Ben Nurullah. Yurtdışı
deneyimimden bahsedeceğim sizlere. İlk başta yapar mıyım, yapamaz mıyım diye
çok düşündüm. Kendime sürekli şu soruları soruyordum, ‘’İngilizcen çok zayıf,
nasıl anlaşacaksın, nasıl hayatta kalacaksın?’’diye. Kendi kendime,‘’Yaparsın,’’diyerek
kendimi Romanya’nın bir ilçesi olan Ciorogarla’da buldum kendimi. İlk dersime girdiğimde iletişimim daha çok
mimiklerle olmuştu. Çok samimi bir şekilde karşılandım. Şefkatle yaklaştım
onlara. Onlarında böyle davranması beni aşırı mutlu etti. İki hafta boyunca
derslere girdik ve ardından yaklaşık 15 gün Christmas tatili olduğunu duyunca
şaşırdım. Christmas tatiline çok önem verdiklerini gördüm.
Neredeyse her ev ışıklarla donatılmıştı. Christmas tatilimize girmeden önce
kültür gecesi için hazırlıklar yaptık. Çiğköfte, helva, leblebi, çay,
ayranlarla masaları donattık. Güzel bir kültür gecesiydi bizim için.
Christmas tatiline girmiştik. Bu boş vaktimde
Moldova’ya ve Moldova’dan bağımsızlığını ilan Transyeter diye küçük bir
ülkeleri gezme fırsatım oldu. Moldava’ya herkes Romanya’nın kardeşi lakabını
takmışlardı. Cidden de öyleydi. Binaları, insanları benziyordu ama küçük
ülkeydi. Transyeter’da biraz zorlandım. Rusya egemenliği altında düşünüyorum
çünkü bayraklarının yanında Rusya bayrağı vardı ve her şey Rusça yazılıydı.
İngilizce bilen insan sayısı çok azdı. Üç gün orada kaldıktan sonra Romanya’ya
geri döndüm. En güzel aktivitem kulaklığımı takarak, elimde fotoğraf kameramla
Bükreş’in sokaklarında fotoğraf çekmek oldu.
İki haftalık tatilim bitince çocuklar için nasıl aktiviteler
yaparız diye konuştuk, planlar yaptık. Ben daha çok video çekim, fotoğraf çekim
kısımdaydım çünkü öğrencilere İngilizce etkinlik anlatacak kadar dilim
gelişmemişti. O yüzden en iyi alanımda ilerlemeye çalıştım.
Burada iki grup var. Biri ESC
diğeri multicultural Community. Boş zamanlarımızda mutfakta toplanarak kart
oyunları, vampir köylü gibi oyunlar oynayarak aramızda bağı güçlendiriyoruz ve
eğlenceli zamanlar geçiriyoruz.Bükreş çok güzel bir yer. Metrodan çok kez
yanlış yerde indim ve yabancı insanlara
derdimi anlatarak yolumu buldum. İngilizcemin ilk geldiği gün arasında çok fark
var. Bu projeden öğrendiğim şeyler ise; siz iyimser yaklaşırsanız, karşınızdaki
insanda size öyle davranır. Anlaşamadığınız bir insan olduğunda düzen
bozulmasın diye katlanmasını da öğrendim. Çünkü ara ara kavgalar çıkıyor
karşınızdaki insan sizin gibi düşünmediği için. Çok güzel dostluklar
kazandığımı düşünüyorum. Türkiye’de yaşadığı yere misafir olarak çağrılmak
güzel bir his. İngilizceyi bu yaşta öğrenilmez artık diye bir önyargım vardı
ama geç olmadığını öğrendim. Bana bu güzel deneyimleri yaşattığınız için
IYACA’ya çok teşekkür ederim.
No comments:
Post a Comment