1 Eylül’de
başlayan Romanya gönüllülük projemden bahsetmek istiyorum sizlere.. Çok ani bir
kararla geldim; korku, heyecan, sevinç, ilk deneyim tecrübesizliği kısacası her
türden duyguyla birlikte hazırladım valizimi. Ama sonuç tüm olumsuz hislerimi
kaybettirdi çok şükür. Hazırlık aşamasından kısaca bahsedersek yeşil pasaportum
olduğu için vize sürecim olmadı, başvuru formu, sigorta kaydı vs. her biri
kolayca halledilebilir işlemlerdi. Zaten IYACA birçok şeyi sizin adınıza
halletmiş oluyor sağolsun. ☺
Bizim projemiz
lise çağındaki imkanı kısıtlı çocukları okula ve okumaya teşvik etme amacıyla
eğitici ve eğlendirici etkinlikler yapmak. İlk 2 haftamızda henüz okullar
açılmamıştı o yüzden ekip arkadaşlarımla daha yakından tanışma ve kaynaşma
fırsatımız oldu. Bu da çocuklarla etkinlikler yapmaya başladığımız zamanlarda
çok faydalı oldu. Kendi ailemde 6 kişilik ve şimdi yeniden 6 kişilik bir ailem
daha oldu gönüllük esasında. ☺ Çocuklarımızın bize alışması da çok kısa zaman
aldı. Yani sayısı fazlaca olan Romen bir
ailem de oldu.
Burada okulun
pansiyonunda kalıyoruz. İlk zamanlar ‘yurt’ diye bahsederken artık ‘evimiz’
dediğimiz bir pansiyon.. Üst katımızda birkaç tane okul öğrencisi kalıyor.
Aradaki yaş farkından mı yoksa analık duygusundan mı bilmem ama hepsi yavrum
gibi. ☺ Sürekli karnınız aç mı, çay/kahve ister misiniz gibi sorularla bir anne
edasıyla kucaklıyoruz onları. Bu yaşıma kadar ne derece başarabildim bilmiyorum
ama hedefim hep ‘iyi’ olmak. Bükreş’in Ciorogarla kasabasında başlayan
gönüllülük projemde de hedefim burada kendini bile yeni fark etmeye, keşfetmeye
başlayan çocuklarımızın hayatlarına dokunup sayısız güzel hikayenin
mimarlarından olmak ve bunu yaparken kendimi her gün keşfedip daha iyi bir
insan olma yolunda kendi inşaatımı daha da güçlendirmek kesinlikle hayatımda
aldığım en anlamlı ve en güzel tecrübelerden biri olacak. 2 ay kalacağım burada
ama her gün kendimin daha iyi bir versiyonu olmayı ve daha iyi bir dünya için
her zaman gönüllü olma vizyonumu IYACA’ya borçluyum.
İlk yurtdışı
deneyimimdi. Bükreş, Sinaia, Braşov şimdilik bu şehirleri gezebildik her biri
birbirinden güzel ve gezmeye, görmeye değer yerler gerçekten. Hanemde bir sürü
güzel insanla tanışmış ve bir sürü güzel anılar biriktirmiş olarak döneceğim.
Bu anlatılamaz derecede güzel bir duygu. Türkiye’yi özlemiş olsam da buradan
ayrılacak olmanın sızısı şimdiden düştü içime. Daimi olabilecek dostluklar,
sımsıkı bağlar kurduk ve bu yüzden ayrılık her zamanki gibi zor olacak.
Dilerim dünyanın
daha iyi bir yer olması için tüm insanlar karşılık beklemeden ve kalpten
gönüllü olur. Ve bu gönüllülüğün sonucunda Hz. Mevlana’nın da dediği gibi
‘’Kalbimizle yaptığımız her şey bize geri dönecektir.’’
Sevgiyle kalın…
No comments:
Post a Comment