Friday, 18 January 2019

Anadolu’dan Transilvanya'ya


Merhabalar, başlıyoruz! ‘’Fıstığın merkezinden Balkanların Paris’ine’’ belkide başlık bu olmalıydı. Bu yazıyı okuyan kişi hoşgeldin. Romanyada 2 aylık EVS gönüllüsüyüm. Daha önce yurtdışına farklı şekilde çıkmıştım. Lakin bu kez tek başıma ve proje ile gelmenin heyecanı vardı. Hayat sadece okul değildir. 19 yaşındayım üniversiteye hazırlanıyorum. Bu proje benim için tecrübe açısından çok büyük şanstı gelmeden önce çok büyük tereddütlerim vardı. Gidersem acaba sınavı kazamaz mıyım, boş zamanlarda ders çalışamaz mıyım vs gibi çok atıp tuttum. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim İyi ki gelmişim.”Projeye katılanlar arasında en küçük olmak benim için ayrıca büyük bir fırsattı. Yolculuğum Gaziantep-İstanbul sonrada Bükreş’e gelerek başladı. Bükreş Otopeni havaalanından da bizi Braneşti’de kalacağımız öğrenci yurduna getirdiler. Buradaki öğrenciler bizi Türkçe merhaba diye karşıladılar. Burada farklı kültürden insanlarla tanışmak onlarla kültürlerimizi karşılaştırmak çok keyifli ayrıca öğrendim ki filmlerimiz burada hayranlıkla izleniyor. Haliyle Türkler bu topraklarda seviliyor. Kasım ayında geldiğim için şehir bu aydan itibaren hızla soğuyor. Gelmeden önce bu topraklarda 490 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini bulmak azda olsa mümkün genel olarak Bükreş’te neo klasik tarzda ki binaları, dev parkları, kocaman bulvarları, etkileyici düzeyde; dikkatli bakıldığında Sovyetler zamanı mimari eserleri görebilirsiniz.

Tarih kitaplarında okuduğum ‘’Transilvanya Bölgesi’’ne ayak basmak benim için ayrı bir mutluluk...Projemizin amacı Romanya’daki gençleri Avrupa Birliği Parlamento seçimlerine teşvik etmekti haftanın üç günü kaldığımız yurdun okulunda eğitim veriyoruz. Bazende ülkemiz hakkında çeşitli bilgiler veriyoruz. Gençlerle beraber keyifli vakit geçiriyoruz. Haftada bir günde ofiste Romence öğreniyoruz. Arta kalan günlerde Bükreş’te gezip dolaşıp yeni şeyler keşif ediyoruz. Eğer yolunuz buralara düşerse ‘’Old Town’’ bölgesini gezmeyi unutmayın. Burada Türk lokanlarını görmek mümkün ayrıca simite benzeyen covrig (kovrik)’in tadına bakmadan gitmeyin. Parlemento Binasını muhakkak görün derim, hatta belki burdan başlayabilirsiniz gezinize. Pentagon‘dan sonra dünyanın en büyük ikinci binası.
10 Kasımda Bükreş’te Atatürk büstünü ziyaret ettik. Ulu önderi burada görmek gurur verici bir duyguydu. Şimdiden bir ay hızlıca geçti, bu aralar ülkede yılbaşı hazırlıkları başladı.
 Bakalım ilerde neler olacak tekrar görüşmek üzere..

No comments:

Post a Comment