Romanya’ya
gelirkenki yolculuğumun başlangıç noktası İstanbul’du. Havalimanında uçuşu
beklerken, yaşayacağım bu eşsiz deneyimin ilerdeki hayatımı nasıl
şekillendireceğini düşündüm. Bunu düşünürken de biraz endişelendim. Çünkü
hem tek başıma bir yolculuğa çıkma hem de uzun bir süre hiç bilmediğim ve hiç
tanımadığım insanlarla bir arada yaşayacak olma düşüncesi beni biraz korkuttu.
Aynı zamanda diğer grup arkadaşlarım (ESC for All 3) ikişer veya üçer gruplar
halinde Romanya’ya giderken ben tek başıma gitmek durumunda kalmıştım. Bu durum
bir yandan korkumu tetiklerken bir yandan da bu durumu tek başım bir şeyler
yapabileceğimi kanıtlamak için bir fırsat olarak gördüm.
Bükreş’te
havalimanında indiğimde mentorumuz olan Mihai, oldukça samimi bir şekilde beni
karşıladı. Bu samimi ve içten karşılama başlangıçta duyduğum endişelerimi
azaltmamda büyük ölçüde yardımcı oldu. Ardından Mihai ile birlikte, grup
arkadaşlarımın da olduğu yurda gittik. Orada diğer gönüllülerle tanıştım ve
beklediğimden çok daha sıcak ve güleryüzlü bir karşılamaydı. Bu durum beni daha
rahatlattı, ve böylece buraya alışma sürecim hızlanmaya başlamış oldu.
Ardından
arkadaşlarımın da yardımıyla yurttaki işleyişin ve okuldaki aktivitelerin nasıl
ilerlediğini öğrenmeye başladım. Ve buradaki maceram bu şekilde başlamış oldu.
Sınıfa ilk girdiğimde öğrenciler, okuldaki yeni gönüllü
olduğumu fark ettiler ve beni tanımaya çalıştılar. Onlardan böyle bir adım
görmek beni sonradan yapacağım aktiviteler için motive etti. Öğrencilerle
iletişim kurarken neredeyse hiç güçlük çekmedim, özellikle bazı öğrenciler bana
bu konuda yardımcı olmada oldukça hevesliydiler. Fakat bazıları çekingen
davranarak, geri planda kalmayı tercih ettiler ve sadece yaptığımız
etkinlikleri izlemeyi seçtiler.
Öğrencilerle
yaptığımız aktiviteler dışında, ilk zamanlarda diğer grup arkadaşlarımla daha
sonra da tek başıma şehri ve insanları tanımaya ve keşfetmeye çıktım. Bükreş’te
dilini dahi bilmediğim, sokaklarına aşina olmadığım bir şehirde ve insanlar arasında
vakit geçirmek, Romanya kültürünü tanımak ve birçok kültür öğemizin ortak
olduğunu (müzik, dans, günlük hayatta kullanılan bazı kelimeler gibi) görmek,
beni mutlu etti. Bu keyifli macerada biriktirdiğim anılar, edindiğim
arkadaşlıklar bana farklı perspektifler ve yeni bakış açıları kazandırdı.Umarım
benim yaşadığım bu farklı tecrübeyi yeni gelecek olan gönüllü arkadaşlar da en güzel şekilde yaşarlar. Keyifli ve bol
kahkahalı, eğlence dolu bir gönüllülük deneyimi yaşamanız dileğimle... :)
ECE
YILDIZ
No comments:
Post a Comment