Saturday 25 November 2017

LAVORARE CON İ BAMBİNİ

Günler su gidip akıp gitmeye dursun efendim. 4 ayı bitirip 5.aydan gün aldık Poggiardo'da. Anaokulunu, rehabilitasyon merkezini kapatıp yaz kampında göreve bile başladık. Biraz çoğul ve efkarlı bir girişin ardından selamlar herkese. Çoğul ve efkarlı oldu biraz zira özlemeye başladım evimi yurdumu. Çoğulcu konuşmamdan sebep ise iş paylaşımı yaptığım arkadaşlarımın bulunması.
Günler epeyce hızlı akıyor. Bunun iki sebebi var ilk EVS'ci arkadaşlarımızı uğurlamaya başladık bu da onlarla daha fazla vakit geçirmek adına, gün içinde yaptığımız sohbetlerin artması ve gezmelik görmelik yerleri tüketme hızımızın zirveye ulaşması demek. Uzun dönem buradaki hayatı tecrübe edip ( yaklaşık 1 yıl kadar) akabinde projelerinin bitmesi üzerine ülkelerine geri döndüler (romanya, macaristan) bu bizi biraz hüzünlendirse de ilk etapda buradaki sürecin biteceğini ve kısıtlı zamanlarla burada olduğumuzu hatırlattı.Diğer sebep ise mevsim yaz malumunuz, hava resmen burnumuzdan getiriyor. İzmir ve ŞanlıUrfa sıcağı görmüş biri olarak buranın sıcağı bizim oralara** rahmet okutuyor(** çünkü buradayken Türkiye sınırları içerisinde kalan heryer bizim oralar oluyor...). Siesta başlangıcının bir ertesinde, güneş batıncaya kadar sıcaktan transa geçmiş vaziyette olduğumuz yerde kalakalıyoruz. Bazen hadi gari bir cesaret deyip bisikletlerle kendimizi en yakın mesafedeki deniz kıyısına atıyoruz. Ancak genel itibariyle yaz kampındaki çocuklar bütün enerjimizi sömürmüş olduğu için bu işlevi gerçekleştirmek genelde haftasonlarında mümkün oluyor.
Yaz kampı demişken biraz bahsetmek istiyorum. Bir sürü küçük çocuğun evlerine tıkılıp kalmalarını ya da teknolojik araçlarla haşır neşir olmalarını bir nebze de olsa engelleyen bir aktivite alanı aslında. Güney italya'da gerçekleşen tüm resmi faaliyetler gibi sabah başlayıp öğlen 13.30 a kadar devam ediyor. İçerik olaraksa en güzel bir şey (bu kelime dizisini kullanmayı çok seviyorum) engelli çocuklar ile engeli bulunmayan çocuklar birlikte aktivite gerçekleştiriyorlar. Bu aktiviteler genelde boyama, resim yapma veyahut basit fiziksel aktivitelerden oluşuyor. Öğretici bağlamda ise çocukların karma iletişim kurması konusunda yardımcı oluyor. Bir nevi kaynaştırma eğitimi gibi.. Ben genelde işin boyama ve boyanma kısmında yer alıyorum ki bundan sebep nasibimi aldığım fotoğrafları aşağıda paylaşacağım. Cağnım beyaz tshirt'im boyama yaptığım minik arkadaşlarımın boyalı ellerince damgalandılar...
Diğer taraftan sosyal hayat iyiden iyiye hareketlendi buralarda. Yaz olması sebebiyle her yerde bir etkinlik gerçekleşiyor. Sokak oyunları, konserler genelde genç kuşağın ilgi alanı, orta yaş veyahut yaşlı kuşak akşamları kendilerini kapı önündeki sandalyelerinde buluveriyorlar. Çekirdek çitleyip çay içmeselerde sokaktan geçenleri izleyip , kendi aralarında muhabbet edip selamlar veriyorlar ( tanıyıp tanımamaları mühim değil, tıpkı bizim küçük yerleşim yerlerimizde devam eden kültürümüz gibi; sokağından/muhitinden geçene gösterilen misafir nezaketinin gereği) bu biraz daha kendimi buraya yakın hissetmeme sebep oluyor. Çünkü oturduğumuz sokaktaki hemen hemen bütün orta yaş ve üzeri amcaları, teyzeleri tanıyorum. Onlarda beni :) bu güzel bie şey çünkü sabah uyanıp kendimi evimde bulmak istediğim günlerin akşamlarında bu insanlar, burayla olan bağlılığımı arttırmam için gerekçe oluyor.Ama yine de hiç bir şey insanın çocukluk komşusu ayten teyzenin güvenini, anne kokusu ve onun salçalı ekmeğinin samimiyetini tutmuyor.
Bu ay için böyle durumlar. Gelecek ay'a kadar sağlıcakla kalın efendim.

No comments:

Post a Comment