Herkese Merhaba:) Bugün size
Beniaminek03'teki 3. ayımdan yazıyorum. Bildiğiniz gibi dünya şu an bir virüs
ile savaş halinde ve bu savaş için bütün ülkeler günlük yaşamda birçok alana
kısıtlama getirdi. Dolayısıyla ben de burada kuralları ihlal etmeden en keyifli
şekilde günlerimi geçirmeye çalışıyorum. Kapalı mekanlardan çok doğayla iç içe
olup huzurlanabileceğim yerleri seçiyorum. Yeşili her zaman
severdim ama burada tam bir doğa aşığı olduğumu keşfettim. Özellikle sonbaharın
getirdigi bu güzel renkleri görmeniz gerek. Burada yaşadığım kasaba küçük ve
doğal bir yer ve Beniaminek ailem gerçekten çok iyi ev sahipliği yapıyor. Bütün
önyargılarımı yıkacak kadar samimi ve içten davranıyorlar. Burada kulüp
başkanımızın çiftliği var ve bazen oraya gidiyoruz. Atlar, ceviz ve fındık
ağaçları ve köpekler var. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığım yerlerden biri.
Yeşili her zaman
severdim ama burada tam bir doğa aşığı olduğumu keşfettim. Özellikle sonbaharın
getirdigi bu güzel renkleri görmeniz gerek. Burada yaşadığım kasaba küçük ve
doğal bir yer ve Beniaminek ailem gerçekten çok iyi ev sahipliği yapıyor. Bütün
önyargılarımı yıkacak kadar samimi ve içten davranıyorlar. Burada kulüp
başkanımızın çiftliği var ve bazen oraya gidiyoruz. Atlar, ceviz ve fındık
ağaçları ve köpekler var. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığım yerlerden biri.
Yasaklardan dolayı
buradaki bütün eğlence yerleri, restoranlar ve AVM ler kapalı. Havalar da
soğuduğu için bu sıralar yapılacak çok fazla aktivitemiz yok. Neyse ki spor
okulu antrenmanlarimiz var ve çocuklarla birlikte içimizi ısıtacak zamanlar
geçirebiliyoruz.
Artık lehçeye ve kültüre daha çok adapte olduğum için buradaki insanlarla daha verimli ve guzel zaman geçirebiliyorum. Bazen birlikte Türk yemekleri yapıyoruz bazen buranın kulturel yemeklerinden yiyoruz ya da geleneklerden bahsediyoruz böylece kültürler arası etkileşim sağlayabiliyoruz.
Geçen hafta ilk defa
kehribar taşı topladık. Evet bizzat gidip Sopot sahilinden kendi ellerimizle.
İlk defa bir doğal taşı doğadan topladım. Benim için oldukça ilginç ve ilgi
çekici bir deneyimdi. Tabiki o muazzam işlenmiş ve büyük taşlara çok benzemiyor
ama tamamen doğal küçük ve parlaklar. Size biraz burada geçirdiğim süre içinde
gittiğim yerlerden bahsedeyim.
Gerçi önceki yazımda
bahsetmiştim gideceğimden. Stuttgart'a bir gezi yaptım. Tübingen, Manheim,
Kircheim, Heidelberg ve Stuttgart'i gezdim. 5 günlük bir gezi sürecim oldu ve
inanılmaz keyif aldım. Bu benim yurtdışında ilk yurtdışı gezimdi. Bu şehirlerin
neredeyse bütün sokaklarını karış karış gezdim,ormanlarının havasını doya doya
soludum, soğuk sularında yalin ayak gezdim ve olabildiğince yaşamaya çalıştım.
Almanya biz Türklere çok
yabancı bir yer olarak gelmiyor çünkü bir çok Türk'ün yaşadığı ve bildiği bir
yer. Bir çok Turk restoran ve mağazası mevcut. Şehrin genel havası ve yapısı
çok güzel,ulaşım ağı çok iyi trenler çok yaygın kullanılıyor ve her şey çok
düzenli görünüyordu. Maalesef ülke dışında henüz başka bir yere gitmedim. Ama
umarım virüs kısa zamanda geçer ve size anlatacak birlikte gezmiş gibi
hissedeceğiniz daha bir çok yer yaşayabilirim. Bu konuda çok şanslıyım ki beni
gerçekten destekleyen güzel bir ailem var, teşekkürler Beniaminek. Biliyorum ki
burada geçirecek çok daha güzel günlerim var, bir sonraki yazıda görüşmek üzere
:))
Burcu Arife ÖZKAN
Polonya Gönüllüsü
No comments:
Post a Comment