Showing posts with label Yunus Alpfidan. Show all posts
Showing posts with label Yunus Alpfidan. Show all posts

Friday, 20 November 2020

Tunus'a Elveda...

 

Tekrardan sevgiler ve tezahüratlar. Bir önceki blog yazımda ''Be Active Be Volunteer'' projesinin ilk ayını tamamlamış ve buna dair yaşadıklarımdan bahsetmiştim. Şu An ise ikinci ve Tunus'taki son ayımdan kesitleri sizlere aktarmak istiyorum :)

El Cem Amfitiyatrosu rotamızda! Burası Roma'daki Kolezyumun bir benzeri. Oldukça ihtişamlı bu yapı zamanı bir anlığına durdurup, tarihi şöyle baştan aşağı film şeklinde izlettiriyor adeta. Dahası, mozaik ülkesi Tunus, epey bi Roma koleksiyonuna ve kalıntılarına sahip. Bundan dolayı ki ''Bardo Müzesi'' başkentte bulunan ülkedeki en gözde müzelerden biri.

Sıradaki. Evet arkadaşlar, size söz verdiğim gibi Sahra Çölü turumu anlatacağım. Benim en büyük spiritual sarsılışımdı. Kumlara oturmuş, arka arkaya sıralı tepeciklerin ardındaki gün batımını izledim. Beraberinde hafifçe bir kum fırtınası! Sessizlik ve rüzgarın uğultusu! Sarı, turuncu, kırmızı, pembe gök kubbe! Gördüğüm uçsuz bucaksız ufuk... Ah, daha ne isterdim ki! :( İlk kez deveye bindim, deve etini tattım, 4*4 jeep ile çöl safarisi yaptım, kobra yılanına & akrebe rastladık, hurma vahasında dalından taze hurma koparıp yedim, at ile Naftah'da tur attık ve fazlası…

Sahra Turu dönüşü de Kayravan şehrine uğradık elbette yol üzeri hurma almayı unutmadan :) Burada Afrika'nın ilk camisi Sidi Ukba Ulu Camii’sini ziyaret ettik.

Daha sonrasında Polonyalı arkadaşlarımız ile başkente bir gezi planı yapıp pek çok yer gördük. Hem arkadaşlığımızı pekiştirdik hem de farklılıklar ile koordine olabilmeyi öğrendik. Öyle ya mühim olan insanı merkezimize alabilmek... Bulunduğumuz yerlerin başlıcası Sidi Bou Said, kısaca mavi ve beyazın enjekte bileşimi.

Tunus'taki ikinci ayıma ek, aktivite olarak meditasyon kursu düzenledim. Bu denli karma ve yorucu bir dünyada zihin ile vücut dinginliği bulunmaz hint kumaşı. Diğer aktiviteler ise ilk ayın aynısı şeklinde devam etti. Bu arada ilk kez golf oynayıp tekne turuna katıldım. Oldukça zevkli olmasının yanı sıra bazı aktivitelere afişler hazırladım tıpkı gezi planında olduğu gibi.

Evet bu yazımı okuyan değerli arkadaşlarım,

Gönüllülük, karşı tarafa aktardığınız kadar size de katkı sağlamasıdır. Hem de ziyadesiyle! Gözümü bir an bile kırpmadım bu karar için! Duygularım bu proje sürecinde daha çok dibe battı. Perspektifim daha da genişledi. Artık çevremdeki minik bir dokunuşa dahi geleceğe yatırım olarak bakıyorum. İnsanlığa bir hizmet olarak addediyorum. Çoğu şeyin birkaç basit adım ile değişim gösterebileceğine inandım. Ruhum şenlendi bu rengarenk atmosferde.

Bu büyük değişimleri hayatımda bana yaşatan IYACA'ya ve bahusus başkoordinatör Mr. Serdar Osman Dobur abime sonsuz minnettarlığımı iletiyorum. Yanımda bu anlara şahit olan candan arkadaşlarım Abdullah, Efe, Ayşe, Dilara ve Zeliha'ya da çok teşekkür ediyorum ve de Tunus'ta bizlere ev sahipliği yapan sevgili mentorümüz Sayın Mounir abime ile tunuslu arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Onların da yeri ayrı bende.

Son olarak. Güle-güle partisi düzenlendi gidişimize. Pasta keserek kutladık tüm herkes ile. Sonrasında Youthpass sertifikalarımız verildi.

Görüşmek üzere sağlıcakla kalınız.

Saygı ve Sevgilerimle,

Yunus Alpfidan





Thursday, 29 October 2020

Tunus'tan selamlar

Herkese ilkbahar havasında bir coğrafyadan günaydınlar, berrak denizin serin esintisinden merhabalar, Kuzey Afrika'dan; Tunus'tan selamlar. İki aylık kısa bir dönem kapsamında burada gönüllü olarak bulunmaktayım ve bir ayı geride bıraktım. Rengarenk ve çok çeşitli deneyimler elde ettiğim bu zamanımdan birikenleri sizlerle paylaşmak beni mutlu edecektir.

Ben Yunus Alpfidan. Kuzeydoğu Afrika'da yer alan macera dolu ve küçük bir ülke burası. Resmi dili Arapça'nın Tunus diyalektiği olmakta beraber Fransızca da ikinci dil olarak kullanılmaktadır. Para birimi dinar, başkenti ise ülke ile aynı adı taşıyan Tunus'tur tabi daha çok Tunis diye telaffuz ediliyor. Elbette Sahra'sız bir Tunus düşünülemez. Ülkenin büyük bir bölümünü kaplayan büyülü çölün kum tanelerine henüz ayak basamadım fakat bir sonraki blog yazımda sizlere bu gizemli dünyanın fısıltılarından da bahsedeceğim.

Küresel salgının endişe ve korkularına rağmen Türkiye'den üç gönüllü katılımcı olarak harekete geçtik. Aldığımız sıkı tedbirlerde işin çabası tabi. Neyseki şuana dek kritik bir şey yaşanmadı ve her şey seyrinde ilerliyor. Diğer üç arkadaşımız ise bize sonradan katıldılar. Toplamda altı kişilik bir ekibiz. Geçirdiğimiz bir ay zaman dilimine olabildiğince çok şeyler sığdırmaya çalıştık, bu nedenle zaman yönetimine oldukça önem vermeye çalıştık ki yurtdışında olmazsa olmazlardan biri.

Kaldığımız şehir Tunus'un turistik şehirlerinden biri olan Sousse. Deniz ise bize 5 dk yürüme mesafesinde. Hava durumu yıl boyu ortalama ılık. Market, Louage hattı, kafeler hemen yakınımızda. Bu arada "Louage", Tunus'un şehir içi ve şehir dışı ulaşım aracı. Sarı ve beyaz renkleri olan Louage'lar 8 yolcu kapasiteli sevimli küçük araçlardır. Hemen hemen her yerde mevcut ve her yere gidilebiliyor o konuda kaygınız olmasın çünkü Louage'lar ile ulaşım çok yaygın. Yemek kültürü Türkiye'nin mutfağına yakın fakat yine de geleneksel birçok tatlar mevcut. Ürünler ise çok çeşitli ve ulaşılabilir ama aynı zamanda belirli ürünler dışında tüm her şey Türkiye'ye göre biraz cep yakıyor.

Şimdi de konumumuzu Kantaoui'ye ayarlayalım. Marinası ile lunaparkı, yat turları, spor salonu ile rengarenk bir yer. Gezdiğimiz ilk yer ayrıca; çünkü evimize pek yakın bir lokasyonda. Ardından şehir merkezine doğru bir plan yapıp Sousse harikalarını keşfetmeye koyulduk. Ribat, tarihi olup uzun uzadıya surlarla çevrili bir bölge. Düşmanlara karşı sağlam inşa edilmiş bu küçük şehir Ribat kalesini de içinde barındırıyor. Sadece kale ile de kalmayıp bizim burada girdiğimiz ilk mekan tarihi bir müzeydi; Dar Essid Müzesi. Bu müzede sultanların yaşam tarzına ve geleneklerine şahit olacaksınız. Sizi çok eskilere alıp götüren bu müze tarihi bir ev ve her yer (duvarlar dahil) çeşit çeşit çiniler, seramikler ile kaplı. Zaten çini ve seramik, Tunus mimarisinde ve kültüründe köklü bir geçmişe sahip. Günümüzde dahi bu devam etmektedir. Açıkçası ben adeta büyüledim. Sizleri de bekleriz :) Son olarak ise Tunus Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk devlet başkanı Burgiba'nın memleketine de uğradık; Monastir.

Buraya kadar yazdıklarımı okuduysanız içten teşekkürlerimi sunuyorum!

Asıl konumuz olan gönüllülük aktivitelerine dönelim şimdi. Öyle ya bunun için buradayız. İlk aktivitemiz Kalâa Seghira'daki bir ilkokulun restorasyonunu gerçekleştirmekti. Benim üstlendiğim görev ise çatı temizliği ve kısmende duvardaki çizili resimleri boyamaktı. Ben oldukça sevinç duydum. Her çocuğun daha iyi ve kaliteli bir yaşama, dünyaya hakkı vardır. Daha renkli, daha güleç, daha coşkulu. Onlar büyüklerin göz bebeği. Umarım onlar için bir nebze de olsa elimizi taşın altına koyabilmişizdir.

İkinci aktivite olarak da büyük bir bahçede bitkilerle birlikte olmaktı. Baş başa. Ne romantik ammaa! Değil mi :) İnsan özüne dönüyor. Evet, neler yaptım peki burada? Burada, gülleri budadım, ölü dalları kopardım, güller etrafında kök salmış otları yoldum vs..

Üçüncü ve son aktivitemiz de deniz kenarında sportif faaliyetler organize etmekti. Bunlardan en başlıcası yakın savunma teknikleri idi. Bu aktivite benim tarafımdan gerçekleştirildi. Isınma ve kondisyon egzersizlerinin ardından birkaç ders ile tamamladık. Arkadaşların motivasyonu yüksek, performansları iyiydi. Oldukça keyif aldılar diyebilirim.

Tüm bu aktivitelerimiz proje boyu tekrarlı devam etmektedir.

Az kaldı!..

İlk ay içindeki deneyimlerim bu şekilde. Sizleri bir de Tunus'ta tanıştığımız diğer gönüllü arkadaşımızla tanıştırmak istiyorum. Julia, Karolina, Agnieszka ve Franek. Bu arkadaşlarımız Polonya'dan katılım sağlıyorlar ve tümü de oldukça hoş kişiler. Onlarla tanışmak bizler için büyük bir sürpriz oldu :)

Elbette alışverişlerimizi nereden ve nasıl yapıyoruz diye soracak olursanız bu arada, Mall of Sousse elbette en gözde tercihimiz. Pek büyük bir alışveriş merkezi olan buradan hemen hemen her şeyi bulabiliyoruz ve de fiyatlar ortalama diğer marketler ile aynı. Haftada bir gelip listelediğimiz gereksinimleri karşılayıp tutarı da aramızda bölerek hesaplaşıyoruz.

Bir sonraki Blog yazımda görüşmek üzere sağlıcakla kalın..

Saygı ve Sevgilerimle,

Yunus Alpfidan