Friday 5 July 2019

Hayallerinzin Peşınden Koşun Ve Asla Onlardan Vazgeçmeyin! Çünkü Insan Hayalleri Ile Yaşar…


Romanya Braneşti’den herkese selamlar.
Ben Naciye Yıllardır düşlediğim gerçekleştirmek istediğim birçok hayalim vardı. Gerçekleştirmek istediğim hayallerimi sürekli yazardım. Kendime hep bir liste oluştururdum. Aslında hayallerimin hepsi aklımda yazılıydı ama ben yine de yazardım. İşte Avrupa Gönüllü Hizmeti de bu hayallerimin içinde üst sıralarda yer alıyordu. Uzun zamandır bu hayalimi gerçekleştirmeyi çok istiyordum. Üniversite yıllarımda çeşitli EVS projelerine başvuru yapmıştım. Kiminden kabul alamadım, kimisini de çeşitli nedenlerle kabul edemedim. Ama bir gün bu hayalimi gerçekleştireceğimi biliyordum. Sonra hayallerime kapıları IYACA açtı. Bu projeye kabul aldığımda çok mutlu olmuştum. Çok heyecanlanmıştım. Artık hayalim gerçek oluyordu. Sadece Romanya konusunda birazcık tedirgin olmuştum. Çünkü daha önce adını çok duyduğum bir ülke değildi. Ama şuan geriye dönüp baktığımda iyi ki diyorum… İyi ki Romanya’ya gelmişim, İyi ki bu projedeyim.
Biz burada Romanya’nın küçük, tatlı yemyeşil, doğayla bütünleşik(tam da benim istediğim gibi) Braneşti Kasabasında Liceul Tehnologic  “Cezar Nicolau” Lisesinin yurdunda öğrencilerle kalıyoruz.
Zaman çok çabuk geçiyor. Daha dün gibi ilk geldiğimiz gün ama şuan sonlara yaklaşıyoruz. İkinci ayımızın içerisindeyiz. Benim için burası unutulmaz bir macera. Tüm hayatım boyunca da unutabileceğimi sanmıyorum. Çünkü hepsi olmasa da çoğu ilklerimi burada yaşadım. En başta ilk EVS projem olmasından dolayı benim için çok değerli. Bizim maceramız  aslında ilk yola çıktığımız andan itibaren başlamıştı. Çünkü farklı bir yolculuk serüveniyle Romanya’ya geliyorduk.  Bu proje sayesinde birçok deneyim elde ettim. Birçok farklı insan tanıdım. Biz diğer gönüllü arkadaşlarımla aynı ülkeden gelmemize rağmen hepimiz farklıydık. Hepimizin ayrı bir özelliği, ayrı bir kültürü vardı ki burada tanıdığımız insanlar da bizlerden daha da farklı kültüre, dile sahiplerdi. Hem kendi arkadaşlarımdan hem de tanıdığım insanlardan yeni şeyler öğrendim. Bu da böyle projelerde en çok hoşlandığım durum. Farklılıklar bana her zaman değer katmıştı. Tıpkı burada olduğu gibi. Burada arkadaşlarımla ortak kullanım alanlarımız var. Hep birlikteydik. Bu durumun güzel yanlarının olmasının yanı sıra bazen zorlandığımız noktalar da olmadı değil. Böyle durumlarla nasıl başa çıkmamız gerektiğini, birbirimizi kırmadan, saygı çerçevesinde çözmemiz gerektiğini daha iyi öğrendim. Dediğim gibi farklılıklar her zaman değer katar. Her farklılık bir zenginliktir. Birbirimizi farklı özelliklerimizle tamamlıyoruz. Biraz da burada yaptıklarımızdan bahsetmek istiyorum. Projemizin adı “ Youth European Parliament.” Burada gençlere oy kullanmanın önemi ve bunun ülkelerin geleceği açısından bir sorumluluk olduğunu anlatmaya çalıştık. Burada öğrencilerle olan iletişimimizi Rumence gerçekleştirdik. Bu sayede Rumenceyi de birazcık öğrendim.  Biz de onlara Türkçe öğretmeye çalıştık. Haftanın iki günü Pazartesi ve Cuma günleri  Bükreşteki ofisimize gidiyorduk. Burada bazı zamanlar Rumence dersi aldık. Genel olarak pazartesi günleri yapacağımız etkinlikler üzerine konuşuyorduk. Cuma günleri ise haftanın değerlendirmesini yapıyorduk. Hafta sonlarımız bize aitti. Hafta sonlarımızı da çok iyi bir şekilde değerlendirmeye çalıştık. İlk önce Romanya’nın diğer şehirlerini keşfe çıktık.  Bu sayede Braşov, Alba Iluia, Sibiu, Snagov ve Timisoara’yı gezdik. Ben gezmeye tutkun bir insan olarak  Romanya’nın bütün şehirlerine hayran kaldım. Ama beni en çok cezbeden ise Timisoara oldu diyebilirim. Romanya’ya yolunuz düşerse  Timisoara’ya uğramadan geçmeyin. Bir de öğrencilerle birlikte  Constanta’ya okul gezisine katılarak orayı da görme fırsatımız oldu. Ramazan Bayramını da burada geçirdik. İlk defa bir bayramda ailemden uzaktaydım ama ailemin yokluğunu hiç hissetmedim. Ramazan Bayramı için bir etkinlik düzenleyerek kültürümüzü tanıtmaya çalıştık. Hep birlikte elimizden geldiğince kültürümüzü yansıtan yemekler hazırladık. Öğrencilerle birlikte Türkçe ve Rumence şarkılar eşliğinde dans ettik. Bu etkinlik kültürel etkileşim anlamında çok güzeldi. Arkadaşlarımla ortak bir şeyler yapmak da çok eğlenceliydi. Yeri gelmişken söylemeden geçemeyeceğim. Benim burada edindiğim becerilerden bir tanesi de yemek yapmak oldu Yemek yapmayı hiç bilmeyen birisi olarak burada yemek yapmayı öğrenmiş bir şekilde döneceğim ülkeme. Romanya’nın insanları gerçekten çok saygılı, misafirperver, içten, yardımsever insanlar. Biz buralarda öğrenci olduğumuz için ulaşımı otostop çekerek ücretsiz kullandık ve maceralı yolculuklar biriktirdik. Otostopta tanıdığımız insanlar da çok iyi insanlardı. Hepsi bizlere çeşitli konularda yardımcı olmaya çalıştılar. Onlarla tanışmak çok eğlenceliydi. Otostop maceralarımızı burada anlatmaya çalışsam  da bitiremem.  Ama otostopla gezdiğimiz ülkelerden bahsedebilirim. Evet otostopla dört tane ülke gezdik. İnanılmaz bir yolculuktu. Bulgaristan sınırını gece gece yürüyerek geçmekle başlamıştı macera. Sadece Bulgaristan mı??? Sırbistan, Moldova, Ukrayna sınırlarını da yürüyerek geçtik. Heybemize birçok güzel anılar koyup  geri geldik. Bu proje ile bizler başka ülkelerden “gönüllerle” tanışma fırsatı bulduk. Bizler aslında sınırları yürüyerek aşmıştık ama bununla sadece haritadaki sınırları değil zihnimizdeki sınırlarımızı, engellerimizi de aştık. Benim kişisel hayatımda ve yaşam serüvenimde  bu proje büyük bir önem arz ediyor.

Sizler de hayallerinizin peşinden koşun ve asla onlardan vazgeçmeyin. Çünkü bana “İnsan ne ile yaşar?” diye sorarsanız derim ki; “İnsan hayalleri ile yaşar.” Sizler de Erasmus+ fırsatlarından yararlanarak tüm sınırları aşabilirsiniz! Sevgi ile kalın.






No comments:

Post a Comment