Aralık ayı sona erdi, yeni yıl hepimize şans ve mutluluk getirsin. Bu Aralık ayı, hayatımın en unutulmaz anılarını biriktirdiğim, derin bağlar kurduğum ve kendimi daha da geliştirdiğim bir dönem oldu. O kadar çok şey yaşadım ki, hangisinden başlasam bilemiyorum.
Öncelikle Christmas
anılarımı paylaşmak istiyorum. Burada Aralık ayı, sanki bir masal diyarındayım
gibi hissettirdi. Christmas hazırlıkları, yeme-içme telaşı, yeni yıl
beklentileriyle dolu bu ay, Slovakya'daki evimi gerçekten de evim gibi hissettirdi.
Ayın başında oda arkadaşımla birbirimize "Advent Calendar" aldık ve
her sabah o küçük kutuları heyecanla açarak Christmas'ın gelmesini heyecanla
bekledik.
Bu ay, Christmas
geleneklerini ilk defa deneyimlediğim için çocukça bir heyecan vardı içimde.
Okullarda düzenlenen etkinliklerde öğrencilerimin rengârenk kostümlerle şeker
ve hediyeler dağıtması, arkadaşlarıyla birlikte şarkılar söylemeleri beni
büyüleyen bir manzarayı gözlerimin önüne serdi. Öğrencilerimin bu geleneksel
aktivitelere katılmasına tanık olmak, büyük bir anlam taşıyordu. Tatil
öncesinde yaptığımız Christmas yemeği ise unutulmazdı; her ülkeden getirilen
lezzetlerle dolu bir sofrada, sevdiklerimizle paylaştığımız o anılar her şeye
bedeldi.
Aynı hafta, host ailemle de buluşma şansım oldu. Seyahat tutkumdan dolayı bana aldıkları seyahat çantası ve küçük hediyelerle kalbime dokundular. Buradaki yaşamıma iyice alışmış hissediyorum ve bu his, her geçen gün içimi daha da büyük bir mutlulukla dolduruyor. Christmas günü ise Berlin'de oda arkadaşımın ailesini ziyaret ettim. Nina'nın evinde, ailesiyle tanışma ve onlarla vakit geçirme fırsatı bulmam benim için çok özel bir deneyimdi. Annesi, babası, büyükannesi, büyükbabası ve kedileriyle birlikte, o büyülü Christmas yemeğinde bana sofralarını ve sevgilerini açtılar. O anlarda, kendi ailemi ne kadar özlediğimi daha derinden hissettim.
Christmas yemeğimizin ardından, aylardır hayalini kurduğum o büyük yolculuğa çıktım. 16 gün sürecek bu unutulmaz serüvende, yanımda yalnızca düşüncelerim ve bir sırt çantası dolusu eşya vardı. Her anısı, güzellikleri kadar zorlayıcıydı. İlk defa tek başıma bir yolculuğa çıkıyor ve her adımda büyük bir deneyim yaşıyordum. Bu serüven beni sınıyor, ama aynı zamanda güçlendiriyordu.
Her yeni şehirde, her
yeni şansında, kendi benliğime bir adım daha yaklaşıyordum. Bratislava,
Budapeşte, Berlin, Eindhoven, Amsterdam, Rotterdam, Brugge, Brüksel, Paris ve
Prag... Her birinde farklı hikayeler, yeni insanlar ve tatlarla tanıştım.
Tanıştığım insanların gülümsemeleri, tattığım yeni lezzetlerin verdiği heyecan
ve gözlerimin önünde açılan manzaralar beni farklı dünyalara sürükledi. Her
şeyde yeni bir anlam, her adımda yeni bir umut vardı
Yılbaşı gecesi,
Paris'ın o büyük ihtişamı altında, Eyfel Kulesi'nin gölgesinde yeni yılı
karşladım. Işıkların şehrin üzerinde dans ettiği o an, kalbimde tarif edilemez
bir heyecan, büyük bir umut hissettim. Yeni yıla girerken dilediğim tek şey, bu
yılın da yolculuğum gibi yeniliklerle, güzelliklerle ve unutulmaz anılarla dolu
olmasıydı. Paris'in büyüsü altında, önümde uzanan yeni yılın bana getireceği
her şeye açığım ve büyük bir heyecanla bekliyordum.
No comments:
Post a Comment