Wednesday, 1 September 2021

Selanik'ten tekrar merhaba!

Selanik’ten tekrar merhaba. İlk iki blog yazımda Yunanistan’ın Selanik kentinde gerçekleştirmekte olduğum projemden detaylar vermeye çalışmıştım. Bu sefer biraz farklılık yap buradaki günlük yaşamdan, insan ilişkilerinden ve elbette Yunanistan güneşinden söz etmeye çalışacağım. Başta anlamakta zorluk çeksem de elbette adaptasyonum da aynı oranda zorlu geçse de zamanla ve tecrübe ettikçe insanların neden bu kadar rahat olduklarını ve sosyal anlamda gerginliğin değil aksine anlayışın ve saygının nasıl bu kadar toplumda hâkim olduğunu anlamaya yavaş yavaş başladım. Çalışma koşullarının zorluğu ve ekonomik krizin derinliği gözle görülür bir şekilde belirgin olsa da burada insanlar günlük hayatlarında konfor alanını sağlamakta oldukça başarılılar. Kahve ve simit ile başlanan bir günde deniz kenarında gerçekleştireceğiniz kısa bir yürüyüşün ardından nereye oturursanız oturun önünüze güzel bir yemek geleceğinden emin olduğunuzu düşünün. Karşınızda eşsiz manzarası ve olanca büyüklüğüyle Olympos dağı hemen üzerinizde beyaz kanatlarıyla martılar uçmakta. Bundan daha rahatlatıcı bir şey düşünemiyorum.
Elbette bunun yani sıra dernekte (Fix in art) yapmış olduğumuz çalışmaların verdiği özgüven ve insanların ne olursa olsun takındıkları destekleyici tavır Yunanistan’daki günlük hayata adapte olmamın başlıca nedenlerinden elbette. Havaların ısınmasıyla birlikte toplu gerçekleştirilen plaj etkinlikleri ile ara sıra diğer gönüllü arkadaşlarla yaptığımız kamp etkinlikleri de kendi konfor alanımdan çıkmamda ve hayatı daha iyi tanımamda epeyce yardımcı oldu.  Bu 
seferlik biraz kısa bir yazıyla sizlerle oluyorum ancak bir sonraki yazılarımda sizlere deneyimlerimi daha detaylı anlatmaya çalışacağım.
Umarım anlattıklarım faydalı oluyordur ve elbette herhangi bir konu üzerinde yardıma ihtiyacı olan olursa memnuniyetle yardımcı olacağımı da belirtmek isterim. Bir sonraki buluşmamıza kadar hoş çakalın.

 
 


No comments:

Post a Comment