Saturday, 14 December 2019

Slovenya’da Zaman Uçuyor Resmen


Dober dan! Evet sevgili okuyucular tekrardan sizlerleyim ve Slovenya’da ikinci ayımı doldurmuş bulunmaktayım. Bu ayın başında bir haftalık geliş eğitimine katıldık. Çoğul konuşuyorum çünkü projede yalnız değilim artık, Fransa’dan gelen başka bir gönüllü ile birlikte çalışıyorum. Bir aydır birlikte yaşıyoruz ve bence iyi de anlaşıyoruz. O bana bazen Fransızca öğretiyor bazen ben ona Türkçe öğretiyorum. Fransız kültürüne dair bir çok şey öğrendim diyebilirim. Evet yukarıda da bahsettiğim gibi bir haftalık geliş eğitimine katıldık, orada Slovenya’da farklı kurumlarda gönüllülük yapan bambaşka ülkelerden gelen gönüllüler ile tanıştık. Ormoz’ dan (yaşadığım kasabanın adı) ayrılıp Slovenya’nın deniz kıyısındaki küçük ama yine yemyeşil her tarafı üzüm bağlarıyla çevrili Koper şehrinin Ankaran ilçesine gittik. Slovenya’nın sahil şeridi çok uzun değil bu sebeple  burası Slovenya halkı için önemli bir yer. Varış eğitimde neler öğrendik hemen size bahsetmek istiyorum.  Bir haftalık bir programdı ama epey yoğundu diyebilirim. Hem kendimizi keşfetmemizi hem de bambaşka ülkelerden ve kültürlerden gelen insanlarla bir arada çalışmayı, bilgi aktarımı yapmayı kendi tecrübelerimizi anlatmamızı, aynı zamanda kendi ülkemizi / kültürümüzü tanıtmamızı sağlayan bir eğitim programı oldu.  Ama benim için en önemlisi farklı ülkelerden bir sürü arkadaşım oldu.  Eğitimimizi tamamladıktan sonra evimize geri döndük. Biz varış eğitimindeyken gönüllülük yaptığım kurumda da bir haftalık ‘’Gençlik Değişim Programı’’ vardı Yunanistan’dan, İtalya’dan, Çek Cumhuriyeti’nden   gönüllüler gelmişti. Onlarla sadece Hallowen  partisinde vakit geçirme fırsatımız olsa da az ama yine de güzel bir deneyim oldu bizim için.  Peki bu ay neler yaptım ? Neler yapmadım ki  Yaşadığım bölge üzüm bağlarıyla ünlü olduğu için burada Şarap önemli bir geçim kaynağı. O sebeple bende dedim ki, madem burada 6 ay yaşayacağım. Ben neden öğrenmeyeyim ki nasıl şarap yapıldığını. Ve ta daaa. Karşınızda artık bir şarap ustası var.  Şaka şaka. Sadece temel şeyleri öğrenmiş olsam da fena sayılmam yani :P. Size biraz da ofis hayatından bahsetmek istiyorum. Ofis dışında bir etkinliğimiz yoksa, hafta içi her gün ofisteyiz. Gençlik merkezinin sosyal medya hesaplarını düzenliyoruz, geliştiriyoruz. Yapacağımız etkinliklerin planlamasını yapıyoruz, okul sonrası gençler yanımıza gelirlerse onlarla vakit geçiriyoruz. Boş zamanlarımda ise buradaki insanlarla daha yakın olabilmek, onları daha iyi tanımak için burada düzenlenen çeşitli kurslara katılıyorum. Salsaya ve dikiş kursuna başladım. Evet biraz garip oldu benim içinde çünkü önceden en ufak bir fikrimin olmadığı bu alanları bambaşka bir yerde ve bambaşka bir dilde öğreniyorum. Ama Slovenler çok cana yakınlar, dillerini bilmesem de hemen ortama uyum sağlamama yardımcı oluyorlar.   Belki duymuşsunuzdur Slovenya yemyeşil olmasıyla ünlü bir ülke. O yüzden her yerde ormanlar mevcut. E tabi benim yaşadığım kasaba da yemyeşil haliyle. Haftasonları ormanda koşmak gibi harika bir fırsatım var.  Herhalde dönünce en çok özleyeceğim şeylerden biri ormanda koşmak olacak.  Mentorum konusunda da çok şanslı olduğumu söylemek istiyorum. Çünkü kendisi de koşuyor hatta birlikte diğer ülkelerdeki maratonlara katılıyoruz. Bu ay Hırvatistanda düzenlenen bir Maratona katıldık. Gelecek ay da İtalya da bir maratona katılacağız. Evet dostlar size daha anlatmak istediğim çok şey var ama yazımı şimdilik burada sonlandırıyorum. Bakalım öbür ay beni neler bekliyor.
Beklemede kalın…
Adijo.



No comments:

Post a Comment