Tuesday 12 March 2024

Merhaba, Ben Merve!

Merhaba, Ben Merve!

Graz'da uzun süreli gönüllülük macerama Ekim ayında başladım ve şimdi sizlerle bu heyecan verici deneyimimi paylaşmak istiyorum. Daha önce Innsbruck'ta bir eğitim kursuna katılmış olmam, Avusturya kültürü ve mimari yapısı hakkında az da olsa bir fikrimin olmasını sağlamıştı.  Gönüllülüğe başlama sürecim biraz hızlı geliştiği için ve ilk anda ev sahibi kuruluşum yurda gecene kadar bir süre beni evlerinde ağırladılar. Birlikte geçirdiğimiz zamanlarda yemekler yapıp, gezilere çıkıp, dünya tatlısı 3 yaşındaki oğullarıyla doyasıya oyunlar oynadık.

İlk başta kalabalık bir aileden ve şehirden gelmemin özlem ve sıkıntı yaratabileceğini düşünmüştüm, ancak ev sahibi kuruluşum bu endişelerimi hemen ortadan kaldırdı. Birlikte Türk marketine gidip alışveriş yapmak gibi günlük aktivitelerde bile bana eşlik ettiler ve yemek hassasiyetim konusunda da büyük destek sağladılar.

Yakın bir zamanda bir üniversite yurduna taşınacak olmam nedeniyle, bana uygun marketleri ve ulaşım seçeneklerini tanıtarak alışma sürecimi kolaylaştırdılar. Hollanda veya İsveç gibi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi burada da bisikletin önemli bir ulaşım aracı olarak büyük bir yere sahipti. Aynı zamanda ev sahibi kuruluşumun bu konuda önemli projeleri olduğu ve bisiklet kullanımını artırmak için çaba gösterdiğini öğrenmek, özellikler patronumun bu konuda bir tutkuya sahip olması beni oldukça etkiledi. Bu yüzden bana öğretilen ilk bilgiler bisiklet yolları ve kuralları üzerineydi , ilk başta zorluk yaşasam da zamanla bu yeni ulaşım aracına alışmaya başladım (Bisiklet sürmeyi biliyor olmam veya ehliyetimin olması bu konuda zorlanmayacağım anlamına gelmiyor değil mi :).

İlk ayda bunlar olurken bir de asil gönüllülük yerim olan Trofaiach kasabasına yaptığımız ziyaretler ve buradaki hazırlıklar, gerçekten unutulmaz anılar biriktirmeme neden oldu. Ekim ayındaki en tatlı tecrübelerimden biri bu eğitimde ev sahibi kuruluşun bir parçası olmak ve doğayı keşfetmekti. Danimarka`dan, Italya`dan, Ispanya`dan, Türkiye'den ve Almanya'dan gelen gençlik çalışanlarıyla birlikte mental sağlıgı güçlendirmek için doğada yapılabilecek etkinlikleri test ettik, kendimizi dinledik ve değerlerimizi paylaştık. Eğitim günlerinden birinde doğa yürüyüşüne çıktık. Hayatımda yaşadığım en keyifli ayni zamanda da en ağrılı 7 saatti. Ormanda yukarıya doğru yürümek çok çok zordu, eğer antrenmanınız yoksa ve alışık değilseniz tavsiye etmiyorum. Yürüyüşler, yoga günleri, geziler, yemek pişirme, kamp ateşi etrafında şarkı söyleme ve daha bir sürü tatlı anlarla bir hafta geçirmiştim.

Yurda taşındıktan sonra artık tam anlamıyla kendi ESC macerama başlamış oldum. Sizlere Mayıs sonuna kadar bu heyecan dolu deneyimimi aktarmaya devam edeceğim. Desteklerinden dolayı IYACA'ya teşekkür ederim. Umarım yaşadıklarım, gözlemlerim ve öğrendiklerim sizlere de ilham verir. Gönüllülük yapmanın güzelliği ve önemi üzerine birlikte düşünelim. Şimdilik hoşça kalın, bir sonraki yazımda görüşmek üzere!

 



No comments:

Post a Comment