Xylo Birinci Ay
Yunanistan’a vardığım andan itibaren ilk
dikkatimi çeken şey Türkiye’ye benzerliği oldu. Mutfağından mimarisine,
mimarisinden diline birçok benzerlik var. Yemek konusunda fazla seçici bir
insan olduğum için projeye başlamadan aklımda soru işaretleri vardı ancak
buraya geldikten sonra mutfakların benzerliği beni rahatlatmış oldu.
Proje aktivitelerinden bahsedecek olursam
ilk başta doğayı koruma amaçlı olması insanı direkt olarak içine çekiyor.
Xylokastro’daki ormanı temizlerken içinize temiz hava çekmek çok güzel bir his.
Sahildeki aktivitemiz olan çalı çırpı ve dalları birleştirerek istiflemek bazen
yorucu olsa da genel anlamda deniz manzarasıyla eğlenceli bir hale gelebiliyor.
Gelecek ay itibariyle ilkokul öğrencilerini geri dönüşümle ilgili
bilgilendirmek için ormanda eğlenceli aktiviteler yapmaya başlayacağız. Projeye
başladıktan sonra mentorumuz Elena’nın öğretmenliğinde Yunanca dersleri almaya
başladık. Yunanca alfabesinden dolayı karışık gibi görünen bir dil. Alfabesini
kavradıktan sonra öğrenme süreci muhtemelen çok daha eğlenceli bir hale
gelecektir. Türkçe ve Yunanca’da çok benzer kelimeler olduğunu ilk öğrendiğimde
oldukça şaşırmıştım. Bu kelimelere örnek olarak Türkçe baba kelimesini
verebilirim, Yunanlar babas olarak kullanıyorlar.
İlk ayımda Yunanistan içinde fazla seyahat
etme şansım olmadı. Buradaki ilk hafta sonunda Patras’a oradaki karnaval için
günü birlik bir yolculukta bulundum. Patras’ta en çok beğendiğim yer kesinlikle
arkeoloji müzesi oldu. İçerisinde birçok tarihi eser bulunan müzede Patras
şehrinin geçmişinden o bölgede yaşamış insanlara ve savaşlara ait o kadar
detaylı bilgiler öğrenmek benim gibi her zaman farklı bilgilere açık birisi
için mükemmel bir tecrübeydi. Ayrıca Patras kalesine çıkan merdivenlerdeki
dekorasyonu ve kalenin manzarasını oldukça beğendim. Maalesef günü birlik bir
ziyaret olduğu için Patras karnavalını tam olarak tecrübe etme şansım olmadı.
Yunanistan’ın resmi tatil günlerinden olan
Clean Monday’i tecrübe etme fırsatım oldu. Bu gün Paskalya bayramından önceki
altıncı Pazartesi kutlanıyor. İnsanlar bu günü uçurtma uçurarak ve bu güne özel
yiyecekler tüketerek geçiriyor. Bu gün kurulan sofralarda lagana dedikleri bir
tür susamlı özel ekmek tüketiyorlar. Bu ekmek öğrendiğime göre sadece o güne
özel yapılıyormuş ve bütün fırınlarda ve süpermarketlerde bulunabiliyormuş.
Sofralarında ayrıca taramas dedikleri balık yumurtasından yapılan bir meze
türü, çeşitli deniz ürünleri, zeytinyağı, fasolada dedikleri fasulye çorbası,
halva dedikleri tahin helvası, dolmadakis dedikleri yaprak sarma ve turşi
dedikleri karışık turşu bulunuyor.
İlk ay için yazacaklarımı burada
noktalıyorum, gelecek ay görüşmek üzere. :)
No comments:
Post a Comment