Saturday 3 November 2018

Romanya’dan herkese merhabalar,

Romanya’dan herkese merhabalar,
Ben Esra. Bu proje benim ilk AGH deneyimim ve aynı zamanda Romanya’ya ilk gelişim. Özellikle bu bölgede bir projede yer almak istememin nedeni; yüksek lisans çalışma alanımın Balkan milletleri ile alakalı olmasıydı. Bu açıdan böyle bir projede yer alarak hem ülkeyi ve insanlarını hem de kültürlerini yakından tanıma fırsatına sahip olduğumu düşünüyorum.
Projeden bahsedecek olursam;  içeriğinin genel olarak eğitimle alakası olması, çocuklarla birebir iletişim kurmamızı ve yeni tecrübeler edinmemizi sağladı. Birlikte yapmış olduğumuz dersler, oyunlar ve aktiviteler aracılığıyla çok çabuk kaynaşmış ve kültürel etkileşim sağlamış olduk. Bütün bu aktiveler sayesinde hem biz onlara Türkçe öğretip, Türk kültürü hakkında bilgi verdik; hem de onlar bizlere Romence öğretip kendi kültürleri hakkında bilgiler verdiler.
İlk ayımı burada dolu dolu geçiren biri olarak şunları söyleyebilirim ki; geldiğim günden bu yana öncelikle Bükreş’e yarım saat uzaklıkta bir yerleşke olan Cioragarla bölgesinde bir lisenin içerisinde yer alan yurtta kalıyoruz. Haftanın üç gününü lisede öğrencilerle geçirdikten sonra kalan günlerde yaşadığımız bölge başta olmak üzere başkent Bükreş’i keşfetmek için burada bolca zamana sahip olduğumuzu belirtmek isterim. Başkent Bükreş farklı mimariye sahip tarihi yapıları, Parlamento binası, sokakları, parkları ve daha pek çok görülmeye değer mekânlarıyla günlerin nasıl geçtiğini bizlere hissettirmemekte. Bunun yanı sıra Romanya’da geçirdiğim ilk ayki maceralarım sadece Başkent Bükreş ile sınırlı kalmadı. İlk olarak Romanya’da gidilip görülmesi gereken yerler arasında adını sık sık duyduğum yer olan Braşov’u gidebilme şansına sahip oldum. Alanımla ilgili olsa gerek, şehrin dokunulmamış tarihi yapısı, özellikle burada yer alan Dracula Kalesi (Nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda) ve Peleş Kalesi beni oldukça etkiledi. Daha sonrasında Romanya’da kendime çizdiğim rota ise Sibiu oldu. Sibiu için kültür ve sanatın Romanya’daki en büyük kalesi deniliyor ki sahip olduğu bu özelliklerinden ötürü 2007 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş. Gerçekten de burası evleri, sokakları, katedralleri ve daha pek çok tarihi yapısı ile gezilip görülmeye değer.
Romanya’daki ilk ayımda proje ile ilgili düşünce ve deneyimlerim şimdilik bu kadar. Bir sonraki ay farklı deneyimler edinmiş ve yeni yerler keşfetmiş olmak dileğiyle, görüşmek üzere. 
Esra Kızıl

No comments:

Post a Comment