Sizin okurken bile hissedeceğiniz hızlı bir
ay olacak!
Aralık ayının yoğunluğunu Kasım’dan planlamıştık
aslında. Bunun en büyük sebebi ise tabiki Christmas ve yılbaşı planlamasıydı.
Sonrasında gelen tatil planının yapılması iste paha biçilemez. Öncelikle bu
ayda yapılan verimli etkinlikler sonrasında mükemmel gezimi, edindiğim
deneyimlerimi, dinlenme sürecimi tek tek
okuyabilirsiniz. Eminim ki bu yazı size hayatınızda bir adım daha arttıracak.
Öncelikle Aralık ayının gelişini ‘Advent
Calendar’ olarak adlandırılan bir rutinle ve her evde, okulda görebileceğiniz
masalara konulan mumlarla anlayabilirsiniz. O zamandan itibaren christmas ruhu
hayatınıza girmiş oluyor. Özellikle daha önce böyle bir şey yaşamadıysanız daha
özel hissediyor, her gün farklı bir şey öğreniyorsunuz. Söyleyebilirim ki
Aralık ayı diğer inanışlar hakkında bana hiç bilmediğim bir sürü şeyi öğretip,
farklı etkinlikler yaratmamı sağladı.
Her hafta farklı bir etkinlik konusu belirleyip güzel zamanları geçirdiğimiz Struzielka ile ayın ilk haftasında Christmas dekorasyonları için atölye çalışması yaptık. Her zaman olduğu gibi farklı insanlarla farklı sonuçlar yaratmak insanoğlunun en güzel mutluluğu. Bu haftanın devamında ırkçılık konulu yapılan atölye çalışması ise haftanın verimlilik seviyesini iki katına çıkardı. Yaptığımız plana göre Ocak ayı sonrası biz de eğitim verdiğimiz okullardaki öğrenciler için gerçekleştirmeye başlayacağız. Christmas ve yılbaşı hazırlıkları devam ederken bir yandan evimizi dekore ediyorduk ve mentorlerimiz, arkadaşlarımız için düzenleyeceğimiz christmas yemeğini planladık. Genelde 24-25 aralık tarihlerinde gerçekleşmesi gereken bu yemeği biz bir hafta erken düzenledik çünkü o tarihlerde herkesin tatil zamanı olacaktı. Aslında noel zamanı benim ülkemde yaşadığım değerler, yapılan aktiviteler, yenilen yemekler tamamen farklı gibi görünse de önemli olan nokta bir arada ve mutlu olmaktı. Gecenin sonunda farkettik ki yorgun olduğumuz kadar biz gerçekten çok mutluyduk. Dünyanın 8 noktasından gelen 13 gönüllünün yaptığı yemekler ve Slovakya’nın christmas yemeğinde olmazsa olmaz dedikleri çorbası bizi ve misafirlerimizi daha da mutlu etti tabi.
Sonrasında dernek olarak düzenlediğimiz
‘International Christmas’ haftası bize ve etkinliğimize katılanlara diğer
ülkelerde neler gerçekleştiğini, geleneksellik kavramının ne olduğunu gösterdi.
En önemlisi de burada tanıştığımız insanlarla gerçekten aile gibi hissetmek,
farklı tarihlerde de olsa christmas için aile yemeği yemek her geçen gün daha
da aitlik hissi veriyor.
Gelelim mükemmel İtalya turuna;
deneyimlerime, mutluluğuma, arkadaş çevreme, güzel hatıralarıma, takıntı haline
gelen rozetlerime, adım attığım ülkelere yenisini eklediğim müthiş İtalya
seyahati. Bu yazıyı okuyan ve beni yakından tanıyanlar bilir ki bu seyahati
beraber yaşadığım ve en çok eğlendiğim müthiş insan Jorge ile beraber
planladık. Aslında planlama olayı biraz fazla gecikitiğinden zorluklar peşimizi
bırakmadı ama biliyoruz ki bu da bir deneyim. Bolonya’ya planlanan uçuş
sonrasında sırada bizi Floransa, Venedik ve sonrasında Slovenya’nın başkenti
olan Lübliyana bekliyordu. Bir haftada ne kadar adım atıp, ne kadar güzel zaman
geçiriği, ne kadar fazla insanla tanışırsınız diye bir rekor alanı düzenlense rekorlar
kitabının sayfasında biz yer alabilirdik heralde. Bir haftayı nasıl
planladığımızı özetlersem ulaşım yönünden biraz pahalı olduğundan dolayı için
öncelikle otobüslerimizi planlayıp sonra kalacak yerlerimizi ayarladık. Harika
zaman geçirmek açısından her rezervasyonumuzu halletmiştik. Tabi bunları
söylerken otobüs saatini beklemek için sabaha kadar Floransa sokaklarında
beklediğimiz, açık McDonalds aradığımız ve Türk kebab restaurantları bulduğumuz
oldu. O anı yaşarken ara ara şikayet edip, eğlendik ve hep bunların da bir
deneyim olduğunu hatırladık. Yanımda götürdüğüm ukulelemle İtalya’nın
sokaklarında şarkılar çalmak ise her şeyi unutturdu. Adım attığın her yerde
müzik yapmak insanı mutlu eden ve bunu insanlara bulaştıran harika bir fikirdi.
Dönerken her şehiri değerlendirirken
farkettim ki İtalya her açıdan harika ve hep hayal ettiğim gibi bir ülke. İnsanları,
tarih kokan ve her adımda farklı hikayeler duyabileyeceğiniz yapıları insanın
gezme bakış açısını derinden etkiliyor. Yani bir kez daha derim ki gezelim
görelim.
Aralık ayını bitişini ise dört aydır misler
gibi yaşadığım, evim gibi hissettiğim Slovakya’ya dönerek yaptık. Şehirin
meydanında hiç tanımadığımız insanlarla, bazı şehirlerin almış olduğu karardan
dolayı akşam saat 6 da havaifişeklerle 2020 yılını karşıladık. Yılbaşını ayın
başından beri büyük bir meydanda, başkentte kutlarız diye düşünürken kendimi
her gün gittiğimiz mekana mercimek köftesiyle giderken buldum. Gerçekten çok
küçük gözüken bu şehir Cadca sürprizlerle dolu. Bir haftalık tatil sonunda
kalan bir haftayı evde dinlenerek geçirmek fikri çok sıkıcı gözükse de Ocak
ayına enerji depolamamız gerekiyordu. Şimdiden spoiler vereyim Ocak ayı fazla
bilgili, gezmeli, mutlu. Vicime saa!
No comments:
Post a Comment