3slema! İsmi Aycha!
Tunus maceramda en çok keyif aldığım şeylerden biri hiç şüphesiz burada tanıştığım insanların bana ismim Ayşe olduğundan dolayı Aycha demesi ve Khaled’in “Aicha” şarkısını bana önermeleri olmuştur. Aynı zamanda dış görünüşümden dolayı buradaki çoğu insan Tunus insanına benzediğimi ve beni çok sevdiklerini söylediler. Ben zaten Tunus’a, burada tanıştığım sayısız arkadaşıma, Tunus’un muhteşem sahillerine ( denizanalarına rağmen😊) çok çabuk adapte oldum. Tunus’a gelmeden önce Arap alfabesini okuyabiliyordum. Kelimeleri tam olarak anlamasam da buranın yazma dilini bilmek çok büyük bir avantaj oldu benim için. İki aylık süreçte günlük yaşantımızı devam ettirebilecek kadar Arapça öğrendik. Soussa’da geçirdiğimiz ikinci ayımızda karantinadan dolayı bir süre aktivitelere devam edemedik. Bu süre zarfında Polonya’dan yeni gelen gönüllüler ile kaynaştık ve hemen hemen her akşam İtalyanlar, Polonyalılar ve Türkler olarak evimize beş dakika yürüme mesafesinde olan sahilde toplanıyorduk. Burada geçirdiğim en keyifli anlardan birisi akşam küçük led ışıklarımızın altında sahilde toplanarak oynadığımız oyunlar olabilir.
Aynı zamanda bazı günler de üst kat komşumuz olan İtalyan arkadaşlarımızın terasında toplanarak oyunlar oynuyorduk. Vampir-köylü hepimizin en sevdiği oyun oluyordu genelde. Tam kapanma sürecinde bizler turist olduğumuz için şehir içinde ya da şehirlerarası seyahat konusunda bir sıkıntı yaşamadık. Burada bir de kedimiz var! Adı Çilek. Diğer Türk gönüllü arkadaşların proje kedisi olsa da Çilek hepimiz onu çok seviyoruz. Özellikle ben Çilek ile oynayıp vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Aynı zamanda İtalyan arkadaşımız Dumi ve Polonyalı arkadaşımız Huby bize bir kendi ülkelerinde yaygın olan dansları öğretiyorlar. Huby’nin öğrettiği dansta sanki eski dönemlerde baloda davatlilerin katıldığı bir kutlamadaymış gibi hissediyoruz. Karantina sona erdikten sonra sahil ve Flower Garden aktivitelerimize geri döndük.
24 kişilik bir ekip ile Tantana sahilini tertemiz yaptık, devamında plaj voleybolu, çeşitli takım oyunları gibi aktivitelerle kaldığımız yerden devam ettik.. Bazı günlerde buradaki mentörlerimizle şehir merkezinde buluşup kahve içip, ikinci el kıyafet pazarından alışveriş yapıp keyifli vakit geçiriyoruz. Burada ikinci el kıyafet sektörü çok yaygın. 1 dinara bile çok güzel tişörtler, şortlar, elbiseler alabiliyoruz. Hatta ikinci el gelinlik bulmak bile mümkün! Fırsat buldukça doğum günü olan arkadaşlarımızın doğum gününü kutluyoruz. En son bizim evimizde Eda’nın doğum gününü çok mütevazi bir parti ile kutladık, çok eğlendik. Burada her zaman gittiğimiz çok güzel küçük bir mekan var. Adı Tulum. Oradaki çalışanlar bizi çok seviyorlar ve hemen hemen her gün dans etmek için oraya gidiyoruz. Çok güzel salaş bir bahçesi var. Buradan ayrılırken en çok özleyeceğim yer olabilir Tulum.
Çünkü kendimizi gerçekten çok rahat ve güvende hissediyoruz burada. Soussa’daki son günlerimize doğru birkaç şehir daha gezmek istedim ve arkadaşlarımızla beraber “Sfakes”, “Tatavin” şehirleri ve “Djerba” adasını gezdik. Küçük seyahatimiz esnasında ani bir kararla geri dönmek istedim ve bana eşlik eden arkadaşımla beraber ömrümüzce unutamayacağımız bir otostop deneyimi yaşadık. Yaklaşık 450 kilometrelik mesafe boyunca otostop çektik. Çok eğlendik. Gezdiğimiz şehirler arasında Tatavin’de “Star Wars” setini ziyaret ettik. “Sfakes” ise daha çok sanayi şehriydi keşke oraya gitmesek bile dedim daha sonrasında. “Djerba” adasında keşke daha uzun süre kalabilseydim. Gezilecek o kadar güzel yerler var ki… Genel olarak dolu dolu, her anında yeni bir şeyler öğrenerek geçirdiğim kocaman iki ay geçirdim. Sayısız arkadaşım oldu ve sayısız anı biriktirdim. Tunus’a dair olan önyargılarımın hepsi kırıldı diyebilirim. Türkiye’ye döndüğümde yapacağım ilk şey yemeklerimizi doya doya yemek olacak. Tunusa’a dair sevmediğim tek şey yemekleriydi diyebilirim.
"ashkuruk ealaa kuli shay!"
BİSLEMA TUNUS!
No comments:
Post a Comment