Projelerini ve bloglarını yakından takip ettiğim IYACA
yeni bir duyuruda bulunmuştu. 11 ay Slovakya da EVS projesi, aranılan özelliklerin
beni anlattığına kanaat getirdim. Katıldığım gönüllülük etkinlikleri, ufak
çaplı projeler, yakından ilgilendiğim spor dalları ve üniversitede iken
katıldığım kültür etkinliklerini göz önünde bulundururak başvurdum. Serdar abi seçildiğimi
söyledi. Uzun lafın kısası mülakat, mail trafikleri , insanı yıldıran vize
bekleme süreci derken kendimi esenboğa havalimanında ailemle birlikte elimde uçak biletim ve 40
kilo bavulumla beklerken buldum.8 kasım sabaha karşı 5:20 de viyana gitmek için
uçağa bindim. İndiğimde heycanla karışık kaybolma korkusu beni bırakmadı.
Ankara> Viyana>Bratislava>Zilina > Cadca (en son ineceğim
durak) derken inmeyi unutup çek
cumhuriyeti navsi durağına gitmem ayrı bir maceraydı. Bu yaşıma kadar bir ülke
göremeyişim ve 1 günde 3 ülke görmek ne kadar zıt olaylar dimi.Neyse ki diğer
Türk gönüllü arkadaşlarım araba ile gelip beni buldular.
Kalacağım eve geldim ev arkadaşım avusturyalı ev
arkadaşım paul beni karşıladı tanıştık. Cennet gibi biryere gelmiştim cidden
doğa güzelliği en iyi olan köylerinden birisi starara bystrica !! Bir zamanlar
hayalini kurduğum hayatı yaşıyorum.Farklı külterler ile bir aradayım. Benimle
ilgilenen danışmanım bana okulu ders vereceğim yerleri atletizim hocaları ve
çocuklarla tanıştırdı.Çok samimi ve içten kişilerdi ve bazıları cidden Türklere
ayrı bir hayranlık duyuyor o ayrıcalığıda burada hissediyorum.Çocuklar, slovakça
bilmediğim için sadece ahoj ahoj diyerek gülüyoruz. Tanışma faslı geçtikten
sonra hemen derslere başladım 8-12 yaş arası çocuklara ingilizce dersi
veriyorum onlarda bana slovakça karşılıklarını söylüyolardı eğlenerek öğrenmek
tam anlamıyla bu olsa gerek.Diğer günler atletizim hocalığı yapıyorum. Çeşitli aktivitilerle
dersleri daha eğlenceli ve çocuklar için çekilebilir hale getirmeye çalışıyorum
çok verimli geçtiğini hissedebiliyorum çünkü gerçekten çok zekiler öğretilen
birşeyi hemen öğreniyolar eğitim sistemleri, hocaların çocuklara ilgisi tam
anlamıyla başarıya sürüklüyor.Her pazartesi günleri diğer gönüllülerin yanına
gidip slovakça ve ingilizce dersleri ile kendimi geliştirmeye devam
ediyorum.farklı ülkelerdeki kişilikleri kültürlerini, yaşam standartlarını daha
yakından tanıma fırsatım oluyor.Sürekli bir etkinlik düzenleniyor kendimi daha
önce bu kadar sosyal hissetmemiştim açıkcası. Mala fatra dağına yaptığımız 6
saatlik hiking ve yılın ilk karıyla karşılaşmam derken donmuş bir vaziyette zirveye
ulaştığımızda gördüğüm manzara bana özgürlüğün ne demek olduğunu gösterdi.Dolu
dolu geçen bir ay geride bıraktım bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
No comments:
Post a Comment