Friday 22 September 2017

Hamınıza Salamlar…

Azerbaycan Türkçesi ile sizi selamlayarak blog yazıma başlamak istedim. 2 Aylık Azerbaycan/Ganja “ Caucasian Youth Dream EVS Projesi”nin 1. Ayını tamamladım. Geriye 1 ayım kaldı.  Size 1 ayda yaşadıklarımı, gezdiğim gördüğüm yerleri, burada neler yaptığımı, ne deneyimler kazandığımdan bahsedeceğim.
Öncelikle İstanbul’dan 19 Ağustos tarihinde uçağa bindim. Ağustos ayı olduğundan dolayı Türkiye’deki sıcaklık bir hayli yüksekti. Fakat Azerbaycan Bakü’ye iniş yaptığımda, İstanbul’dan daha da yoğun bir sıcak beni karşıladı. Öğrendiğim kadarıyla burada kışlar hafif geçiyormuş ve genellikle sıcak oluyormuş. Bakü’den Gence’ye otobüse binerek diğer gönüllü arkadaşlarımla beraber geçiş yaptık. Gence’ye ilk dikkatimi çeken şey binaların tarihi yapısını koruyor olmasıydı. Şehirde genellikle trafik olmuyor ve şehir merkezi güzel bir düzen içinde kurulmuş. Burada yaşadığım ev, koordinatörümüz tarafından belirlendi ve şehir merkezinde yer alıyor. Bu benim için büyük bir şans. Şehir merkezine yakın olması, gezilecek yerlere yürüme mesafesinde olması benim için çok iyi bir unsurdu.
Buraya ilk geldiğimde Azerbaycan insanlarıyla tanıştıkça aslında dillerinin Türkçeden ne kadar farklı olduğunu anladım. İlk başta onları anlarım diye düşünmüştüm fakat dilleri bizim dilimizden çok çok farklı olduğundan biraz zorlandım diyebilirim. Buradaki insanların çoğu 2. Bir dil olarak mutlaka Rusça biliyor. Bu da beni şaşırtan diğer bir unsur oldu. Azerbaycan halkı genel olarak çok yardımsever ve iyi niyetli. Türk olduğumuzu öğrendiklerinde daha da iyi, hoşgörülü ve yardımsever davranıyorlar.
Ev sahibi kuruluşumuz olan “Bridge To The Future” Azerbaycan adıyla “Geleceye Körpü” teşkilatında görevler alıyorum. Burada haftalık rutinimin nasıl olduğunu size anlatayım; Azerbaycanlıların deyimiyle haftanın 1. Ve 2. Günleri yani Pazartesi ve Salı günleri sabahları 2 saatlik ‘Uşaq Evi’ine (çocuk yurdu) giderek oradaki çocuklarla zeka geliştirici aktiviteler, bulmacalar, boyamalar yapıyoruz. Bazen de outdoor aktiviteler yapıyoruz. Çocuk yurdu sonrası ofise dönerek her Perşembe günleri gerçekleştirdiğim ‘Psikoloji Klübü’me hazırlanıyorum. Psikoloji öğrencisi
olduğumdan dolayı ofiste böyle bir klüp açarak hem insanlarla çeşitli psikolojik konular hakkında konuşuyor hem de bilgi paylaşımında bulunuyorum. Bu benim için çok yararlı oluyor. Cuma günleri ise ‘SOS’ adı verilen çocuk yurduna giderek oradaki çocuklarla aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca haftada 2 gün 1 saat ofiste Azerbaycan dili öğreniyoruz. Bir haftalık rutinim bu şekilde işlemeye devam ediyor...

Tüm bunların yanı sıra, size burada gezdiğim gördüğüm ve edindiğim güzel dostluklardan bahsetmek isterim. Gence Şehir Merkezi dışında Göygöl, Xoshbulaq , Mingeçevir, Yeni Gence ( Heydar Aliyev Parkı ), şişeden yapılmış ev (Bottle House)  gezdik. Bu haftasonu da Şeki’yi gezmeye gideceğiz. Onu bir sonraki blog yazımda anlatacağım J Göygöl; Kepez dağında gerçekleşen deprem sonucunda oluşmuş bir göl. Doğallığını koruyarak insanların ziyaretine sunulmuş olan Göygöl’ü çok beğendim. Başta koordinatörümüz olmak üzere burada çok dostluk kazandım. Ve her yeri birlikte gezdik.

Bir diğer doğal güzellikte Xoshbulaq Dağı… Temiz havası beni cazip eden en önemli unsur oldu. Xoshbulaq’ta insanlarla konuşma fırsatı yakaladım. İnsanlar yazın burada göçebe şeklinde yaşadığını gördüm. Bize çay ikram ettiler ve çok misafirperver davrandılar.
Mingeçevir’de Kur Irmağı bulunuyor. Nehir o kadar büyük ki denize benziyor. Ve suyu tatlı. İnsanlar oradaki nehire girebiliyor. Haliyle bizde girdik… Bence suyu çok temizdi.

Yeni Gence yani Heydar Aliyev Parkı gençlerin ve ailelerin akşamları vaktini geçirebileceği en ideal yerlerden biri. Akşam yürüyüşleri için çok uygun. Şişeden yapılmış ev mutlaka görülmesi gereken, bence büyük  uğraş verilmiş bir yapıttı.
Genel olarak Gence’yi çok beğendim. Daha da gezmek ve sizlerle paylaşmak isterim..
Bana burayı gezme, güzel dostluklar edinme, deneyimler kazanma, yeni bir kültür, yeni bir dil öğrenme fırsatını verdiği için başta gönderen kuruluşum İYACA’ya, daha sonra ev sahibi kuruluşum “GELECEYE KÖRPÜ”ye beni kabul ettikleri için teşekkür ediyorum..

Yeni yerler, yeni maceralarımla bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere.. 

No comments:

Post a Comment