Daha öncede ESC başvurusu yapmayı çok isteyip başvuru süresini kaçırmıştım. Ve
arkadaşım bana başvuruların açıldığını ve başvurmam gerektiğini söylediğinde
çok heyecanlandım ve başvurumu 2 gün içinde gerçekleştirdim ve kabul edildiğimi
öğrendiğimde çok mutlu oldum. Ve Romanya'ya olan yolculuğumuzun otobüsle
gerçekleşeceğini öğrendiğimde daha da mutlu oldumm :) Çünkü bu daha fazla eşya
+ ekstra harcamalara gerek yok demekti. Ama bu şekilde olmadı tabi ki Neyse uzun ve
eğlenceli bir yolculuktan(Adrian sağolsun hazır yol üstüyken Edirne de durup
hep birlikte ciğer yedik inanabiliyor musunuz) sonraa gönüllülük
maceramız başlamış bulunmakta...
Konaklayacağımız mekana geldiğimizde çok mutlu olmuştum. Burada havalarin çok
soğuk olduğu ve olacağı söylenmişti ancak ben Eskişehirde doğup büyüdüğüm için
yeterince soğuk değilmişo yüzden hava
şartlari bakımından çok zorlanmıyorum. Gönüllülük sürecimde acaba dış
görünüşümle alakalı yani başörtüm ile bir tepki alır mıyım diye çok
endişelenmiştim. Ama buradaki insanlar çok kibarlar ve çoğu fazlasıyla saygılı
ve Türkleri çok seviyor ve cok azda olsa bir çoğu türkçe konuşabiliyor.
Markete tek basima alışverişe gittiğimde bana özellikle kendi sıralarını vermek
gibi bir kibarlik yapmaları inanılmaz hoşuma gidiyor. Kibar saygılı insanlari
çoook seviyorum. Dış görünüş bakımından bir insanı yargılamak tamamen
karaktersiz insanlarin yapabileceği bir davranış üstelik bunu dış görünüş
bakımından aynı olan insanlarin yapması aşırı komik.Kısaca Romen halkı
tarafından kültürel bir şok yaşamadım diyebilirim.
Avrupa Dayanışma Programı(ESC) ve Avrupa Gönüllülük Hizmeti (AGH) kapsamında farklı coğrafyalardan derneğimizde(IYACA) gönüllülük yapan gençlerin; gerçekleştirdiği etkinlikler, topluma dair gözlemleri, kültürümüzün tanıtımı ve gönüllülük hakkındaki tecrübelerini paylaştıkları; aynı zamanda derneğimizin(IYACA) ortaklığında farklı ülkelere giden gönüllü gençlerin deneyimlerini içeren blog sayfasıdır. Bunlara ek olarak gönüllülük programına ait bilgilerde bulabilirsiniz.
Monday, 7 March 2022
Cioragarla'dan Herkese Merhabalar!
Buradaki gönüllülük sürecimizde ise her pazartesi günü ofise giderek ROMA+
projemizin konusu olan zorbalıkla ilgili bütün haftanin planını yapıyoruz ve
sonrasında bunu salı ve perşembe günlerinde öğrencilerle paylaşıyoruz. Ve her
hafta cuma günlerinde ise Georgiyle ve Romen öğrencilerle birlikte Romanyanin
tarihi ve sanat müzelerini geziyoruz. Buradaki tarihi yapılara, sokaklara her
karışına hayran oldum. Özellikle Constantadaki Arkeroloji Müzesine aşık oldum
diyebilirim.
Son olarakta buradaki sürecimin en zorlayıcı kısmı ise paramı yönetmek ve yemek
yapmayı öğrenmek zorunda olmam çünkü hiç yemek
yapmak zorunda kalmamıştım. Ve burada paramı daha iradeli bir sekilde
kullanmayı öğrenerek sonucunda da daha fazla yer keşfetmeyi planlıyorum Bunlara
ek olarakta dil konusunda biraz zorlanıyor olmam. Umarim buradan ayrılıncaya
kadar bu sorunu halledebilirim
Gönüllülük projelerinin en güzel yanı kişi olarak bizi daha da büyütmesi,
geliştirmesi ve bize farklı bir bakış açısı kazandırması. Bu sayede dünyaya
daha farkinda bir birey olarak bakıp karşılaştığımız zorluklarla daha kolay
başedip çözüm üretebiliyoruz. Ve gönüllü bir birey olarak sadece kendi
hayatimizda değil dokunulması gereken bir çok ruha dokunup harikalar
yaratabilme imkanına sahibiz. Dünyayı daha yasanabilir hale getirmek bizim ellerimizde!
Vee cok belli edemesem de İyaca ve Sakura ailesi cok seviliyorsunuz ;)
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment