Showing posts with label Rümeysa Homan. Show all posts
Showing posts with label Rümeysa Homan. Show all posts

Friday, 29 July 2022

Romanya Anılarına Veda

Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama Romanya’daki son blogumu yazıyorum. Zaman nasıl bu kadar hızlı geçebilir hala idrak edemiyorum. Koskoca 10 ay göz açıp kapayıncaya kadar geçti Şimdi Cioragarla’da anılarıma veda ediyorum.
Romanya’da hayatı hiç bitmeyecekmişçesine yaşamayı öğrendim diyebilirim. Sadece son bir ayımda bile iki farklı şehir gezdim. Sibiu isimli 2007 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilen şehri ziyaret ettim. Eski bir Alman şehri olan Sibiu gözlü evleriyle ve mimarisiyle ünlü. Avrupa’nın en yaşanabilir sekizinci şehri seçildiğine dair de bir veriye denk gelmiştim. Şans o ki tiyatro sevdalısı bir insan olarak Sibiu’da Uluslararası Tiyatro Festivaline denk geldik. Orada olduğum süre boyunca meydanlar ve sokaklar tiyatrolarını icra eden tiyatrocular ve onları canı gönülden beğenerek izleyen insanlarla dolup taşıyordu. Neşeyi ve huzuru iliklerime kadar hissettim diyebilirim. Ayrıca pastane ürünleri de abartmıyorum Romanya’nın en iyisi olabilir. Vanilyasından çikolatalısına kadar çeşit çeşit simit yemeye doyamadım.
C:\Users\Rumeysa Homan\Desktop\WhatsApp Image 2022-07-06 at 08.29.47 (1).jpegŞehirde manzaray ulaşabilmek için iki güzel kule var. Biri Evanjelist Kilisesi diğeri ise Konsül Kulesi. Her ikisine de çıkıp denedim şansımı ve her ikisini de beğendim.C:\Users\Rumeysa Homan\Desktop\WhatsApp Image 2022-07-06 at 08.29.47 (1).jpegŞehirde manzaray ulaşabilmek için iki güzel kule var. Biri Evanjelist Kilisesi diğeri ise Konsül Kulesi. Her ikisine de çıkıp denedim şansımı ve her ikisini de beğendim.C:\Users\Rumeysa Homan\Desktop\WhatsApp Image 2022-07-06 at 08.29.47 (1).jpegŞehirde manzaray ulaşabilmek için iki güzel kule var. Biri Evanjelist Kilisesi diğeri ise Konsül Kulesi. Her ikisine de çıkıp denedim şansımı ve her ikisini de beğendim.C:\Users\Rumeysa Homan\Desktop\WhatsApp Image 2022-07-06 at 08.29.47 (1).jpeg
İkinci gezdiğim şehir aslında tam olarak bir şehir ziyareti değildi. Constanta yakınlarında Eferie Nord isimli küçük bir yere gittik. Yüzdük güneşlendik ve eğlendik. Haziran ayı Bükreş’te geçirdiğim son ve en verimli ayımdı. Vakit buldukça arkadaşlarımızla parklara koştuk sayısız piknikler ve yoga-pilates seansları yaptık diyebilirim. Her açıdan 10 puanlık bir aydı. Son etkinliklere çok katılım olmadı çünkü okulun son haftaları olduğu için öğrenciler isteksizdi ve sayıları oldukça azdı. Yine de son etkinlikte bir hüzün çökmedi diyemem.
Sınıfta çevre ile ilgili soruların olduğu bir yarışma yaptık ve kültürel etkileşimin önemini anlatmaya çalıştığımız bir oyun oynadık. Ve bir de Erasmus gönüllülük ve gençlik değişimlerinde verilen Youthpass  Sertifikası'nın öneminden bahsettik. Son etkinliğimin de resmini ekledim.

C:\Users\Rumeysa Homan\Desktop\WhatsApp Image 2022-07-06 at 08.29.47 (2).jpeg
Önceki bloglarımda bahsetmiş olabilirim ancak Constanta Teyzemden bir daha bahsetmek istiyorum. Bir gün muşambasını okulun bahçesine serip toplamasına yardım etmiştik. O günden beri bize sürekli yaptığı çorbalardan gogoşilerden ikram etmeye başladı. Yeri geldi Türk adetidir diye bir irmik helvası yapıp götürdük ancak yoğun bir günün ardından mutfağa girdiğimizde görüyorduk ki mis gibi çorbalar bırakılmış bizim adımıza. Son defa vedalaşmak istedik ve ona küçük bir hediye vermek istedik. Evinde bulamadık. Üzgün üzgün yurda dönerken yolda karşılaştık. Rumen bir arkadaşımdan çevirme yapmasını rica ettim. Ona teşekkür ettiğimizi ve onu çol özleyeceğimizi söyledik. Elimizde küçük kek kutusunu görünce bize “Anı en büyük hediyedir.” Dedi ve içinden kek çıkarıp bize ikram etti ve beraber yiyelim dedi. Romanya’da sayısız insanla tanıştım. Rumenlerin en çok bu samimiyetine ve iyi kalpliliğine hayran kaldım. Teşekkürler Romanya. Beni büyüttüğün için.
C:\Users\Rumeysa Homan\Desktop\WhatsApp Image 2022-07-06 at 08.29.47.jpeg














Thursday, 12 May 2022

Romanya'dan Schengen Ülkelerine Gidiyorum

Baharı selamladığımız muhteşem mart ayından selamlar J Sanırsam en uzun blogumu yazacağım şu an çünkü mart ayı benim için oldukça yoğun ve dopdoluydu. Öncelikle gönüllülük etkinliklerinden bahsedeceğim. Bu ay Türkiye’de katıldığım bir gönüllülük eğitiminde öğrendiğim etkinliklerden birini zorbalık konusuna uyarladım ve bu etkinliği öğrencilerle beraber sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdik. Aşağıda oyun hakkında detaylı bilgi vereceğim. Bunun yanı sıra bu ay hayatımın da en önemli olayları arasında olan 10 günlük Avrupa turumdan ve bu tur için Schengen vizesini nasıl aldığımdan bahsedeceğim. Belki bir gün aranızdan biri Romanya’ya gelir ve benim gibi daha da çok gezmek ister ve bu yazıyla yardımcı olurum. Haydi ilk önce etkinliklerle başlayalım:

Bahsettiğim etkinlik grup içi iletişimi arttırmak ve fikir alışverişini kolaylaştırmak amacıyla oynanan faydalı bir etkinlikti. Öğrenciler üç gruba ayrıldı ve her grup kendi arasında bir grup lideri seçti. Her gruptan zorbalığı yok edecek robotun parçalarından birini tasarlamasını istedim. Örneğin; birinci grup kafasını yaparken; ikinci grup gövdesini ve üçüncü grup ayaklarını yaptı. Bu gruplar önce kendi aralarında; daha sonrasında ise grup liderleri aracılığıyla diğer gruplarla iletişime geçip özelliklerin neler olacağını kararlaştırdı. Sorasında ise icraat … Elimizde bulunan boş su şişeleri, kartonlar, mukavvalar vs ile tamamen hayal güçlerinden yola çıkarak robotun parçalarını tasarladılar. En son aşamada ise robotun parçalarını bir araya getirdik ve ona bir isim bulduk: BULLYBREAKER!

8 Mart herkesin bildiği üzere Kadınlar Günü. Peki Romanya’da 9 Mart’ın Erkekler Günü olarak anıldığını söylesem? 9 Mart temsili olarak Hz. İsa’yı kurtarmak için kendini feda eden 40 azizin anısına Erkekler Günü olarak anılıyor. Bu günlerde Rumenler “mucenici” isimli üstü ballı ve cevizli özel bir poğaça yapıyorlar. Ayrıca o gün içerisinde 40 shot alkollü içeçek tüketme geleneği de varmış. Günümüzde bu gelenek çok uygulanmasa da geçmişte sırf bu yüzden alkol komasına giren insanlar olmuş. İşte, biz de Rumen gönüllülerle beraber ve tabi ki onların önderliğinde mucenicii yaptık ve afiyetle yedik J

Peki, Romanya, bir Schengen ülkesi değil. Yani Romanya vizesiyle veya oturum kartıyla doğrudan Schengen ülkelerine giremiyorsunuz; bunun için tekrar Schengen vizesi almanız gerekiyor. Ben de oturum kartımı alır almaz işe koyuldum. Bükreş’teki konsolosluklara teker teker e-mail atıp aradıkları şartları ve vize ücretlerini öğrendim. Daha sonra oturum kartımla bir bankaya gidip hesap açtım. Bir gün elime birkaç tane kağıt aldım ve rota oluşturmaya başladım. Hangi ülkeden başlasam ve nereye gitsem diye birkaç tane rota hazırladım. Schengen vizesine başvuru da aranan önemli şartlardan biri ise ilk giriş ülkesinden başvuru yapmak. Bazı ülkeler en az bir yıllık geçerliliği olan oturum izni aradığı; bazıları vize ücretini ve bazıları ise hesapta gösterilecek para miktarını yüksek tuttuğu için pek şansım kalmamıştı esasında. Geride tek bir seçenek vardı: Avusturya. Avusturya’dan rota çizmek çok daha kolay ve hesaplı oluyordu. Ayrıca Avusturya’dan ayrılış itibaren en az üç aylık geçerli oturum izni olması yeterliydi. Bu sebeple vize başvurumu Avusturya’dan yaptım. Uçak biletlerimi, hostel rezervasyonlarımı, banka hesap dökumanını ve Romanya’da ESC projesi ile kaldığımı kanıtlayan belgeleri aldım ve konsolosluğun yolunu tuttum. Evraklarımı iki kişi toplam bir saatte inceledi. Ee, 12 günlük vize için bir saat görüşmeye girip çıkınca kesin vermeyecekler diye sızlanmaya başlamıştım ki birkaç gün sonra vizemin hazır olduğunu söylediler. Böylelikle 20 Mart günü atladım uçağı ve soluğu Viyana’da aldım. Viyana’dan Barcelona; Roma, Budapeşte, Prag ve son olarak Krakow’a gittim. Kimi zaman check in saaitini kaçırdığım zaman havalimanında sabahlamak zorunda kaldım. Yürümekten ayaklarım yara olmuştu ve en son Krakow’da yorgunluktan bütün günü parkta oturup Bükreş’e geri dönmeyi bekleyerek geçirdim.

(Viyana’da ilk günümden şehrin en ünlü ve işlek caddesi olan Graben Caddesi’nden bir fotoğrafım)

Uçak biletlerini Ryanair ve Wizzair gibi ucuz uçak biletleri ile ünlü olan firmalardan aldım ve hepsine toplamda 80 Euro ödedim. Ortaokulda öğrenciyken Dan Brown’un kitaplarını okur ve Roma’ya gitme hayali kurardım. Aradan seneler geçtikten sonra kendimi aniden Roma’da buldum. Üstelik şans eseri Vatikan Müzesi’ne de girmiş bulundum. Gördüğüm en görkemli müzeydi diyebilirim. Bir de evden işe giderken bile neredeyse bavul taşıyacak olan ben on gün boyunca tek bir sırt çantası ile karış karış gezdim. Kaldığım hostellerde, sokaklarda farklı insanlarla tanıştım ve bazen dillerini bile bilmediğim insanlarla bir şehri adımladım. Yağmuruyla çamuruyla; kimi zaman yorgun kimi zaman uykusuz kimi zaman fazla enerjik ruh halimle mükemmel bir geziydi. Eğer bir gün uzun dönem gönüllüsü olup Romanya’ya gelirseniz kesinlikle oturum kartınızı alır almaz işe koyulun derim J 

 (Vatikan Müzesi’nin bahçesinden bir fotoğrafım)

 

Mart ayına damgasını Avrupa turum vurdu belki de ama bu ay Bükreş Ulusal Opera Binası’nda sadece 25 lei vererek operaya gittim. Ve son olarak Romanya’nın en güzel şehirlerinden biri olan Braşov’a kısa bir yolculuğum oldu. Opera biletlerine Opera Binası’nın sitesinden alabilirsiniz. Son olarak Braşov’da Centrul Vecii’de buradayken yediğim en lezzetli papanaşiyi yediğimi ve ulusal tren firması olan CFR ile değil rakip firmalardan biriyle daha konforlu, hızlı bir yolculuk yaptımı da eklemeliyim.

Thursday, 28 April 2022

Bullybreaker ile Dünyayı Zorbalıktan Kurtarıyoruz

Merhaba arkadaşlar,

Romanya’da şubat ayının sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bu ay soğuk olmasını beklerken oldukça sıcak bir hava durumuyla ayı tamamladık. Eylül ayından beri sık sık gittiğim Titan, Tineritului ve dahası parklara akın edip kahvemi içerek kitabımı okduğum oldukça güzel bir aydı.

Bu ay etkinliklerimiz hız kesmeden devam etti. Zorbalık konusunu daha iyi anlatabilmek için küçük bir tiyatro oyunu organize ettik. Oyunda siber zorbalık ve ırkçılğa odaklandık. Afganistan’dan gelen ve sınıf arkadaşları tarafından hem sosyal medya üzerinden hem de fiziki olarak zorbalığa maruz kalan bir öğrencinin hikayesine odaklandık.

Bunun yanı sıra dünyayı zorbalıktan kurtaracak bir robot icat etmek üzerine bir oyun oynadık. Robotun adı da “Bullybreaker” oldu.

Bu ay ayrıca Schengen vizesi için başvuru yapmam açısından önemliydi. Romanya, AB ülkesi ancak Schengen bölgesine dahil değil. Bu sebeple 10 günlük bir plan yaptım ve Avusturya konsolosluğuna başvurdum. Oturma iznim olduğu için Bükreş’teki konsolosluklara başvurabiliyorum tabii ki her ülkenin başvuru şartları değişiyor. Bu sebeple teker teker Bükreş’te yer alan konsolosluklarla iletişime geçtim. Çek Cumhuriyeti, en az bir yıl geçerliliği olan oturum kartı şartı ararken Avusturya, Avusturya’dan ayrılış itibariyle en az üç ay olacak şekilde geçerliliği olan oturum kartı şartı arıyordu. Bu sebeple gerekli evrakları toplayıp Avusturya konsolosluğunun yolunu tuttum. Tabi ki, Alman titizliği ve disiplini söyleminin doğru olduğunu belirtmeliyim zira vize görüşmem bir saat sürdü J J J Henüz vize sonucum belli değil, güzel sonuçlar almak dileğiyle diyor ve şubat ayı blogumu burada sonlandırıyorum.

 

Monday, 4 April 2022

On Aylık Maceramın Tam Ortasındayım!

Merhabalar, ben Rümeysa,

Romanya’da beşinci ayımın sonuna geldim. 10 aylık maceramın yarısını bitirmiş olmak bir yandan üzüyor bir yandan da kazandığım deneyimlerimden ötürü beni mutlu ediyor. Bu ay Türkiye’den yeni bir ekip daha geldi. Vize alınırken yaşanan sorunlardan dolayı maalesef bu sefer aramıza gecikmeli katıldılar. Aynı zamanda ise yeni ekip ile beraber konusu itibariyle de yeni bir proje başladı. Yeni projemizin konusu “Zorbalık”. Türkiye’de gönüllülük yaparken kazandığım tecrübelerden dolayı özellikle hassas olduğum bir alan olmasından dolayı beni oldukça mutlu eden bir gelişmeydi. Bu ay sınıflarda ve yurtta yer alan etkinlik sınıfımızda yapılacak uzun ve kısa etkinlikler üzerine uzun uzadıya istişare ettik. Bu sebeple fiili olarak lisedeki sınıflardan birine girip kısa bir oyun oynadık. Oyunun adı “Kurt ve Kuzu”. Sınıftaki öğrencilerinin hepsiyle bir çember oluşturuyoruz. Aralarından biri dışarda kurt olurken biri de çemberin iç tarafında kuzu oluyor. Dışardaki kurt içerdeki kuzuya ulaşmak için sınırları zorluyor. Çemberi oluşturan öğrenciler ise birbirlerine destek olarak kurtun içeri grime girişimini engelliyor. Böylelikle zorbalık söz konusu olduğunda tanıkların ortamdaki gücünü öğrenmiş oluyoruz. Sınıftaki bu kısa oyunun ardından Ocak ayını da tamamlamış olduk.

Etkinliklerin yanı sıra sosyal hayatımıza da hız kesmeden devam ettik. Romanyalı arkadaşlarımla vakit geçire geçire Rumence bilgimi daha da ileriye taşıdım J Bunun yanı sıra oldukça tarihi bir maça tanıklık ettik. Futboldan çok anlamasam da FCSB – Cluj maçı oldukça heyecan vericiydi diyebilirim. Tek sıkıntı maçın ayın en soğuk olduğu güne denk gelmesiydi ancak maçın heyecanıyla soğuğu da unuttuk diyebilirim.

 

Bu ay hayatımda büyük bir devrim yaptım ve Yotube kanalı açtım. Yüklediğim ilk videoda futbol maçına ait. Romanya’daki yaşam ve yapılacaklar hakkında bilgi almak isteyen herkesi Youtube kanalıma (“Rahel in Romania”)  ve “Rahel in Romania” blog siteme davet ediyorum. Görüşmek üzere..

Monday, 31 January 2022

Bükreş'te Christmas!

Merhabalar, ben Rümeysa. Romanya’daki dördüncü ayımı doldurdum. Bu ay oturum kartımı sorunsuz bir şekilde aldım.

Bu ay Romanya için oldukça önemli olan bir gün ile başladık: 1 Aralık Birlik Günü. 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı nedeniyle işgal edilmiş ve bölünmüş halde bulunan Romanya toprakları tekrar yeniden bir araya gelmiş. Dolayısıyla bu gün Rumenler için oldukça önemli. Tüm ülke genelinde resmi tatil ilan edilmesinin yanı sıra sokaklar Romanya bayraklarıyla bezenmişti. Bu günü kutlamak için ekip arkadaşlarım Arcul de Triumph’un önündeki törene katıldılar ancak ben rahatsız olduğum için katılamadım.

Aralık aynı önemli yapan bir diğer konu senenin son yılı olması ve Christmas. Arkadaşlarımızla beraber Bükreş’te Üniversite Meydan’ında kurulan Christmas Market’i ziyaret ettik. Okulda öğrencilerle yılbaşı ağacı süsleyip birbirilerimize küçük notlar bıraktığımız zarflar hazırladık.

Öğrenciler bizler için önce küçük bir gösteri hazırladılar. Geleneksel kıyafetlerini giyip ilahiler söylediler. Daha sonra bizlere verdikleri kağıtlarla hep beraber ilahilere eşlik ettik. İkinci gruptaki ekip arkadaşlarım da Aralık ayı sonu itibariyle Türkiye’ye dönüş yaptılar.

Romanya’da kış kendini hissettirmeye iyice başlamış olsa da Noel ve Christmas Bükreş sokaklarını ışıl ışıl bir görüntüye bürümüştü. Peri masalını andıran muazzam bir aydı. Ocak ayı bloğumda görüşmek üzere J

Monday, 27 December 2021

BALKANLARDAN GELEN SOĞUK HAVA DALGASI VE ROMANYA

Romanya’da ikinci ayımı tamamlamak üzereyim. İkinci ayımdan herkese merhaba. Ekim ayı oldukça yoğun ve eğlenceli geçti. Bu ay uzun dönem gönüllüsü olduğum için oturma iznine başvuru evraklarını topladım. Bu süreçte mentörüm Georgiana oldukça yardımcı oldu.

Bu ay ilk etkinliğimiz çevre temizliği etkinliğiydi. Romanyalı gönüllülerle okulun bahçesini temizledik. Etkinliklerde gönüllülere bazı Türk sokak oyunlarını oynattık. Bunun için önce onlar bize renklerin Rumencesini; daha sonra biz onlara renklerin Türkçesini öğrettik.

Bu ay etkinliklerimize yeni bir okul daha eklendi. Braneşti’de bir liseye gidip orada iki farklı sınıfta hava, su, toprak kirliliği ve çözümler hakkında sunumlar yaptık. Ertesi hafta tekrar aynı okula gidip bu sefer geri dönüşüm kutularının renklerini öğretmek için eğlenceli bir oyun oynadık. Hatta bu oyunu daha eğlenceli hale getirmek için bir yarışma halinde yaptık ve tabii ki benim takımım kazandı .  Bunun yanı sıra Romanyalı gönüllülerle Gençlik Parkı’nda ( Parcul Tineretului) bütün gün bisiklet sürdük. Oldukça eğlenceli bir gündü. İki ayın sonuna geldiğimiz için kısa dönemli gönüllüler yakın zamanda ayrılacaklar. Ve onlar gitmeden önce Hırvatistan’a küçük bir tatil planı yapıyoruz. Umarım oldukça eğlenceli bir tatil geçireceğiz.

Bu ay hava koşulları Türkiye’den farklıydı; en azından İstanbul’dan. Haberlerde duyduğum “Balkanlar’dan gelen soğuk hava dalgası”nın ne olduğunu Ekim ayının gelişiyle anlamaya başladım. Zira kışın kapıdan göz kırpmış hali dahi oldukça soğuktu. Bu sebeple yağmurdan ötürü Bükreş’i keşfetme serüvenime ara vermiş bulunmaktayım. Havaların aşırı güzel olduğu bir pazar günü Bükreş’teki manastırları ve kiliseleri ziyaret ettiğimi söylemeden edemeyeceğim. Başta çekinerek içeri adım atsam da benim turist olduğumu anlayıp samimi bir tavır sergilediler, ikramda bulundular. Romanyalılar gerçekten sıcakkanlı insanlar bunu gün geçtikçe daha iyi idrak edebiliyorum. İkinci ayımın sonuna gelirken kafamı yastığıma koyup “İyi ki buradayım” diyorum. Umarım covid 19 yükselişini durdurur ve kalan 8 ayım da bu güzellikte geçer.

Tuesday, 21 December 2021

Winter is Coming for Romania!

 

Buna buna,

Romanya’daki üçüncü ayımı tamamladım ve bu ay oldukça hareketli ve dolu dolu geçti. Dün oturma izni başvurum için Göç Ofisi’ne görüşmeye gittim. Başta gergin olsam da olumlu sonuçlar ile ayrıldığım için huzurluyum.  Önce Hırvastistan seyahatimden başlayalım. Proje ekibinden arkadaşlarımızla Hırvastistan’da Zadar ve Zagreb şehirlerine gittik.  Hırvastistan’da geçiridiğim üç gün boyunca Romanya’yı özlediğimi belirtmeliyim. Gezmek için yanlış bir zaman seçmiş olmalıyız ki en çok görmek istediğim yerleri göremedim. İşin aslı 2015’te okuduğum lisenin düzenlediği Avrupa turu ile Zagreb’e de gelmiştik ancak gece boyunca şehirde olduğumuz için şehrin merkezinde yer alan oldukça görkemli Zagreb Katedrali’ni görememiştim. Benim gibi Gotik mimari aşığı olan bir insan için Zagreb’e gitmek için en büyük motivasyon kaynağı bu görkemli katedrali görmekti. Ancak bu sefer de restorasyonda olduğu göremeden ayrıldım. Yine aynı şekilde Parlamento Binası’nın yanında oldukça eski ve görkemli diğer önemli kiliseyi de geçen sene başbakana yapılan saldırıdan sonra alanı olduğu gibi koruma altına alıp kapattıkları için göremedim. Hava güneşli olsa da Romanya’ya kıyasla çok daha soğuktu ve bunu söylemek istemezdim ancak karşılaştığım insanlar da Rumenlere kıyasla çok daha soğuktu. Kısacası genele vurulunca üç günlük Hırvatistan tatilimiz keyifliydi, pek iç açısı şeyler söylemesem de yine keyif aldım. Özellikle Zadar, bir  zamanlar para karşılığı İtalyanlara satılmış bir şehir olduğu için İtalyan mimarisinin izlerini taşıyordu. Osmanlı İmparatorluğu ile Venedikliler arasındaki gerilimden kaynaklı şehri Türklerden korumak için kale ve surlar inşa edilmiş, kuşatmalarda su ihtiyacını karşılamak için su kuyuları yapılmış. Aynı zamanda Roma İmparatorluğu’ndan da kalan eserlerin de olduğunu varsayarsak Zadar, Zagreb’e kıyasla gezmekten daha keyif aldığım bir şehirdi.

Bu ayın önemli gelişmelerinden biri ise ilk kısa dönem grubunun Türkiye’ye geri dönmüş olması ve yerine ikinci kısa dönem grubunun gelmiş olması. Tabi ki Bükreş’e gelen her misafirimi götürdüğüm gibi onları da Dristor Döner’e götürdüm. Bu mekanın en önemli özelliği  Türkler tarafından açılmış olması ve çalışanlarının Türk olması. Türklerden ziyade Rumenlerin ve diğer yabancı insanların da oldukça sevdiği bir lezzet noktası. Soğuk Bükreş günlerinde içeriye girip sıcak bir mercimek çorbası içip yola devam etmek çok iyi oluyor. Piata Unirii’ye 15 dk yürüme mesafesinde olmasının da diğer avantajlı yönü olduğunu belirtmeliyim.

Bu ay öğrencilerin tatili bittiği için okula ve yurda geri döndüler ve bunun da etkisiyle etkinlikler çok daha aktif ve dolu dolu geçti. Cioragarla’daki lisenin yanı sıra Braneşti’de etkinliklere devam ettik. Braneşti’ki lisede Planetise oyununun masa değil de büyük, yer versiyonunu oynadık ve oldukça eğlenceliydi. Planetise oyunu, dört takımla oynanıyor. Her  takım oyuna başlamadan önce zar atıyor ve gelen sayı kadar ilerliyor. Eğer doğru cevap verilirse ilerleme korunuyor; yanlış cevap verilirse hiç ilerlenmemiş gibi başa dönülüyor. Ayrıca soruyu yanlış cevaplanırsa sonraki grup soruyu cevaplama hakkı kazanıyor. Sorular çevre ve ekoloji ile alakalı ve amacımız tabii ki çocukların bu konuda farkındalık sağlaması. Rekabetin had safhada olduğu, eğlenceli ve öğretici bir oyun. Ancak her nasıl oluyorsa benim olduğum takımlar hep sonuncu oluyor. Bu konuda pek iyi olamıyorum sanırsam J ,

Son olarak bu ayın en eğlenceli gününden bahsetmeliyim. Yani Türkiye – Romanya Kültür gününden. Daha önce hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Çocuklar bize geleneksel oyunlarını; biz onlara geleneksel oyunlarımı öğrettik. Ayrıca Romanya ve Türkiye geleneksek yemekleri ile de ikramlarda bulunmayı ikram etmedik.  Oldukça eğlenceli ve hareketli bir gündü.

Romanya’daki üçüncü ayım da böyleydi. Hava gittikçe soğuklaşıyor ve “winter is coming”  J

Dördüncü ayımda görüşmek üzere, La Revedere


Friday, 3 December 2021

ROMANYA'DA UZUN DÖNEM ESC!

 

Merhaba, ben Rümeysa. 23 yaşındayım. IYACA bünyesinde Romanya’nın başkentine 10 ay uzun dönem gönüllüsü olarak geldim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bu sene mezun oldum. Hatta mezuniyet haberimi Romanya’da arkadaşlarımla ziyarete gittiğim Constanta şehrinde almıştım .

Yaklaşık üç senedir Türkiye’de gönüllülük faaliyetlerinde yer alıyorum. Avrupa Gönüllülük Hizmeti diye bir şey duyduğum zaman “neden bunu başka bir ülkede yeni insanlar, yeni bir kültürü tanıyarak yapmayayım?” diye sordum. Bu soru beni Romanya’ya taşıdı ve burada neredeyse bir ayın sonuna yaklaşıyorum. Romanya’ya 7 Eylül günü geldim. Projede uzun dönem gönüllüsü olarak katılım sağlayan tek kişi benim. Ancak burada olduğum sürece Türkiye’den iki aylık sürelerle kısa dönem gönüllüler gelecekmiş. Ben kısa dönem gönüllülerinden birkaç gün geç geldim. Çünkü vize işlemleri beklediğimden daha uzun sürdü ve 15 Temmuz’da başvurduğum vizeme tam olarak 6 Eylül günü kavuşabildim. Bu esnada son bütünleme sınavlarıma girmiştim ve sınav sonuçlarını bekliyordum. Açıklanması gereken son bir sınavım kalmıştı ve o sınavımın sonucunu da Romanya’nın Karadeniz’e kıyısı olan Constanta şehrine arkadaşlarımla ziyaret ettiğim esnada öğrendim .
Burada Bükreş’e otobüsle 30 dk mesafede olan küçük bir kasabada kalıyoruz. Kasabanın adı Ciorogarla. Kaldığımız yer etkinliklerimizin çoğunun yapıldığı lisenin yurdu. Küçük bir mutfağımız var ve yemekleri kendimiz yapıyoruz. Pazar günleri mentörümüz haftalık planı buzdolabının üzerine asıyor. Aynı zamanda her hafta Salı veya Çarşamba günleri Bükreş’te dernek ofisine gidip sonraki haftanın etkinlikleri üzerine konuşuyoruz ve diğer mentörümüz Rumence dersi veriyor. Rumence oldukça zor bir dil. Ancak buraya geldikten sonra öğrendim ki oldukça temel bir dil. Zira bu dili konuşanlar İspanyolca ve İtalyanca’nın %60’ına hakim oluyorlar ve bu dilleri kolaylıkla anlayabiliyorlar ve öğrenebiliyorlar.

İlk etkinliğimiz lise öğrencileriyle tanışmaktı. Kendimizi ve projeyi lise öğrencilerine tanıtarak projeye başladık. Aynı zamanda Romanyalı gönüllüler de benzer bir sunum yaptı. Her haftanın Salı ve Perşembe günleri Romanyalı gönüllülerle etkinlikler yapıyoruz. Örneğin; Ciorogarla Ormanı’nda bir halka oluşturup çevre problemleri hakkında konuştuk. Bunu ellerimizdeki pankartlarda yazılı olan soruları sorarak gerçekleştirdik.

Proje çevre ile ilgili farkındalık yaratmak üzerine. Bu sebeple etkinliklerimiz bunun üzerine kurulu. Etkinliklerden arta kalan zamanlarımızda ise Romanya’yı keşfediyoruz. Özellikle hafta sonları farklı şehirlere gitmek için iyi bir fırsat olabiliyor.