Friday, 27 December 2024

Finlandiya’da İlk Adımlar: Kuzeydeki Maceramın İlk Üç Ayı

        Merhaba! Ben Serra, şu anda Finlandiya’nın Oulu şehrinde European Solidarity Corps programı kapsamında gönüllülük yapıyorum. Bu program hem kişisel gelişimime katkıda bulunmak hem de Avrupa’da farklı bir kültürü deneyimlemek için harika bir fırsat sundu.


Finlandiya’daki İlk 3 Ayım: Kuzeyin Soğuklarında Sıcacık Deneyimler

Finlandiya’daki ESC gönüllülük programına katılmamın üzerinden üç ay geçti ve bu süreç, hem kişisel hem de kültürel anlamda bana çok şey kattı. Soğuğun keskin bir şekilde hissedildiği ve güneş ışığının sınırlı olduğu bu ülkede, her geçen gün yeni bir şey öğrenerek ve çevremdeki insanlardan ilham alarak ufkumu genişletiyorum. Farklı kültürlerden gelen pek çok insanla tanışmak, sadece Finlandiya’yı değil, dünyanın dört bir yanından gelen bakış açılarını da tanımamı sağladı.




İrlanda Müziği, Hikayeleri ve Çayı

Finlandiya’daki ilk ayımda katıldığım İrlanda Müzik Festivali, hayatımda unutulmaz bir yer edindi. Yaklaşık dört gün süren bu festivalde, geleneksel İrlanda kültürünün müzik, dans ve hikaye anlatımıyla nasıl ifade edildiğine şahit oldum. Sahnede canlı müzik eşliğinde anlatılan geleneksel İrlanda hikayeleri özellikle dikkatimi çekti. Bazı hikayeler Fince anlatılsa bile, arkada çalan melodiler ve performansların uyumu, hikâyenin temasını anlamamıza yardımcı oldu. Sözlerin dilini anlamasam da, müziğin evrenselliği sayesinde hikayeler bana farklı duygular yaşattı ve bu, gerçekten eşsiz bir deneyimdi.

Festival boyunca İrlanda’ya özgü çayı da deneme şansım oldu. Ancak bir Türk olarak, kendi çayımızın tadını ve sıcak sohbetlerle nasıl bir araya geldiğini bir kez daha takdir ettim. İrlanda çayı hoş bir deneyimdi, fakat Türk çayının damakta bıraktığı yoğun aromayı ve keyfi başka hiçbir çayın sağlayamadığını fark ettim.



            Kışın Zorlukları ve Kültürel Keşifler

Finlandiya’nın kışları benim için gerçek bir meydan okuma oldu. Gündüzlerin kısalığı ve havanın aşırı soğuk olması, başlangıçta alışılması zor bir deneyimdi. Sabahları güneşin saat 10 gibi doğup öğleden sonra 2.30’da batması, günleri hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha zor hale getiriyordu. Ancak bu durum, içeride geçirilen zamanları daha anlamlı kılmak için bir fırsat sundu. Geleneksel Fin mutfağını keşfetmeye başladım ve bir gün denediğim somon çorbasına bayıldım. Taze balık, krema ve sebzelerle hazırlanan bu çorba, soğuk kış günlerinde içimi hem fiziksel hem de duygusal anlamda ısıttı.


 



Hailuoto Adası: Doğanın Kalbindeki Sükûnet

İkinci ayımda, Oulu’ya yakın bir ada olan Hailuoto’yu ziyaret ettim. Burası, kalabalıktan uzak, doğanın kendi ritminde aktığı bir yerdi. Adanın dinginliği ve göz alabildiğine uzanan karlı ormanlar, bana kendimi huzurlu ve doğayla bütünleşmiş hissettirdi. Kış aylarında denizin üzerinde yeterince buz biriktiğinde ada ile ana kara arasında bir buz yolu açıldığını öğrendiğimde, Finlandiya’da doğanın hayatı ne kadar doğrudan şekillendirdiğine bir kez daha hayran kaldım. Hailuoto, teknolojiden uzaklaşıp doğanın kollarında vakit geçirmek isteyenler için benzersiz bir yerdi.




Training week kapsamında Kokkola şehrine yaptığım seyahat, Finlandiya’daki deneyimimi daha da zenginleştirdi. Burada sadece Fin kültürünü daha yakından tanımakla kalmadım, aynı zamanda dünyanın farklı yerlerinden gelen gönüllülerle tanışma fırsatı buldum. Bu insanlar sayesinde farklı yaşam tarzlarını ve bakış açılarını öğrenerek kişisel gelişimime önemli katkılar sağladım. Fin saunasını ilk kez burada denedim ve ardından dışarıdaki dondurucu soğuğa çıkmanın verdiği tazelik hissi unutulmazdı. Ancak bu seyahatin en etkileyici yanı, ilk kez kuzey ışıklarını görmekti. Gökyüzünde dans eden renkler karşısında, hayranlıkla doğanın bu muhteşem şölenini izledim.


Finlandiya’daki üç ayım boyunca yaşadığım deneyimler, tanıştığım insanlar ve keşfettiğim kültürel zenginlikler bana unutulmaz anılar kazandırdı. Hem öğrendiklerim hem de gördüklerim, bu sürecin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Şimdi, önümde kalan dört ayın da aynı şekilde dolu dolu geçmesini ve bu maceranın hayatımda kalıcı izler bırakmaya devam etmesini umuyorum.






No comments:

Post a Comment