Saturday 18 November 2017

Zdraveĭ !

Sizleri öncelikle Bulgarca selamlamak istedim, hepinize merhabalar arkadaşlar J
Bulgaristan’da Evs yapma fikrim tamamen şans eseri gelişti ve neden olmasın dedim .Sınır bir ülke olması ilk Evs projem olması, kültürlerin yakın olması beni çeken nedenler arasındaydı J Tüm iyikilerimi bu yolda yaşadım .Kocaman bi çuvalla gitmemiştim belki beklentilerim çok yüksek değildi. Burgas’da olacaktım. Öncelikle çok araştırma yaptım ,tarihi, kültürleri, yaşama koşulları gibi. Tahmin edeceğiniz üzre internet koca bir çöp yığını ve saçma sapan bilgilere çok da kulak asmayarak hazırlıklarımı yaptım. Benim pasaportum bordo olduğu için vize şartı vardı ve gerekli belgeleri teslim ettikten sonra 15 gün vizeyi bekledim ve yola düştüm. İlk önce İstanbul sonra Burgas . Otobüs yolculuğum rahat oldu ama gümrükte sadece benimle alakalı bazı durumlardan onlarca insan bekletildi. Başörtülü olduğum için büyük bir önyargıyla karşılandım.Eğer başörtünüz  varsa buna hazırlıklı olmalısınız ne yazıkki. Bulgaristan’da kullanılan para birimi leva Türk parasının iki katından biraz fazla değerde. Avrupa Birliğine 2007 yılında girmiş ve halk bundan fazlasıyla şikayetçi. Her şey ucuz , ekonomik yönden kalkınamayan bir ülke maalesef.
Burgas’a gittiğimde koordinatörüm beni karşıladı ve kalacağım eve götürdü. Evde beni bekleyen Diğer bir evs gönüllüsü vardı hem de oda arkadaşım oldu. Avusturya’dan Hannah. Elim kolum ayağım oldu kendisi. Sonrasında İskoçya’dan Rory geldi ve projeye başlamış olduk. En büyük şansım Rory’nin anadilinin İngilizce olmasıydı. İlk zamanlarda native kadar  olmayan İngilizcemle bitakım problemler yaşasakta sonrasında anlaştık J Hepsi anlayışlı ve ve çok iyi birer arkadaş oldu en ufak problemlere bile birlikte göğüs gerdik . Yine proje var deseler aynı insanları ister misin diye sorsalar ‘’elbette’’ derim. Evimizde kahve makinemizden tutun bisikletlerimize  kadar her şey vardı. Kamp gereçleri de buna dahil. Tüm imkanlar sağlanmıştı. Ev merkezdeydi ve bu en büyük avantajım oldu her yere yürüyerek veya sadece bir otobüsle gidebiliyordum. Çalıştığım ofis Sarafovo tarafındaydı. Yol yaklaşık 50 dk sürüyordu ama bu hiç sıkıntı olmadı çünkü yaz aylarında olması dolayısıyla çok fazla işimiz olmamıştı J Bilgisayarda dosya hazırlama , tarama bahçe sulama gibi işler yaptım oda her gün değil arkadaşımla paylaşarak yaptığımız için çalıştım diyemiyorum.
Proje kapsamında birçok il gezdim. Kırcaali , Haskovo ve Polovdiv’e gittim.Tüm ihtiyaçlarım proje kapsamında karşılandı. Bulgaristan’ın her yerisanat.Basit bir binanın üzerinde dahi şaheserlerle karşılaşmanız mümkün.Her sokağı müzik. Sokakta çevirdiğiniz sıradan görünen birinin müzisyen olma ihtimali yüzde yetmiş mesela. Birde alabildiğine yeşillik… En güzel yanı ormanlara dokunmamışlar. Kırcaali ‘deki Türk nüfusu yüzde seksene yakın ve Türk kültürünü her yerinde hissedebilirsiniz. Öyle çok turistik bir yer değil, iki kilise bir cami var .Birde dillere destan medresesi. Çok güzel bir tarih yatıyor Bulgaristan’da. Çoğunlukla yanlış bilinse de 500 sene birlikte yaşamışlığımız var ve bu her alanda çok açık. Haskovo kilise ve cami sayısı eşit tek il. Dünyadaki en büyük Meryem Ana heykeli merkezinde ve Guinness Rekorlar Kitabı’na bile girmiş. Hala hoşgörü ve huzurla birlikte yaşıyorlar. Polovdiv ise Avrupa Kültür başkenti seçilmiş. Roman Stadyumu, Cuma Camii, Antik Roma Tiyatrosu ve Eski Şehir kısmı tarihin en önemli anlarına tanıklık etmiş. Ben gittiğimde Roma stadyumu restore aşamasında olduğu için içine giremedim ama yukardan görüp  inceleme imkanım  oldu. Gerçekten görülüp gezilmesi gereken yerler.Bu yerler dedininiz ne olursa olsun semboller bile taşıyabilirsiniz hiç problem olmayacaktır. Ama bazı şehirler fazlasıyla saygısız bu yüzden dikkatli olmanızda fayda var.
Sonrasında arkadaş ortamımla saklı koylara kampa gittim. Lipite bunun için gerçekten çok güzel bir yer.Yıldızlara dokunup sadece ay ışığıyla güzel bir gece geçirebileceğiniz arkanızı ormana yaslayıp bacaklarınızı denize uzatabileceğiniz muhteşem bir koy.Keza küçük illerden Sozopol ,Primorosko, ve Nessebar da fazlasıyla güzel ve tamamen turistik.
İki ay dolu dolu muhteşem bir hızla geçti, genel itibariyle gözlemlerim bu kadar. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim, herkesin gitmesi görmesi dileğimle J

No comments:

Post a Comment