Showing posts with label Nesibe Pazarlı. Show all posts
Showing posts with label Nesibe Pazarlı. Show all posts

Friday, 3 January 2025

Aralık'ta Gönüllülük: Yılbaşı Hazırlıkları, Geziler ve Unutulmaz Anlar

 

Evet, çok yoğun bir aya giriş bulunmaktayız. Avrupa turumuz, Türkiye ziyareti, International Christmas, Orava Kalesi gezimiz, Christmas marketler, saç boyama perileri, gingerbreadler, kakao topları ve nicesi.

1 Aralık’ta aldığım kâğıttan yılbaşı ağacı hediyemle başlayalım. Natália’nın hediyesi, kendisi yapmış. 25 Aralığa kadar her gün bir süs boyama görevi verdi bana. Matilde ile odamızda güzel bir yer bulup astık. Ardından ger gün beraber süslerimizi boyadık. Okullardan hediye verilen süsleri de astık. Keric’in en büyük yılbaşı ağacını yapmış olduk.


Bu ayki Keric ekibiyle gezi rotamız Orava Kalesine idi. Orava Kalesi, Tatar akınlarından hemen sonra, 13. yüzyılın ortalarında eski bir müstahkem kalenin yerine inşa edilmiş. Kale aynı zamanda burada çekilen filmlerle de ünlü; örneğin 1922 yılında Alman yapımı Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi filmi. Kaleye girişte bizi hayalet karşıladı, beyazlı kadın. Efsaneye göre, çok zalim ve kötü biri olarak bilinen tanınmış bir şövalye olan Dončo'nun karısıymış. Ayrıca kalede yüzlerce doldurulmuş hayvan görmek mümkün. Bazıları bu bölgeye özel hayvanlarmış. Ama bu kalede en dikkatimi çeken şey, uçan yılbaşı ağacı. Tavana asılmış bu ağacın anlamını sorduğumda ise eski zamanlarda evlerin küçük ve ailelerin kalabalık olmasından kaynaklı alan sıkıntısı çekmeleri olduğunu öğrendim. Geleneksel olarak elma, ceviz ve ahşap süsler ile dekore edilmişti. 

5 Aralık gecesi ayakkabılarımızı temizledik ve kapı önüne koyduk. Burada önemli geleneklerden biriymiş ve sabahında ayakkabılarımızın içerisinde çeşitli şekerler bırakılmıştı. Aşamında ise klasik müzik konseri için Žilina’ya gittik. Gitmişken Žilina’da bulunan Christmas markete uğradık ve yerel, oldukça büyük bir çeşit pişi yedik.

Ve tabi bu ayın olmazsa olmazı gingerbreadler. Binlerce gördüm desem yeridir. Hem okulda hem de host ailem ile beraber yapma fırsatım da oldu.


 

Uzun zamandır planladığımız yılın en önemli etkinliği olan International Christmas zamanı geldi. Bu etkinlikte gittiğimiz okullardaki öğrenciler Keric’e geldi. Biz gönüllüler gruplara ayrıldık ve farklı odalarda etkinliklerimizi belirledik. 10-15 kişilik gruplar halinde gelen öğrencilerle 20 dakika boyunca belirlediğimiz etkinliklerimizi gerçekleştirdik. Bizim Öykü ile beraber planladığımız etkinlik kakao topları yapmaktı. Daha doğrusu öğrencilere yaptırmak. Oldukça keyifli bir o kadar da zahmetli geçti. Tatil öncesi Keric ekibi ile akşam yemeği yedik ve birbirimize aldığımız secret Santa hediyelerimizi verdik. 


19 günlük tatilimizin ilk durağı Bratislava Christmas market oldu. Şehrin merkezinde oldukça düzenli ve şirindi. Buradan otobüs ile Budapeşte’ ye geçtik. Siz siz olun tren kullanın, biz trafiğe yakalandık. Akşam vardığımızda ilk durağımız St. Stephen’s Basilica’sı oldu. Saat başı yansıtılan görüntülere denk geldik. Sabahına oldukça hasta bir şekilde uyandım maalesef. Parlamento Binasını ziyaret edip hostele dönmek zorunda kaldım. Sonraki gün çok güzel ve ünlü bir cafe olan New York Cafe’ye gittik. Gittik fakat girmemiz bir buçuk saati buldu. Uzun bir sıranın ardından bizi byüleyen cafeye nihayet girdik. Beklediğimize değdi. Budapeşte’ de diğer favorim Fisherman’s Bastion oldu. Hava yağmurlu olsa da çok şeker bir Christmas marketi, manzarası ve renkli yapısıyla çok güzeldi. 





24 Aralık günü Berlin’e geçtik. Tabi çoğu yer kapalıydı. Alexanderplatz’a gittik, biraz gezip sadece dönerciler açık olduğu için döner yedik. Müzeleri, katedrali, Brandenburg Kapısı, Sony centerı ve duvarları gezdikten sonra Amsterdam’ a geçtik.

Amsterdam’ da hem binerken hem de inerken bileti okutmak korkunçtu. İnerken zamanımız yetmediğinden fazla durak gittiğimiz de oldu. İlk durağımız olan Zaandam’daki değirmenleri gördük.







Saturday, 30 November 2024

Kasım'da Gönüllülük ve Keşif: Brno’da Kışa Adım Atmak

 

Prag’dan sonra Brno’a geçerek Kasım ayına başlıyoruz. Burası Çek Cumhuriyeti’nin ikinci büyük şehri. Zelný trh meydanından geçerek Špilberk Kalesine ulaşıyoruz. Sonbaharın etkisiyle sararıp dökülen yapraklarla her yer kartpostal misaliydi.

Bu ay ayrıca oturum kartımız için sağlık kontrolüne Martin’ e gittik. Slovakya’daki ilk hastane tecrübem oldu. İşlemler gayet rahat ilerledi. Ardından da biraz Martin’i dolaşıp küçük oda süsleri alarak eve döndük.



Ve sonunda oturum kartım geldi. Fotoğrafım her ne kadar kötü olsa da uzun zamandır bu anı bekliyordum ve derin bir oh çektim. Uzun zamandır görüşemediğim Host ailem ile beraber bowlinge gittik ve eğlenceli zaman geçirdik. Host ailemin çocukları olan Matej ve Natália’nın konserlerine gittim. Matej keman Natália ise arp çalıyor ve çok yetenekliler. Annelerinin müzik öğretmeni olmasının da etkisi vardır tabi ki.

Burada akşamları yaptığımız aktivitelerden biri ise film gecesi. Çikolata ve cipsler ile hep beraber odada fil keyfi yapıyoruz. Ayrıca Slovakya’da buz hokeyi oldukça popüler ve Žilina’ya maç izlemeye gidiyoruz. Tarafımız belli, VLCI Žilina.













Boş zamanlarımı nail art yaparak değerlendiriyorum. Kışa yaklaşmamızla beraber gümüş pırıltılı tırnaklar yaptım. Ay sonuna geldiğimizde ise kar yağdı. İlk defa kar yağmasına şahit oldum. Aydın ve İzmir’de pek muhtemel değil tabi.






Burada kültür evinde küçük bir Christmas market kuruldu ve biz de orada stant açarak ücretsiz kitap dağıttık. Çok şirin, üzerinde el yapımı yılbaşı ağacı çizimi olan bir oda kokusu aldım hatıra kalması için.



Ve bu ayı Well-being etkinliği ile kapattık. Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bir etkinlikti. Gruplar halinde gelen öğrenciler sırayla biz gönüllüler ile beraber aktiviteler gerçekleştirdi. Ben, Robina, Alex, ve Fynn katıldık. Ayrıca Lenka da organizasyonu sağladı. Benim etkinliğim well-being pizzası olarak adlandırdığım bir çeşit grafik hazırlatmaktı. Hayatımızda önem verdiğimiz değerler, bu değerlerden ne kadar memnunuz ve bu yüzdeliği nasıl arttırabileceğimiz hakkında çalıştık. Bu etkinlikte On Arrival Training mentörümüz olan çok sevdiğim Sonia’yı da görmek beni mutlu etti.






Wednesday, 30 October 2024

Ekim Ayında Čadca'dan Brno’ya Uzanan Bir Macera

 

Ekim ayına Trenčín gezimiz ile başladık. Tarih kokan taş sokaklardan geçip Trenčín Kalesi’ne ulaştık. Yükseğe inşa edilen bu kalede tüm şehir ayaklarımızın altındaydı. Küçük evler, nehir ve yeşillikler ile dolu bir şehirdi. Merkezde bulunan ağzından su çıkan heykel ise hepimizi güldürdü.

Her şey güzel gidiyor derken yirmilik dişim hayatıma biraz daha renk katmak istedi. Yüzümün yarısı inanılmaz derecede şişti ve ağrıyordu. Dişçiye gitmeye korkan ben evden getirdiğim antibiyotikler ile durumu çözdüm.



Bu ay Keric web sitesi için fotoğraflarımızı çektik. Ayrıca dernek binasının önünde yer alan panoya da resimlerimizi astık. Ayrıca bu panolarda gerçekleştireceğimiz etkinliklerin afişleri yer alıyor. Mesela her Perşembe akşamı Language cafede ücretsiz olarak İngilizce konuşma kulübümüz var. Ben o saatlerde Nina’nın verdiği Almanca derslerine katılıyorum. Burada gönüllüler ayrıca kendi dillerinin derslerini veriyorlar. Türkçe hariç L


Okul ve kurslarımız tam gaz devam ediyor. Öğrencilerle iyice kaynaştım. Beraber hikâyeler paylaşıyoruz. Havalar da güzelken Bratislava’yı gezdik. Old Town’da bulunan meşhur Man at work heykeli ile fotoğraflar çekildik. Bu bronz heykel Slovakya başkentinin yaya bölgesinin yenilenmesini kutlamak için 1997'de yapılmış. Flagship restoranda ise Slovakların meşhur yemeği halušky yedik. Patates ve unla yapılan bir hamurun küçük parçalar halinde suda haşlanması ve peynirli krema ile karıştırılması ile yapılıyor. Üzerinde ise küçük et parçaları bulunuyor. Gerçekten leziz.






Soğuk havalar başlamadan bir de Viyana’yı gezelim dedik. Slovakya’nın sınır komşusu ve bize oldukça yakın. Müze gibi bir şehirdi. Tarihi yapılar, faytonlar, binaların iç dekorasyonları hepsi güzel bir bütün oluşturmuşlardı. Burada Weißgerberviertel’i de ziyaret ettik. Rengarenk binaların üzerindeki ayna ve mozaikler ile ünlü. 




Bu ay Keric ekibimiz ile Terchová’ya hikinge gittik. Benim ilk tecrübemdi ve ne yalan söyleyeyim zorlandım biraz. Gördüğümüz minik şelalelere, ağaçlardaki sonbahar görüntüsüne ve minik hayvanlara değdi. 



23 Ekim akşamı Mirka’da halušky partisi yaptık. Nasıl halušky yapılacağını öğrendik. Hem plastik bir apart hem de geleneksel yöntem ile hamurlar küçük parçalar halinde kaynar suya atılabiliyor.



Ve son olarak yoğun geçen bu ayın son gezisi olan Prag’ a gittik. O da sınır komşumuz olduğu için bize yakın. Açılışı Prag’ın ünlü restoranlarından olan Lokál dlouhááá’ da gelenekle bir yemek yiyerek yaptık. Eriyen özel bir peynirin kızartılması ve haşlanmış patates ile servis edilmesinden oluşuyordu. Astronomik Saat Kulesi, birçok müze, dans eden heykel, Prag kalesi ve katedralleri ziyaret ettik. Ama bu şehirde benim favorim tabi ki de Pietro Gelato’da yediğim dondurmalı trdelník. Aslında Macar tatlısı olsa da Prag’ da oldukça popüler. Prag’dan sonra Brno’ya geçerek ekim ayını bitiriyoruz. 



Saturday, 28 September 2024

CADCA'YA MERHABA!

Merhaba ben Nesibe. Slovakya’nın küçük ama sıcacık bir şehri olan Čadca’da ESC gönüllüsüyüm. Açıkçası buraya gelmeden önce biraz tereddütlerim vardı. Türkiye’de düzenli bir işim ve en sevdiğim arkadaşımla paylaştığım güzel bir evim vardı. Ama içimde yıllardır gerçekleştirmeyi hayal ettiğim bir hedef vardı: bir ESC projesine katılmak. Sonunda bir yıllık bir projeden kabul aldığımda, bu fırsatı kaçırmamam gerektiğini hissettim. İş her zaman bulunur ama böyle bir deneyim, hele ki hayatımın en güzel yıllarında, bir daha denk gelir mi bilmiyordum.





Bu ay On Arrival Training' e katıldık. ESC gönüllüleri için her ülkede düzenlenen bu eğitim, Čadca’ya yaklaşık üç saat uzaklıktaki Spišská Nová Ves’te gerçekleşti. Farklı bölgelerden gelen gönüllülerle tanıştık ve Slovakya hakkında bilgiler edindik. Ayrıca kaynaşmamızı sağlayan bir sürü eğlenceli etkinlik yaptık. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Levoča’yı ziyaret ettik. Ocak sonunda ise Mid Term Meeting olacak, bu yüzden diğer gönüllülerle yeniden buluşmayı heyecanla bekliyorum.



Burada İtalyan, Alman ve İspanyol arkadaşlarımla aynı evde kalıyorum. Sadece bir evi değil, kültürlerimizi ve dillerimizi de paylaşıyoruz. Akşamları kahkahalar eşliğinde sohbet ediyor, birlikte seyahatlere çıkıyoruz. Bu ay Milano, Venedik ve Bratislava’yı gezdik. Bir de host ailelerimiz var. Buraya ilk geldiğimiz hafta onların evinde kaldım. Čadca' yı tanıttılar bana. 











Projemizin temel konusu, okullarda İngilizce öğretmenlerine destek olmak. Çocuklarla hem eğlenceli hem de öğretici aktiviteler yapıyoruz. Burada dört farklı okulda görev alıyorum, bu sayede yüzlerce öğrenciyle tanışma fırsatım oldu. Hepsi birbirinden tatlı. Bana çizdikleri resimleri hediye eden, derslerde gözlerindeki heyecanı görebildiğim öğrencilerim var. Okula giderken geçtiğim yollar ise başlı başına bir huzur kaynağı; Slovakya’nın doğası gerçekten büyüleyici. 



Şimdi bu yazıyı Čadca’daki nehir manzaralı odamdan yazıyorum ve iyi ki buradayım diyorum.