Herkese Merhaba,
Benim adım Emre Yılmaz. 22 yaşındayım. İstanbul’da ailem ile birlikte yaşıyorum. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi, Lojistik Yönetimi Bölümünden geçtiğimiz yıl mezun oldum. Şuan hem İYACA hem de Asociatia pentru Tineret SAKURA’nın Romanya gönüllüsüyüm. Bu projenin öncesi, proje dönemi ve ilk deneyimlerim ile ilgili bazı bilgiler paylaşacağım.
Projemizin adı ‘’ Volunteer for Planetise’’. Projemizin
genel teması; başta çevremiz olmak üzere gezegenimizi korumak, kaynaklarımızın
sınırlı olduğu farkındalığını arttırmak, elimizdekileri en verimli şekilde
nasıl kullanabileceğimizi öğrenmek, gelecek nesillerden emanet almış olduğumuz
bu dünyanın sürdürülebilirliğine destek olmak ve nice fazlası… Bu bir Erasmus Plus projesi yani Avrupa
Birliği destekli, finanse edilen ve yönetilen bir organizasyondur. Proje için
İYACA’ya başvurdum ve seçilen şanslı gönüllülerden birisi oldum. Daha önce
birçok gönüllülük projesinin parçası olma fırsatı bulmuştum fakat bu benim ilk
uluslararası deneyimim olacaktı. Bu yüzden bendeki yeri daha başlamadan çok
ayrıydı. Projeye 8 gönüllü olarak başladık. Romanya’ya karayolu ile ulaştık.
Buraya geldiğimizde bir teknik lisenin kampüsünün içinde öğrenci yurdunda
odalarımız hazırlanmıştı. 2 arkadaşımla birlikte aynı odayı paylaştık.
Şanslıydık ki buraya geldiğimizde Sevcan ve İrem adında iki Türk stajyer
öğrenci bizimle aynı yurtta kalıyordu ve onların sayesinde buraya alışma sürecim
çok daha hızlı ilerledi. Kaldığımız bölgenin adı Ciorogarla ve başkent Bükreş’e
yaklaşık 20 km uzaklıktadır.
Buraya gelip yerleştikten sonra burada neler yapacağımız haftalık planlamalar ile belli oluyordu. Mentorumuz Mihai ile hafta içi 1 gün planlamalar ve etkinlikler hakkında toplantılarımız oluyordu. Bu toplantılarda haftalık süreç yönetimi ve etkinlik planlarının programa dönüş seyrini konuşuyor oluyorduk ve haliyle İngilize iletişim kurabiliyorduk. Geldiğim ilk dönemde İngilizce konuşmaya çekiniyor ve çok heyecanlanıyordum ama sonrasında konuşa konuşa pratiğimi arttırmayı başardım. Siz de hiç merak etmeyin, eğer benim gibi çekinceleriniz varsa, burası size çok iyi gelecektir. Diğer günlerle ilgili olarak kalmış olduğumuz kampüsteki öğrencilerle haftada en az 1 gün olmak üzere düzenli etkinliklerimiz ve geziler oluyordu. Örneğin etkinlik öncesi küçük bir oyun ile birbirimize ısınıyorduk. Bu oyunlarda ortaya çok eğlenceli şeyler çıkıyordu ve gerçekten çocukluktaki gibi eğleniyordum. Sonrasında haftalık çevre etkinliğimizi yapıyorduk. Örneğin bu bir sunum da olabiliyordu ya da sloganlar ve afişler hazırladığımız bir etkinlikte… Gezilerimiz ise genellikte çevreyi tanımak ve Romanya kültürü ile entegre olmak adına hazırlanmış etkinliklerdi. Örneğin ilk hafta Hazine Avı etkinliği oldu. 2 gruba ayrılıp Bükreş’teki önemli yapıları gezip görme fırsatımız oldu. Bu etkinlikte benim en çok ilgimi çeken kısım, Romanya’da bir ATATÜRK Büstü bulunmasıydı. Ayrıca çok güzel yapılar görme şansımız olmuştu. Sonra buradaki öğrenciler ile birlikte sonraki haftalarda hayvanların çok gerçekçi maketlerinin bulunduğu Antipa Müzesi’ne gittik, Ciorogarla’ daki ormana gidip oyunlar oynadık, afiş çalışmalarımız ile oyunları entegre ettik ve daha niceleri…
Bu aktiviteler dışında haftada 1 gün ofise gidip genel
toplantılarımızı yapıyorduk ve 1 gün de ‘’Romanian Class’’ adındaki Romence
derslerimiz oluyordu. Burada daha çok günlük hayatta işimizi kolaylaştıracak
basit iletişim metodları öğreniyorduk. Örneğin; sayılar, günler – aylar, renkler,
selamlaşma, yiyeceklerin adı, nezaket bildiren sözcükler ve daha fazlası…
Hafta sonları etkinlik olmadığı için bize çok güzel zamanlar
kalıyordu. Arkadaşlarım ile birlikte Bükreş Derbisi izlemek için futbol maçına
gittik, Romanya’nın bir başka şehri olan Cluj’u gezme şansımız oldu, manastır
ve kiliseleri gezip çok farklı kültürler ve insanlar ile tanışma şansımız oldu.
Romanya kültürünü daha yakından tanımak için yöresel lezzetlerini deneyimledik.
Örneğin Papanaşi, Gogoşi, Mamaliga ve daha fazlası...
Projemiz bu şekilde tüm hızı ve eğlencesi ile devam ediyor.
Farklı kültürden insanların, aynı dili konuşabilir olduğu ve konuşamadığı
zamanlardaki ortaya çıkan o muazzam anları deneyimledim ve serüvenim devam
ediyor. Umarım bir gün sizler de bu deneyimi yaşarsınız.
İYACA GÖNÜLLÜSÜ
Emre YILMAZ
No comments:
Post a Comment