Ben
Çağatay. Sizlere Romanya’da başladığım yurtdışı projesinden ve anılarımdan
bahsedeceğim. Bükreş’in Ciorogarla kasabasında projeye başladım. Öncelikle buraya
gelmeden önce yaşadığım birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Projeye ekip
arkadaşlarım benden önce gitmişlerdi ve tek başıma yurtdışına çıkmanın heyecanı
vardı. İngilizce bilgim inanılmaz azdı ve nasıl anlaşacağımı bilmiyordum.
Havalimanındaki memurun sorularını ve koordinatörümüzün konuşmaları gibi ilk
başta bu tarz zorlukları yaşadım ve atlattım. Artık Ciorogarla’dayım.
Arkadaşlarımla tanıştım ve o gün Türkiye’ye geri dönmek istedim. Çünkü herkes
İngilizce konuşuyordu ve kendimi kötü hissetmeme neden oldu. İlk bir haftayı
geride bıraktıktan sonra hem ekip arkadaşlarıma hem de yabancı arkadaşlara
alıştım. İngilizce seviyemin gelişmesi için herkes yardımcı oldu ve bu projenin
bana kattığı önemli şeylerden birisi oldu.
Projeyi gerçekleştirdiğimiz bu küçük
Ciorogarla kasabasına zamanla alıştım. Her ne kadar tüm isteklerimizi
karşılayamasa da eğer burada yaşama şansım olsaydı bunu yapardım. Küçük
müstakil evler, sıcakkanlı insanlar ve şehrin gürültüsünden uzak. Öğrencilere kısa sürede alıştım ve
aramızda güçlü bağlar oluştu. Onların ufacık şeylere mutlu olmaları beni de
mutlu ediyordu. Derslerimiz çok keyifli geçiyor ve Türkçe öğrenme istekleri
beni daha çok mutlu ediyordu.
Hafta içi üç gün saat 16:00’a kadar
çocuklarlaydım. Haftanın bir günü koordinatörümüzle genel toplantı. Diğer gün
ise Romence eğitimi alıyordum. Hafta sonu tatilinde ise tarihini koruyan
başkent Bükreş’i geziyordum. Koordinatörümüz Romanya kültürünü öğrenmemiz için
bizleri geleneksel yemeklerin olduğu yerlere götürüyor ve aynı zamanda tarihi
yerleri de gezdiriyordu.
Bu sırada kısa süre içerisinde tatil
planı yaptım gideceğim şehirleri seçtim biletleri satın aldım ve tatil günümün
gelmesini bekledim. Gezeceğim şehirler Roma ve Paris’ti. Tatile ekipten bir
arkadaşımla gittim. İlk durağımız Roma’da bir uygulama ile kalacak yer
ayarladık ve 2 gün bir İranlı ile Hindistanlının yanında kaldık. Cana
yakındılar ve Türkleri seviyorlardı. Evi çok beğenmesek de Roma’da gezdiğimiz
tarihi yerler ve yaşadığımız eğlenceli gezimizi Paris’te devam ettirecektik. Ve
artık Paris’teyim. Televizyon ve internette gördüğüm gözümde büyüyen şehirde. 4
gün kaldık ve her gün dolu geçti artık çok yorulmuştum. Romanya’daki evime
dönüp Türkiye için hazırlanmam gerekiyordu.
Projenin bana katkılarından
bahsedecek olursam. Bu proje bana insanlarla nasıl daha sağlıklı iletişim
kurabileceğimi, yabancı dili nasıl geliştirebileceğimi, Türkiye’ye gittiğim
zaman ne şekilde nasıl kararlar alacağımı ve yurtdışını gözümde büyütmemem
gerektiğini öğretti. Hayatıma çok şey kattı. Hayatımın bu 2 ayı gerçekten
farklıydı. Bu deneyimi yaşadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Gerçekten herkesin bu tecrübeyi edinmesini isterim. Arkadaşlarımla burada
beraber zorlukların üstesinden geleceğimiz için birbirimize daha fazla
kenetlendik ve burada kurduğum arkadaşlıkları Türkiye’de kuramazdım bundan
eminim. Bu arkadaşlığımızın Türkiye’de de süreceğine eminim. Bu deneyimi
yaşattığı için IYACA ve SAKURA’ya sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum
No comments:
Post a Comment