Thursday, 28 March 2019

FARKLILIKLAR


Projemin yarısı, altıncı ayım bitti burada. Her ne kadar dilini bilmesem de, yinede burada beni buraya ait hissettiren ya da olumsuzlukların yanında “yinede” dedirten bir sürü iyikilerimi biriktirmeye devam ediyorum sanırım.

Derneğim dünyanın her yerinden gelen misafirleri vardı ayın başında. Myanmar, Hindistan, Endonezya, Ekvador, Bolivya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti’nden. Sanki belgesellerden çıkıp birbirimizle sohbet ediyor gibiydik. Bizim hayatımızın olmazsa olmazları ( süt, çikolata, yoğurt, kıyafetlerimiz;çok sıcak olduğu için ayakkabı kullanılmıyor, montu sadece buraya geldikleri için almışlar vs.) , o insanların hayatlarının en ufak bir parçası bile değil onu gördüm bu sefer ki sohbetlerimde. Biliyorum farklı hayatların olduğunu ama birebir sohbet etmem bambaşka oluyor gerçekten. Dünyada neler oluyor onu anlıyorum. Dünya’nın her yerinde tanıdık yüzler edinmek gerçekten paha biçilemez bir duygu. Gidebilir miyim bilmiyorum ama en azından gidersem arayabileceğim insanların olması mutlu ediyor insanı.

Projeyle birlikte sene başında geziye gittiğimiz yere gittik yine. Mala Fatra. Buzun üzerinde nasıl yürünür, aynı yerdeki ortam nasıl değişir onu gördüm gezimizde. Projeden sonra ise patronlarımız ve bütün gönüllüler buranın en yüksek dağı olan High Tatras’a yürüyüşe gittik. Gördüklerime inanamadım resmen. Sene başında kendi kendimize gelmiştik buraya. Harika manzarası olan, içinde insanların kayık kiralayabildiği göl, şimdi insanların üzerinde yürüdüğü bir göl olmuştu resmen. Nasıl olurda bu derece donabilir bir göl. Normalde tümsekli olan dar yürüyüş yolları, kar ile birlikte insanlar için kayak pisti olmuştu. Anlayacağınız yazın başka, kışın bambaşka güzel olan iki yer. Bir an düşünmüştüm zaten gittim ben oraya diye ama iyi ki de gitmemezlik yapmamışım.

Rutinlerimin arasında, gittiğim okuldaki öğretmen beni ailesiyle birlikte akuaparka gitmeye davet etti. Farklı insanlar görmeye çok alışık olmayan bu küçük ülkede, sanırım haşema giyen birisinin bu kadar dikkat çekmesini normal karşılamalıyım : )  Fakat insanlar arasında bu derece soğukluğun olduğu bir kültürde, aile etkinliğine çağrıldığım için gerçekten şanslı hissediyorum kendimi. Ve hissediyorum ki bu öğretmen ile kurduğum bağ Türkiye’ye döndüğümde de devam edecek. Ve kim bilir belki de ben onu misafir ederim kendi evimde, ülkemde : )


No comments:

Post a Comment