Thursday 28 April 2022

Kiliseler ve Portekiz

Viana Do Castelo

Viana do Castelo, Portekizìn en kuzeyinde yer alan ufak bir sehir. Burada bulunan yuksek tepeye konumlandirilmis  Santuário de Santa Luzia Kilisesi harika mimari yapisi yaninda, mukemmel bir okyanusa yukaridan bakis acisina sahip. Neredeyse haftanin her gunu turistik ziyarete acik olup her dakika kalabalikla karsilasmak mumkun. Kilise etrafinda kucuk kurulmus olan standlardan souvenirsler ve atistirmaliklar alabilirsiniz.



Arka bahcesinde yer alan yesillikli alanda ve bulunan banklarda manzaraya karsi dinlenme keyif yapma sansiniz da var 😊

 

Guimarães

Tarih kokan Guimarães, Portekizín dogdugu yer olarak bilinir. Portekiz ulkesi ilk olarak bu sehirde kurulmus ve devaminda cevre bolgelere ilerlemeye baslamis. Buraya adim attiginiz dakikada tamamen tarih, sizi buyuleyici atmosferine alip hayranlikla kaleyi gezmeye alip goturuyor. Hava aydinlik veya kararmis halde fark etmiyor. Kalenin guzelligi her sekilde etkisini yitirmiyor. Etrafta yer alan information tablolarinda sehirle ilgili ufak bilgiler yer aliyor. Okumak oldukca keyifli ve ilginc 😊

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bullybreaker ile Dünyayı Zorbalıktan Kurtarıyoruz

Merhaba arkadaşlar,

Romanya’da şubat ayının sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bu ay soğuk olmasını beklerken oldukça sıcak bir hava durumuyla ayı tamamladık. Eylül ayından beri sık sık gittiğim Titan, Tineritului ve dahası parklara akın edip kahvemi içerek kitabımı okduğum oldukça güzel bir aydı.

Bu ay etkinliklerimiz hız kesmeden devam etti. Zorbalık konusunu daha iyi anlatabilmek için küçük bir tiyatro oyunu organize ettik. Oyunda siber zorbalık ve ırkçılğa odaklandık. Afganistan’dan gelen ve sınıf arkadaşları tarafından hem sosyal medya üzerinden hem de fiziki olarak zorbalığa maruz kalan bir öğrencinin hikayesine odaklandık.

Bunun yanı sıra dünyayı zorbalıktan kurtaracak bir robot icat etmek üzerine bir oyun oynadık. Robotun adı da “Bullybreaker” oldu.

Bu ay ayrıca Schengen vizesi için başvuru yapmam açısından önemliydi. Romanya, AB ülkesi ancak Schengen bölgesine dahil değil. Bu sebeple 10 günlük bir plan yaptım ve Avusturya konsolosluğuna başvurdum. Oturma iznim olduğu için Bükreş’teki konsolosluklara başvurabiliyorum tabii ki her ülkenin başvuru şartları değişiyor. Bu sebeple teker teker Bükreş’te yer alan konsolosluklarla iletişime geçtim. Çek Cumhuriyeti, en az bir yıl geçerliliği olan oturum kartı şartı ararken Avusturya, Avusturya’dan ayrılış itibariyle en az üç ay olacak şekilde geçerliliği olan oturum kartı şartı arıyordu. Bu sebeple gerekli evrakları toplayıp Avusturya konsolosluğunun yolunu tuttum. Tabi ki, Alman titizliği ve disiplini söyleminin doğru olduğunu belirtmeliyim zira vize görüşmem bir saat sürdü J J J Henüz vize sonucum belli değil, güzel sonuçlar almak dileğiyle diyor ve şubat ayı blogumu burada sonlandırıyorum.

 

Wednesday 6 April 2022

Yasas! Xylokastro’dan Herkese Merhabalar!

Xylo Birinci Ay 
Yunanistan’a vardığım andan itibaren ilk dikkatimi çeken şey Türkiye’ye benzerliği oldu. Mutfağından mimarisine, mimarisinden diline birçok benzerlik var. Yemek konusunda fazla seçici bir insan olduğum için projeye başlamadan aklımda soru işaretleri vardı ancak buraya geldikten sonra mutfakların benzerliği beni rahatlatmış oldu.

Proje aktivitelerinden bahsedecek olursam ilk başta doğayı koruma amaçlı olması insanı direkt olarak içine çekiyor. Xylokastro’daki ormanı temizlerken içinize temiz hava çekmek çok güzel bir his. Sahildeki aktivitemiz olan çalı çırpı ve dalları birleştirerek istiflemek bazen yorucu olsa da genel anlamda deniz manzarasıyla eğlenceli bir hale gelebiliyor. Gelecek ay itibariyle ilkokul öğrencilerini geri dönüşümle ilgili bilgilendirmek için ormanda eğlenceli aktiviteler yapmaya başlayacağız. Projeye başladıktan sonra mentorumuz Elena’nın öğretmenliğinde Yunanca dersleri almaya başladık. Yunanca alfabesinden dolayı karışık gibi görünen bir dil. Alfabesini kavradıktan sonra öğrenme süreci muhtemelen çok daha eğlenceli bir hale gelecektir. Türkçe ve Yunanca’da çok benzer kelimeler olduğunu ilk öğrendiğimde oldukça şaşırmıştım. Bu kelimelere örnek olarak Türkçe baba kelimesini verebilirim, Yunanlar babas olarak kullanıyorlar.

İlk ayımda Yunanistan içinde fazla seyahat etme şansım olmadı. Buradaki ilk hafta sonunda Patras’a oradaki karnaval için günü birlik bir yolculukta bulundum. Patras’ta en çok beğendiğim yer kesinlikle arkeoloji müzesi oldu. İçerisinde birçok tarihi eser bulunan müzede Patras şehrinin geçmişinden o bölgede yaşamış insanlara ve savaşlara ait o kadar detaylı bilgiler öğrenmek benim gibi her zaman farklı bilgilere açık birisi için mükemmel bir tecrübeydi. Ayrıca Patras kalesine çıkan merdivenlerdeki dekorasyonu ve kalenin manzarasını oldukça beğendim. Maalesef günü birlik bir ziyaret olduğu için Patras karnavalını tam olarak tecrübe etme şansım olmadı.

Yunanistan’ın resmi tatil günlerinden olan Clean Monday’i tecrübe etme fırsatım oldu. Bu gün Paskalya bayramından önceki altıncı Pazartesi kutlanıyor. İnsanlar bu günü uçurtma uçurarak ve bu güne özel yiyecekler tüketerek geçiriyor. Bu gün kurulan sofralarda lagana dedikleri bir tür susamlı özel ekmek tüketiyorlar. Bu ekmek öğrendiğime göre sadece o güne özel yapılıyormuş ve bütün fırınlarda ve süpermarketlerde bulunabiliyormuş. Sofralarında ayrıca taramas dedikleri balık yumurtasından yapılan bir meze türü, çeşitli deniz ürünleri, zeytinyağı, fasolada dedikleri fasulye çorbası, halva dedikleri tahin helvası, dolmadakis dedikleri yaprak sarma ve turşi dedikleri karışık turşu bulunuyor.

İlk ay için yazacaklarımı burada noktalıyorum, gelecek ay görüşmek üzere. :)

 

Yunanistan'da Eğlenceli ESC Deneyimi!

Merhabalar, ben Batuhan Turan. 19 yaşında üniversite öğrencisiyim ve bu sene hazırlık sınıfındayım. Daha önceden hiçbir yurtdışı deneyimi yaşamamıştım. Ben de hazırlık sınıfında olduğum için bu fırsatı değerlendirmek istedim. Erasmus programlarına çok ilgiliydim ve şans eseri olarak IYACA ile tanıştım, iyi ki de tanışmışım. ESC programı ile kısa dönem Yunanistan'ın Xylokastro kasabasında çevreyi koruma gönüllüğü üzerine bir proje gördüm ve hemen araştırmalarımı yaparak kabul ettim. IYACA bu süreçte bana gerçekten çok kolaylık sağladı. Bilmediğim prosedürlerle uğraşırken bilgilendirme ve yardımcı olma konusunda ellerinden geleni yaptılar, ben de bu programa başladım. Mart ve Nisan ayı olmak üzere iki ay sürecek olan projeye dahil oldum. İlk ayımı burada tanıştığım arkadaşlarım sayesinde güzel bir şekilde geçirdiğimi düşünüyorum.

Öncelikle bulunmakta olduğumuz projede çeşitli workshoplar, etkinlikler ve çevre temizliği üzerine faaliyetler yapıyoruz. Şu ana kadar görev aldığımız faaliyetler şunlar: Sahildeki çalı çırpıları bir bölgeye topluyoruz ve çevre kirliliğini engellemiş oluyoruz, koruma altında olan bir ormandaki çöpleri topluyoruz, okul boyuyoruz, ilkokul öğrencileri için geri dönüşüm bilinci oluşturmak adına oyunlar ve posterler hazırlıyoruz. Belki gözünüz korkmuştur ve zorlanacağınızı düşünüyorsunuzdur ancak hiç öyle düşünmeyin. Çok keyifli bir şekilde herhangi bir zorluk yaşamadan eğlenerek bu projelerin bir parçası olabiliyorsunuz.

Şimdi Xylokastro'daki hayatımdan bahsedeyim. Xylokastro 6000 nüfuslu bir kasaba. İstanbul'un karmaşasının ve hareketliliğin aksine çok sakin, huzurlu bir yer. Evde Fransa Polonya ve Türkiye'den olmak üzere  3 farklı ülkeden arkadaşlarımızla yaşıyoruz. Günlerimiz keyifli geçiyor. Uzun dönem gönüllüleri ile de film geceleri düzenliyoruz, keyifli sohbetler yapıyoruz. Hatta ilk günlerimde bana doğum günü sürprizi yapmayı da ihmal etmediler :). Hafta sonları Yunanistan'ın çeşitli yerlerine seyahat etme imkanımız var.

Xylokastro konum itibariyle Korint, Atina, Patras gibi yerlere ulaşımı çok kolay olan bir yer. Benim ilk seyahatim Patras oldu. (Yunanistan'ın aynı zamanda en büyük üçüncü şehriymiş.) Mart ayında düzenlenen karnavala katıldık. Tarihi güzellik olarak gerçekten çok zengin bir yer. Arkeoloji müzesine gittik. Tarihi tiyatroları gezdik. Gerçekten çok güzel manzaralarla karşılaştık. Eğer bir gün yolunuz Yunanistan'a düşerse Patras'ı gezmeyi kesinlikle ihmal etmeyin. Söyleyeceklerim şu anlık bu kadar. Nisan ayında görüşmek üzere.

Monday 4 April 2022

On Aylık Maceramın Tam Ortasındayım!

Merhabalar, ben Rümeysa,

Romanya’da beşinci ayımın sonuna geldim. 10 aylık maceramın yarısını bitirmiş olmak bir yandan üzüyor bir yandan da kazandığım deneyimlerimden ötürü beni mutlu ediyor. Bu ay Türkiye’den yeni bir ekip daha geldi. Vize alınırken yaşanan sorunlardan dolayı maalesef bu sefer aramıza gecikmeli katıldılar. Aynı zamanda ise yeni ekip ile beraber konusu itibariyle de yeni bir proje başladı. Yeni projemizin konusu “Zorbalık”. Türkiye’de gönüllülük yaparken kazandığım tecrübelerden dolayı özellikle hassas olduğum bir alan olmasından dolayı beni oldukça mutlu eden bir gelişmeydi. Bu ay sınıflarda ve yurtta yer alan etkinlik sınıfımızda yapılacak uzun ve kısa etkinlikler üzerine uzun uzadıya istişare ettik. Bu sebeple fiili olarak lisedeki sınıflardan birine girip kısa bir oyun oynadık. Oyunun adı “Kurt ve Kuzu”. Sınıftaki öğrencilerinin hepsiyle bir çember oluşturuyoruz. Aralarından biri dışarda kurt olurken biri de çemberin iç tarafında kuzu oluyor. Dışardaki kurt içerdeki kuzuya ulaşmak için sınırları zorluyor. Çemberi oluşturan öğrenciler ise birbirlerine destek olarak kurtun içeri grime girişimini engelliyor. Böylelikle zorbalık söz konusu olduğunda tanıkların ortamdaki gücünü öğrenmiş oluyoruz. Sınıftaki bu kısa oyunun ardından Ocak ayını da tamamlamış olduk.

Etkinliklerin yanı sıra sosyal hayatımıza da hız kesmeden devam ettik. Romanyalı arkadaşlarımla vakit geçire geçire Rumence bilgimi daha da ileriye taşıdım J Bunun yanı sıra oldukça tarihi bir maça tanıklık ettik. Futboldan çok anlamasam da FCSB – Cluj maçı oldukça heyecan vericiydi diyebilirim. Tek sıkıntı maçın ayın en soğuk olduğu güne denk gelmesiydi ancak maçın heyecanıyla soğuğu da unuttuk diyebilirim.

 

Bu ay hayatımda büyük bir devrim yaptım ve Yotube kanalı açtım. Yüklediğim ilk videoda futbol maçına ait. Romanya’daki yaşam ve yapılacaklar hakkında bilgi almak isteyen herkesi Youtube kanalıma (“Rahel in Romania”)  ve “Rahel in Romania” blog siteme davet ediyorum. Görüşmek üzere..

Romanya’lılaştırabileceklerimizdenmişsinizcesine

Bunăăă, Selamlaaaaar. Sesimi duyan var mı? Evet evet burdayım, Bükreş, ROMANYA.

Şuan 4 Şubat Cuma ve Romanya’da ki ilk ayım bitti. Biraz süslü cümleler kuracağım çünkü başka türlü kelimelere dökemezdim malesef. Let’s start. Să începem…

4 Ocak’da Romanya’da ki Sakura şirketinin Yöneticisi Adrian ile Romanya’ya geldik. Sorunsuz bi şekilde odalarımıza yerleştik ve yeni ülkeye gelmenin heyecanıyla uyuyamadık desek yeridir. İlk başta çok soğuk gelse de alışmamız uzun sürmedi. İlk hafta Romanya’lı ESC Gönüllüleri ile tanışarak bağlarımızı geliştirdik. Zorbalık üzerine eğitimler ve oyunlar hazırladık. Öncelikle Zorbalığın ne olduğunu, kimlere yapıldığını, zorbalığın çeşitlerini ve bu süreçteki bütün ana karakterleri öğrendik. Sonra bu konunun üzerine yoğun bi çalışma yapıp “Technology School Pamfil Şeicaru” öğrencilerine sunumlar hazırladık. Daha sonra konuyu pekiştirmek adına bu oyunları öğrencilerle oynadık. Bunların hepsini yaparken kendi ingilizce seviyemizle başbaşa kaldık ve kendimizi daha iyi tanıma fırsatı bulduk. Topluluk karşısında konuşurken yaşadığımız heyecan ve stresi yenmek için gerçekten harika fırsatlardı. Elimizden geleni ardımıza koymadık desek yeridir. Bunun dışında her hafta cuma günü topluca müzeleri ve Bükreş’in tarihi dokularını bir bir ziyaret etme fırsatı bulduk. Avrupa’nın en büyük binası Parlamento Binasından tutunda Romanya Ulusal Sanat Müzesine, Samurcășești Ciorogârla Manastırına kadar. Bütün tarihi yerleri yakından gördük. Hatta ilk hafta cuma günü bize sadece bir harita verip işaretli yerleri bulmamız için görevlendirdiler. Gerçekten en iyi etkinliklerdendi diyebilirim. Çünkü ilk defa Bükreş’in içine girip yol yordam bilmeden, insanlara sorarak işaretli yerleri bulmaya çalıştık ve başardık.

Ayrıyeten her hafta çarşamba günleri Romence dersi aldık. Yolda yürürken Romence selamlaşmaya, marketten çıkarken Romence teşekkür etmeye başladık. Hatta ilk günlerde market kasasında ne kadar tuttuğunu görmek için ekran ararken şimdi Romence söylenilen sayıyı anlayıp ona göre hemen ödeme yapabilir hale geldik. Şimdilik bunları anlatabiliyorum ama birdahaki ay daha fazlasıyla karşınıza geleceğim. Hep birlikte göreceğiz. Hoşçakalııııııın. La Revedereeee.