Öncelikle bu bloğu okuyan herkese
merhabalar. İsmim Ahmet, 21 yaşındayım, İstanbul doğumluyum ve şuan Mersin
Üniversitesi’nde gazetecilik son sınıf öğrencisiyim. Romanya’da Bükreş merkeze
1 saat uzaklıkta Ciorogarla isimli bir bölgede gönüllü hizmeti yapmaktayım.
Cümlelerime bu projeye katılmaya
nasıl karar verdiğimi anlatarak başlayacağım. İyaca ile geçen sene projeye
katılan bir arkadaşım aracılığı ile tanıştım. Yurtdışına çıkmak en büyük
hayallerimden birisiydi ve bu benim ilk yurtdışı deneyimim oldu. İyaca’nın
paylaştığı içerikleri sürekli takip ediyordum ve kendimden tam emin olana kadar
herhangi bir projeye başvurmadım. Fakat kendi kendime bir an şunu söyledim: ‘
Vaktin, zamanın ve hayat enerjin varken neden bunu yapmıyorsun ? Bunu
yapmalısın, aksi takdirde her şey için geç olabilir.’. dedim ve bu projeye
başvuru yaptım.
Başvuru yaptıktan sonra projenin
detaylarını araştırdım. Bu bir gönüllülük projesi. Burada olmak, bu hisleri
yaşamak o kadar güzel ki bunları tarif edebilmem çok zor. Beni buralara kadar
sürükleyen asıl şey bir insanın hayatına dokunabilme hissi ve dilini bile
bilmediğin bir ülkede, coğrafyada, farklı yaşamları olan insanlarla bir şeyler
paylaşabilmekti. Umarım bu projede öğrencilerin hayatlarına dokunabilmiş ve
hayallerine ulaşmalarında bir adım olmuşumdur.
İlk geldiğim zamanlar ben buraya
nasıl alışırım derken bir bakmışım çoktan buralı olmuşum. Tabiki bunu tek
başıma başarmadım buna projede birlkte yer aldığım Can ve Onur arkadaşım vesile
oldu . Daha önce Romanya’da bulundukları için birçok şeye hakimlerdi ve buraya
dair ne kadar şey biliyorlarsa bizimle paylaştılar. Bu konuda onlara çok
minnettarım, onlar sayesinde buraya çok hızlı adapte olduk. Şimdi gelelim asıl
konumuza, yani öğrencilere...
Pazartesi günleri ofiste toplanıp
öğrencilerle hafta boyunca yapacağımız aktiviteleri planlıyoruz. Geldiğimiz ilk
hafta neler yapabiliriz diyerek o haftayı planladık ve bir gün sonra ilk
aktivitemiz için sınıfta öğrencileri beklemeye başladık. Hepimizde onlarla
karşılaşmanın ve tanışmanın heyecanı vardı. Öğrenciler sınıfa o kadar pozitif o
kadar enerji dolu girdiler ki bir anda sanki daha önce tanışıyormuşuz da uzun
süredir görüşmeyip birden tekrardan bir araya gelmişiz gibi bir hisse
kapılmamıza sebep oldular. Zaman geçtikçe aramızdaki bağ daha da kuvvetlendi ve
bir aileden farkımız kalmadı. Son zamanlara yaklaşmış olamanın üzüntüsü var
hepimizde. Öğrenciler bizi her gördüğünde gideceğiz diye çok üzüldüklerini
söylüyor, bu durum bizi gerçekten fazlasıyla üzüyor.
Romanya’nın tarihi, yemek
kültürü, yöresel dansları ve kıyafetleri, yaşayış biçimleri konusundaki şeyleri
kısa sürede öğrenmemizde buradaki öğretmenlerin oldukça fazla emeği var.
Öğrencilerle birlikte öğleden sonra bunları öğrenebilmemiz için sürekli bizimle
aktiviteler yaptılar ve çok fazla çabaladılar. Hepsine minnettarım.
Eğer bir hayaliniz varsa bunu
ertelemeyin hayallerinizin peşinden koşun. Hayallerime destek olup bu eşsiz
deneyimi yaşatan İYACA ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.
No comments:
Post a Comment