Wednesday, 5 February 2020

Keşiflerle Yaşıyorum Blog Sahibi Arkadaşım Çağla Kuru'yla Gerçekleştirdiğimiz EVS Röportajı


1)Merhaba Dilan, bize kısaca kendinden bahseder misin?
Merhaba :) Ben Dilan Aydoğan. 1994 doğumluyum ve Ankaralıyım. Ankara Üniversitesi istatistik bölümünden 2.5 sene önce mezun oldum. Şuan da İtalya’nın Treviso kentinde yaşıyorum.
2)İtalya deyince herkes bir durur. Çoğumuzun bir an da olsa mutlaka bir gitme planı yaptığı bu hayaller ülkesine ne için gittin ve İtalya’yı tercih etme sebebin nedir? (Bu kısımda EVS’den detaylıca bahsedebilirsin, nedir ne değildir, konaklama, ulaşım neleri karşıladığı gibi ve neden EVS’i İtalya’da yapmak istediğinden.)
İlk yurtdışı maceram 19 yaşındayken Erasmus kapsamında Milano’ya gitmemle başlamıştı. İlk deneyimim olmasından mı, İtalyanca’ya olan düşkünlüğüm mü yoksa gerçekten bu güzel ülkeyle bir bağımızın olmasında mıdır bilmem, Erasmus'tan sonra da hep İtalya’ya geri dönmek istedim. Üniversite bittikten sonra önümde bir engel kalmadığından uzun dönemli İtalya’ya gidebilmenin yollarını araştırmaya başladım ve karşıma Evs (European Voluntary Service) çıktı. Nedir bu Evs? 1 aydan 12 aya kadar, Avrupa’nın her yerinde yapabileceğiniz bir gönüllülük programı. Ulaşım, vize, barınma ve cep harçlığınız ulusal ajans tarafından karşılanır ve gittiğiniz derneğin belirlemiş olduğu işi yapmanız beklenir. Yapacağınız işte projeden projeye değişiklik gösterir.
Kendinize uygun projeyi bulmak için Avrupa'daki bütün dernekleri bulabileceğiniz bir site mevcut. (https://europa.eu/youth/volunteering/organisations_en). Fakat buna gerek kalmadan da proje bulabilirsiniz. Mesela benim gönderici kuruluşum “Iyaca” isimli bir kuruluş (http://www.iyaca.org). Iyaca gibi birçok derneği Facebook ya da Instagram’dan takip edip, hem daha çok bilgi edinip hem de size uyan projeyi bulup başvurabilirsiniz. Açıkçası bu şekilde bulması daha kolay bence :)
3)Şu an EVS kapsamında çalıştığın projede neler yapıyorsun? Ve iyi kötü yanlarını bize aktarır mısın?
Gönüllüğümün 6. ayını tamamladım sayılır ve her ayı ayrı ayrı düşünürsem birbirinden farklı çok fazla iş yaptım. Küçük çocuklara basit İngilizce dersleri, yetişkinlerle İngilizce konuşma kulüpleri, engelli merkezinde engellilerle vakit geçirme, çalıştığım derneğin ofis işleri ve organik tarım yapılan biryerde bahçe işleri başlıca sorumluluklarım. Bunlar dışında sadece 1 hafta süren geçici işlerde de yer aldım. Rugby kampında çocuklarla ilgilenme, festivalde yemek servisi gibi.
Daha önce hiç yapma şansımın olmadığı değişik işlerde çalışıyorum, sürekli yeni insanlarla tanışıyorum ve benim için en önemlisi yeni bir dil öğreniyorum. Bunlar projemin güzel yanları. Ama bu hayatta maalesef hiçbir şey mükemmel değil :D Ara ara dernek başkanıyla ya da mentorumle büüüüyük sıkıntılar yaşayabiliyorum. Ama olumlu olduğum sürece ki bu benim yaşam felsefem her şey yoluna giriyor.
4)EVS’e katılmadan önce endişelerin var mıydı? Ya da yurt dışına çıkmak, Türkiye’den ayrılmak seni korkutuyor muydu? Bu konuyla ilgili ilk kez yurt dışına çıkacak arkadaşlara ne gibi önerilerde bulunabilirsin?
Tabiki ilk yurtdışına çıkışımla şu andaki çıkışım arasında dağlar kadar fark var. İlk yurtdışına çıktığımda yaşımında verdiği toylukla çok gergindim, İngilizce konusunda çok güvensizdim, ilk kez ailemden ayrıldım. Ama gittim, çok fazla zorlukla karşılaştım yine de asla pişman olmadım. Hayatımın en güzel tecrübelerinden biriydi. Şuanki çıkışımda korkularım daha farklıydı. Üniversiteyi bitirmiş olduğum için iş mi aramalıyım yoksa maceraya devam mı etmeliyim ikileminde geldim buraya. Ama yine de doğru olanı yaptığımı düşünüyorum.
İlk kez yurtdışına çıkacaklara tavsiyem de şu: Benim en büyük çektiğim sıkıntı dildi. Her Türk gibi anlıyorum ama konuşamıyorumculardandım. Tek diyeceğim sadece konuşun. Karşınızdaki sizi anladıktan sonra doğru mu söylemişsiniz yanlış mı söylemişsiniz hiç önemli değil. Her anınızın tadını çıkarın. Değişik çok fazla kültürle tanışın ve çok eğlenin.
5)İtalyanlar Türklere gerçekten de benziyor mu? Sıcak ülke vatandaşları olmak bizi ortak bir noktada buluşturmaya yetiyor mu sence de?
Avrupa’da ki kuzey ülkeleriyle karşılaştırınca İtalyanlarla gerçekten birbirimize benziyoruz. Sıcakkanlılığımız, yemek kültürümüz, aile bağlarımız çok benzer.
6)Türkiye’de yapmadığın ama İtalya’da rutinin haline gelen bir şey var mı?
Hayatımda hiç spor yapmayan biri olarak buraya gelince koşu yapmaya başlamıştım ama o da çok uzun sürmedi :)
7)İtalya’da bir kişi için yeme, içme, konaklama, ulaşım gibi temel ihtiyaçlara harcanan aylık ortalama ücret ne kadar?
İtalya’nın neresi olduğuna bağlı olarak değişir. Güney her zaman kuzeye göre daha ucuz. Ama benim kaldığım şehri düşünürsek (kuzeyde küçük bir şehir) ortalama fiyatlar; konaklama(oda) 350€, ulaşım 30€, yeme içme 350€ diye bir genelleme yapabilirim.
8)İtalya’da kalıcı oturum almak zor mu, ne gerekiyor? Bilgin, deneyimin varsa bizimle paylaşabilir misin?
Maalesef yok.
9)Turist olarak gelecek arkadaşlara, ‘’mutlaka dene ve gör’’ dediğin şeyler var mı?
İtalya’nın her şehri ayrı güzel. Venedik’in sokaklarında kaybolun, Milano’da dünyanın en güzel katedralini (linç yemek istemem ama bana göre öyle:)) ziyaret edin, Verona’da şehri tepeden izleyin, Floransa’da Davut heykelini görün, Roma’da dondurma, Napoli’de pizza yiyin.
Bu popüler yerler dışında hiç adını duymadığınız çok güzel şehirler olduğunu da unutmayın :)
10) Son olarak, sorulardan bağımsız senin söylemek istediklerini ve varsa tavsiyelerini alabiliriz…
Bu hayatta hiçbir şeyin imkansız olmadığına inanıyorum. Bir şeyi çok istersek mutlaka oluyor. Sizinde bir hayaliniz varsa ertelemeyin, gerçekleştirin :)






No comments:

Post a Comment