Showing posts with label Mehmet Efe Sarıkaya. Show all posts
Showing posts with label Mehmet Efe Sarıkaya. Show all posts

Wednesday, 9 December 2020

Tekrar görüşmek üzere Tunus

Tunus’ta 2. ayımı da tamamladım ve gerçekten çok güzel zamanlar geçirdim. Bu yazım da yaptığınız projelerden ve Tunus’tan ve kurduğum dostluklardan söz edeceğim. 

İlk olarak beni en çok şaştıran olaylardan biri; Tunusluların tatlıya daha doğrusu şekere olan düşkünlüğü. Kahvaltı tarzlarından tutun içtikleri çaya kadar çoğu yiyecek ve içecekleri bizim damak tadınıza oranla çok şekerli. Birde bunun yanına yemeklerine harisa adı verilen acı sos eklenince ortaya farklı mutfak kültürü çıkıyor. Tatlı ve acı ağırlıklı. Yine de zeytin, ton balığı ve yumurta üçlüsünü çok tüketmeleri mutfaklarını sevmemi sağladı J . Ülkenin kuzey kısımları Akdeniz iklimini yaşasa da güneye yani sahra çölüne doğru gittiğinizde bitki örtüsünden tutun insanların yaşam tarzına kadar her şey değişiyor. Sahra çölüne yakın bölgelerde insanlar zorunluluktan öğlen vakitleri siesta yapıyor. Ayrıca Tunus gezilebilecek yerleri çok olan bir ülke. Sahra çölünden, Gladyatör filminin çekildiği Roma kolezyumuna, Kuzey Afrikada inşa edilen ilk camii olan Sidi Ukba Ulu Camiinden, Başkent Tunus ve orada bulunan düzinelerce mekâna kadar bir sürü seçenek var. 

Son olarak Tunuslu insanlardan bahsetmek gerekirse genel olarak sıcakkanlı ve yardımsever insanlar özellikle Türklere bakış açıları olumlu ve pozitif tabii ki arada istenmeyen tipler karşımıza çıksa da genel itibariyle sıkıntı yaşamadık.

Gelelim proje kapsamında yaptıklarımıza, bildiğiniz gibi korona Tunus’ta da etkiliydi ve daha önceki bloğumda belirttiğim gibi sokağa çıkma yasakları gibi düzenlemeler projelerimizi etkiledi. Fakat buna rağmen haftalarımızı dolu geçirmeye çalışıyorduk. Neler yaptık derseniz; çiçek bahçesinde gül budamayı ve ot yolmayı, Arapça derslerinde Arapça öğrenmeyi ve Tunus kültüründen konuşmayı, sahilde çöp toplamayı, meditasyon yapmayı, spor yapmayı ve tabii ki yüzmeyi, okul boyamayı ve Tunus sınıflarını görmeyi tecrübe ettik. Ayrıca boş zamanlarımızda şehrimizdeki yerleri ve yakınlardaki şehirleri gidip gezdik ve Polonyalı gönüllülerle birlikte başkent Tunus’u keşfettik. Ve olmazsa olmaz olan Sahra çölünü ve çevresini. Yani anlayacağınız korona da olsa günlerimizi dolu geçirmeye gayret ettik. 

Bu proje bana çok şey kattı diyebilirim. Kendimi daha iyi tanımama yardım etti ve gerçekten ufkumu genişletti. Ama en önemlisi hem Türkiye’den hem Tunus’tan hem de Polonya’dan çok güzel insanlar tanımama ve dostluklar kazanmama vesile oldu. Başta İyaca’dan Serdar abi ve Ayhan, benimle beraber projede yer alan Yunus, Zeliha, Abdullah, Dilara, Ayşe ve mentörümüz olan sevgili Mounir abiye bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Başlıkta da belirttiğim gibi tekrar görüşmek üzere Tunus!





Wednesday, 4 November 2020

Kuzey Afrika’nın İncisi Tunus’ta İlk Ay

Herkese merhaba ben Efe. İyaca aracılığı ile Tunus’taki "be active be volunteer" gönüllük projesinde ilk ayımı tamamladım. Bu yazıda sizleri  bilgilendirmek istiyorum. Ben de herkesin yakındığı gibi daha önce birçok evs programına başvurmuş fakat kabul alamamıştım. Aslında bu projede de sonuçlar açıklandığında kendimi yedek listesinde 1.sırada buldum. J. Daha sonra gelen bir telefonda ise beni de götürebileceklerini söylediklerinde gerçekten çok heyecanlandım ve hemen hazırlanmaya başladım. Buradan bir kez daha buna vesile olan herkese teşekkür etmek isterim.

Gelelim Tunus’taki ilk 1 ayımıza. Korona dolayısıyla ülkeye girişte sıkıntılar yaşasak da, karantina sürecimiz bitip projelere başladığımız zaman bütün olumsuzluklar unutuldu. Aslında geldiğimiz gibi yapacağımız bazı projelerde koronadan dolayı iptal oldu fakat bu durum bize Tunus’u daha fazla keşfetme imkânını verdi. İlk 1 ayda gerçekten birçok bölgeyi, kültürü, yemeği keşfetme ve tanıma  fırsatına sahip olduk. (Deve etinden, sahra çölüne kadar farklı bir sürü şey).  İkinci hafta itibariyle Tunus hükûmetinin bizim de bulunduğumuz şehir olan Sousse de gece saat 8 den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan etmesi ve bundan dolayı kapalı alanlarda projeler yapamamamız nedeniyle bizlerde sahil kenarı gibi yerlerde yeni projeler geliştirdik ve faaliyetlerde bulunduk. Tunuslu ve burada uzun dönem projede olan Polonyalı insanlarla tanışmak ve farklı kültürleri bir arada tanıma şansı bulmak gerçekten çok güzeldi. Ayrıca Tunusluların biz Türk insansına bakış açısı ve bizi adeta bir dost gibi görmeleri de Tunus’a adapte olmamıza ve kültürlerini tanımamızda çok yardımcı oldu.

Sonuç olarak Tunus’taki ilk ayım gerçekten umduğumdan çok daha güzel geçti ve bana her alanda yeni şeyler kattı. Bunda emeği geçen herkese başta İyaca olmak üzere beni yedekten alıp J bu projeye kattıkları için bir kez daha teşekkür ederim. Ayrıca Tunus halkına ve mentorumuz olan Mounir abiye de şimdiden teşekkür ederim. Bunları şimdiden yazıyorum ki 2.ayımda yani proje bitiği zaman daha çok Tunus’tan, buradaki kültürden, tamamladığımız projelerden ve edindiğim çok güzel dostluklardan bahsedeyim çünkü daha önümde 1 ay, keşfedilecek çok şey var :))))

Son olarak bu tarz esasmus+ projelerine veya gönüllük projelerine gitmek isteyen fakat harekete geçmeyen veya cesareti olmayan arkadaşlara şunu söylemek isterim. Kesinlikle bu işe zaman ayrın başvuru formlarını doldururken kendinizi çok iyi şekilde ve o projeye uygun şekilde açıklamaya çalışın, soruların üstünde iyi düşünün ve kesinlikle korkmayın, klasik olacak ama gerçekten hayatınızda geçireceğiniz en güzel anılara, deneyimlere bir yenisini eklemiş olacak ve gerçekten çok güzel şeyler yaşayıp, güzel dostluklar edineceksiniz. Asla pes etmeyin, inancınızı kaybetmeyin ve projelere başvurmaya devam edin. Hayatın her alanında çok fazla deneyim kazanacağınız bir süreç, o yüzden istekli olun. Son olarak Tunus’u şiddetle tavsiye ediyor, hayallerinize ulaşmanızı diliyorum. Bislemaa J