Tam da 2 ay önce başlamıştı bu
yolculuk. Covid-19 salgının yeni yeni yayılmaya başladığı bir Yenibir ülke,
bilinmeyen rota işte Ciorogarla… Beklentiler, değişiklikler, endişeler,
gözlemler ve sonuç olarak harika bir tecrübe edineceğimden habersizdim tabii
ilk zamanlarda. Arkadaşlarımla kaynaşarak ve nasıl bir etkinliğin parçası
olduğumuzu anlamaya çalışarak geçirdik. Bu dönemde böyle
uzun soluklu bir yurtdışı projesine katılmak benim için büyük bir cesaretti.
Fakat denemeye değer olduğunu düşünerek çıktım yola.
Projeyi birlikte geçireceğim arkadaşlarımla havalimanında tanıştım ve Romanya yolculuğu böyle başladı benim için.
Projeyi birlikte geçireceğim arkadaşlarımla havalimanında tanıştım ve Romanya yolculuğu böyle başladı benim için.
Salgının büyümesiyle projenin
amacını tam olarak yerine getiremesekte olayın pozitif yönüne odaklandığımda
Augustine amcanın; ‘’ Hayat bir
kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.’’ sözü hayat mottom oldu.
Asla aynı sayfada takılıp kalmak istemediğim için çıktım yola. Yeni kültür,
yeni insan, yeni dil… Bambaşka bir pencereden baktığını hissettiriyor insana. Daha özgür, daha korkusuz, daha meraklı,
daha özgüvenli ve daha da güçlü. Bu yeni beni daha çok sevdim sanırım. Kısacası
yaşadığım bu süreç kim olduğumu keşfetmeme yardımcı oldu.
Ve en güzeli de bu proje bana
güzel arkadaşlıklar ve keyifle hatırlayacağım şahane anılar kazandırdı. Adım
adım gezdiğimiz Bükreş sokakları günün sonunda içtiğimiz o yorgunluk kahveleri…
Sanırım en çokta o anları unutamayacağım.
Son olarak IYACA ailesi ile
tanışmamı sağlayan Gülcan TASLAK ‘ a J
ve bu güzel deneyimi bana yaşatan IYACA VE SAKURA ‘ ya çok teşekkür ederim. J
No comments:
Post a Comment