Kısaca kendimi tanıtmak istiyorum ismim Mert ve Ankara’da yaşıyorum
20 yaşındayım gönüllülük öncesi Istanbul’da kendi kafemin işletmesini ve
aşçılığını ailem ile birlikte yapıyordum. Daha sonrasında korona virüsten dolayı işimi
bırakmak zorunda kaldım. Bir ara Pubg(PCS tournament) e-sportta hobimi profesyonel olarak
gerçekleştirdim
Gelelim Iyaca'yı nasıl keşfettiğime dair hikayemi kısaca anlatmaya. İlk önce bir arkadaş tavsiyesi üzerine olarak gelsem de daha önce ofislerini
görmüştüm ve ertesi gün içeri girip bütün bu programlar hakkında Gülcan hanım
ile bir konuşma yaparak yeterli bilgiyi edinmem benim için çok büyük bir
adımdı. Bunun için birçok kez sağ olsunlar Ayhan ve Serdar Bey gerekli
ilgiyi gösterip benimle fazlasıyla ilgilendiler. Geriye kalan sadece bana uygun
bir proje bulup katılmak istiyordum. Yaklaşık 2 ay sonra olacak olan Macaristan
projesinden bahsedildi. Ve yakın bir zaman
içerisinde bütün gerekli işlemleri başlatmama dair bilgilendirildim. (Pasaport
başvurusu ve Covid aşıları) daha sonrasında proje ilanını görüp katıldıktan
sonra 2 aylık gönüllü olarak seçildim. Bu benim için çok heyecan vericiydi. 3
kasım 2021 de İstanbul’dan Budapeşt’e olan yolculuğum için gerekli hazırlıkları
yaptım.
Kesinlikle yanınıza almanız gerekenler;
-Türk bayrağı ve eğer bulabilirseniz Türk
kültürünü tanıtabileceğiniz eşyalar ve materyaller(ben Türk kahvesi fincanı
lokumlular ve cezve alabildim)
-powerbank yada taşınabilir batarya
(havaalanında başıma geldiği için biliyorum şarjım tamamen bitti ve çok kötü
bir deneyimdi)
-eğer varsa Laptopunuzu almanız size çok
büyük bir avantaj sağlayacaktır. Gerek sunum vb. şeyler için kesinlikle büyük
bir avantaj
-havlularınız ve terlik vb. gerekli
temizlik eşyalarınız.
Ve sonunda Budapeşte vardığımda
Macaristan’ın harika doğa ve mimarisi beni çok içten etkiledi. Tren ile
Kapoşvar(Kaposvár) a geçip bir an önce konaklayacağım eve ulaşmam gerekiyordu. Gözlemlediğim
ve yaşadığım kadarıyla Macaristan hakkında genel bilgi:
-Insanların genel olarak hiçbir acelesi
yok ve trafikte oldukça kurallara uygun şekilde yaşıyorlar. (ilk dikkatinizi
çekecek olan şey insanların trafikte yayalara çok saygılı oldukları)
-En kalabalık şehirlerinden biri
Budapeşte ve Györ
-İngilizce dilinin yaygın şekilde
kullanmadıkları pekte hoş değil. İngilizce anlama oranları 3/5
İngilizce konuşma oranları
2.5/5(genellikle gençler)
-Doğası ve insanların doğa ile iç içe
yaşaması gerçekten harika bir şekilde mutluluk huzur veriyor -11 eyaletten
oluşup her eyaletin başkentleri var ve genel olarak her eyalet arası trenler
ile ulaşım sağlanabiliyor.
-Mutfak giderleri hakkında çokta ucuz
değil aslında fakat ülkede anladığım kadarıyla enflasyon biraz diğer Avrupa
ülkelerine göre fazla(elektronik aletler ve ulaşım araçları fiyatları biraz
fazla)
Compass ve Kapoşvar hakkında
deneyimlerim;
Eşsiz bir doğa manzarasına sahip olan
Kapoşvar sizi gerçekten etkileyecektir.
Yaklaşık 66 bin nüfusa sahip kapoşvar
çok sakin ve mutlu insanlarıyla size huzur veren ve kendinize zaman
ayıracağınız bir ortam sağlayacaktır.
Compass Eygyesület: Kurucusu ve yönetici kadrosuyla oldukça
başarılı işler başaran Compass bir gönüllülük ve gençlik merkezi. Kurucusu Andrea Eglyné Katona. Yönetim kadrosu: Reni Nyàri(koordinatör) kendisi sadece İngilizce
ve Macarca konuşabiliyor; Kármen Pergel(koordinatör) bizim gibi
gönüllüler sayesinde Türkçe öğrenip kendisini geliştiriyor ayrıca Macarca da
konuşabiliyor
İlk 1 ay içerisinde ülkeye ve yaptığınız
işlere adapte olmanız biraz zaman alacaktır. Kendi fikrim hakkında bahsetmem
gerekirse:
Kişisel gelişim oranı 6/10
İngilizce gelişimi 3/10(İngilizce
konuşacak insan bulmak çok zor)
İletişim gelişim 5/10
İnsanların birbirine ve yabancılara
saygınlığı 4/10 (birkaç konuda ırkçılığa maruz kaldım)
Genel olarak gıda ve temizlik fiyatları
6/10 (Yaklaşık olarak düzenli ve dengeli
beslenmenin maliyeti 10.000 forint/haftalık)
2 aylık projemden elde ettiğim tecrübem
bu şekilde bir sonraki ayda görüşmek üzere, Sağlıcakla kalın.
Iyaca’ya ve Serdar Bey’e teşekkürler!
Mert Çiftçi
No comments:
Post a Comment