Romanya/Branesti’den herkese merhabalar, ben Recep. An itibariyle iki aylık EVS sürecimi arılamış bulunmaktayım. Bu sürecin içeriği hakkında bilgi vermem gerekirse; Avrupa Gençlik
Parlamentosunun yapısı, oy kullanmanın önemi ve demokrasi hakkında kırsal bir bölgede eğitim alan lise öğrencilerine bilgi vermek, olarak ifade edebilirim.
Bu benim ilk yurtdışı deneyimim olduğundan buraya gelmeden önceki akşam gözüme bir gram uyku girmemişti. Hani ünlü bir kimseyi görüp onunla fotoğraf çekilmek birçoğumuz için büyük bir olayken bu durum gerçekleştikten sonra aslında o kadar da büyük bir durum olmadığını anlarız ya, yurtdışına çıkmak da böyle bir histi benim için. Uçak Bükreş’e iniş yapana kadar heyecanım küçük bir çocuğun doğum günü hediyesini açmayı beklediği an gibi hiç dinmiyordu ama indikten sonra her şey normalleşip sanki yurtiçinde başka bir şehre inmişim gibi hissetmeye başladım. Çünkü şehrin görünüşü ilk etapta çok tanıdık gelmişti. Fakat gezip gördükçe farkı hissetmeye başlayıp daha da hoşuma gitmeye başladı bu durum.
İlk hafta okullar tatil olduğundan buradaki alıcı kuruluşumuz ile Romanya’da yaşam hakkında önemli detaylara dair bilgi sahibi olduk. Olduk diyorum çünkü bu projeyi sekiz kişilik bir gönüllü ekibi olarak yürütmekteyiz. Aynı zamanda bu tatil haftası içerisinde varış eğitimimizi aldık. Daha sonra haftalık plan programımızı yapıp bir sonraki haftayı, okulların açılmasını beklemeye koyulduk. Bulunduğumuz Branesti bölgesi başkent Bükreş’e kırk dakikalık bir mesafede olduğundan bu süreç içerisinde ekip olarak Bükreş’i gezme fırsatımız oldu.
Projeye adım attığımız andan şu ana kadarki sürece kadar her adım daha da keyifli hale geldi. Öğrencilerle olan iletişimimiz ilk andan itibaren harika. Tanışma esnasında adımın içinde bulunan okunuşu Rece, yazılışı Rege’nin Rumence’de kral anlamına geldiğini öğrendim. Daha sonrasında kendimi Rege diye tanıtmam onların da hoşuna gitti. Onların bize karşı olan ilgisi ve bizim onlara karşı olan ilgimiz bulunduğumuz alanı ekstra güzelleştirdi ve aktarmak istediğimiz olguları tam anlamıyla verdiğimizi düşünüyorum.
Tabi projeden arta kalan süreçte gezip görmeyi de es geçmedik. Ziyaret ettiğimiz ilk şehir Bükreş’e daha yakın olan Brasov oldu. Bükreş’in yoğunluğundan sonra Brasov’un sakinliği ve sıkça karşılaştığımız renkli tarihi mimari yapıları bizi fazlasıyla etkiledi. Daha sonrasında Cluj-Napoca, Turda Tuz Madeni, Sibiu’yu ziyaret ettik. Turda Tuz Madeni ise tam bir pazarlama harikasıydı bana göre. Bir Tuz Madeni ancak bu kadar iyi bir şekilde bir turistik alana çevirilebilirdi. Brasov’a gittiğimizde oraya aşık olmuştuk, ta ki Cluj ve Sibiu’yu görene kadar. Sanırım Cluj da Sibiu da eşsiz yerler. Hem mimari yapıları hem de kentin sahip olduğu farklı hava insanın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oluyor. Sibiu’da binaların çatılarında bulunan sizi gözetlermişçesine size bakan gözleri görmenizi tavsiye ederim. Eğer farklı tatlara ilgi duyuyorsanız Sibiu’da bulunan Cafe Wien’de, içeriğinde portakal suyu ile sıcak şarap karışımı olan Punch’ı denemenizi öneririm.
Nasıl geçtiğini anlayamadığım çok keyifli bir ayı geride bıraktım. Şimdi daha keyifli bir ay beni bekliyor. Hoşçakalın. La revedere!
No comments:
Post a Comment