Treviso’da 2. ayımı tamamlarken diyorum ki 2
ay bu kadar hızlı geçtiyse kalan 6 ayım soluk almak kadar hızlı mı geçecek?
Neyse o soluk almak kadar hızlı geçe dursun da asıl zamanın geçtiğini sürecin
sonunda olduğumuz yeni insan ile karşılayalım diyorum ben..:)
Bu ay bir torba dolusu yeni tecrübe ile geçti.
Etkinlikler hazırlarken kendimi keşfettiğim, yeni zorluklarla karşılaşıp
bunları çözmenin yolunu bulduğum, çok fazla danışıp çok fazla yol keşfettiğim,
gezip gördüğüm, hiç bilmediğim bir ülkenin, karşılaştığım her insanın gözünden
bir şeyleri keşfettiğim dünyayı buraya nasıl aktarabilirim bilmiyorum.
Bir hafta sonu İtalya’nın pizza başkenti
Napoli’yi tadalım diye yola çıktık Avustralyalı arkadaşım ile, her şeyden
habersiz. Gece karanlığında kendimizi Napoli tarihinin içinde bulup, aniden
değiştirdiğimiz başka bir sokakta çılgın Napolitan insanlarla caddelerce
eğlendik. İtalya’nın Teksası ve pizza dahisi Napoli’yi ve hayalim olan Pompei
tarihini içime çekmek hazırlayacağım aktiviteler için bana ilham ve enerji
oldu. Döndüğümde ise aynı evi paylaşacağım Londra’da yaşayan arkadaşım bana
gerçek bir İngiliz yol haritası oldu. Kendimi şanslı hissettiğim ve şansımı
yarattığım bir ayı başlatmış oldum…
Biraz etkinliklerden bahsetmek istiyorum;
mülteci çocukların okul sonrası eğitimlerini desteklemek için içinde yer
aldığım etkinlikte o çocukların gözünden İtalyancanın anlaşılamazlığını gördüm
üstüne onlar ile bazı zamanlar İngilizce derslerinde çalışıyorduk haliyle çok
fazla karmaşa meydana geliyordu. Buranın asıl amacı bu çocukların derslerindeki
başarıya odaklanırken ben bana düşen kısımda vereceğim bilgiyi oyunlaştırarak
onlarla empati kurarak vermeyi seçmiştim bu yaptığım oradaki İtalyan
gönüllüleri de etkiledi ve şimdi birlikte daha fazla hassasiyet gösteriyoruz.
Dünyanın neresinde olursa olsun çocuk çocuktur, dünyayı çocuk gözünden anlamak
harika bir duygu, kendi çocukluğumuz ile..:) Bir diğer aktivitem olan ortaokul
düzeyi çocuklarla ile yaptığım ingilizce aktivite başlarda beni korkutmuştu, bu
gençler aileleri tarafından haftada bir gün 1 saat için bir kilise sınıfında
ingilizce öğrenmeleri için gönderiliyordu ve ergenlik döneminin duygusal
geçişleri içindelerdi. Benim ise amaçladığım onlara okuldaki formal eğitimin
dışında ingilizce konuşabilecekleri o rahat ortamı yaratmaktı, korkmadan. Bunun
için uzun soluklu bir plan ile ilerlemek gerekiyordu ve beş haftanın sonunda
sınıfın en yaramaz çocuğu bile elinden gelenin en iyisi yapmak için özveri
gösterdi bu işte benim-bizim başarı hikayemizdi.. Birlikte yol aldık ve
keşfettik yeterliliklerimizi, yapabileceklerimizi, saf kendimiz
olarak,yargılamadan, öğrenerek. Gönüllülük ile dokunduğumuz her bir deneyim
dünya için karnaval! Karnaval demişken de öyle bir tarihlere denk gelmişim ki
hem doğum günümü İtalya’da yeni edindiğim kültürlerarası arkadaşlarım ile
kutlamış oldum hem de Venedik karnavalını tüm dünyadan insanlarla soluyacaktım!
Bu karnaval yaklaşırken, insanları tren istasyonlarında, kafelerde kahvelerini
yudumlarken hatta sokak ortasında sandviçlerini ısırırken geleneksel
kostümleriyle ve maskeleriyle görürseniz şaşırmayın! Bu tecrübeleri edinmek her ülke için Erasmus+
plus programı ile mümkün! Haydi seç projeni gel keşfet Dünyayı VE BAŞLASIN
KARNAVAL!
No comments:
Post a Comment