlikte Atina'ya devam ettik. En sonunda oraya vardık. Onlarla vedalaşma vakti geldi, vedalaştık ve Xylokastro otobüsüne binip gittik.

Xylokastro neresi? 

6000 nüfuslu küçük bir kasaba Xylokastro. 

Coğrafi olarak Mora yarımadasının kuzeyinde bulunuyor. Ulaşım imkanı olarak şehirlerarası otobüsler ile veya tren ile Atina, Patras gibi şehirlere ulaşım sağlayabiliyorsunuz.. 

Burada ne yapıyoruz? 

Burada genelde çevre temizliği, duvar, bank, çit, tabela boyama gibi işler yapıyoruz. Bazen çocuklara geri dönüşümü öğretmek adına günler düzenleyip onlara oyunlar oynatıyoruz. Yolda yürürken boyadığım tabelayı , temizlediğim sahili görmek beni mutlu ve huzurlu hissettiriyor. Beni buraya daha çok bağlıyor. 

Xylokastro'nun yerlisi olmak 

Buranın en güzel kısmı, dışarıdaki insanların tıpkı bizim gibi samimi olması. İlk haftadan sonra insanlarla aranızda bir samimiyet oluşuyor. Aşağıdaki pitacıyı, 50 metre ilerideki sandviç dükkanı sahibini ve kuryesini, ana caddedeki kasabı gördüğünüzde size selam vermeleri, size gülümsemeleri sizi buranın bir yerlisi gibi hissettiriyor. 


Kısaca bu projenin bana kattıkları:

+Yemek yapmayı öğrendim

+Tanımadığım insanlar ile kalabalık bir şekilde yaşayabilmeyi öğrendim

+İngilizcemi daha da geliştirdim

+Ev arkadaşlarımın yanı sıra Xylokastro'dan ve diğer şehirlerden, pek çok ülkeden arkadaşlar edindim 

+Daha da sosyalleştim

+Hayata karşı bakış açım değişti

+İlk kez yurt dışına çıkma fırsatım oldu 

+Yeni yerler ve şehirler gezme fırsatım oldu

Bu tecrübeleri elde etme yolunda bana katkı sağlayan ve beni buraya gönderen başta Serdar Osman DOBUR bey'e Murat ŞAHİN bey'e Gülcan Hanım'a ve bütün IYACA ailesine minnettarım ve teşekkürlerimi sunuyorum.