Monday, 7 March 2022

Cioragarla'dan Herkese Merhabalar!

Daha öncede ESC başvurusu yapmayı çok isteyip başvuru süresini kaçırmıştım. Ve arkadaşım bana başvuruların açıldığını ve başvurmam gerektiğini söylediğinde çok heyecanlandım ve başvurumu 2 gün içinde gerçekleştirdim ve kabul edildiğimi öğrendiğimde çok mutlu oldum. Ve Romanya'ya olan yolculuğumuzun otobüsle gerçekleşeceğini öğrendiğimde daha da mutlu oldumm :) Çünkü bu daha fazla eşya + ekstra harcamalara gerek yok demekti. Ama bu şekilde olmadı tabi ki Neyse uzun ve eğlenceli bir yolculuktan(Adrian sağolsun hazır yol üstüyken Edirne de durup hep birlikte ciğer yedik inanabiliyor musunuz) sonraa gönüllülük maceramız başlamış bulunmakta...
Konaklayacağımız mekana geldiğimizde çok mutlu olmuştum. Burada havalarin çok soğuk olduğu ve olacağı söylenmişti ancak ben Eskişehirde doğup büyüdüğüm için yeterince soğuk değilmişo yüzden hava şartlari bakımından çok zorlanmıyorum. Gönüllülük sürecimde acaba dış görünüşümle alakalı yani başörtüm ile bir tepki alır mıyım diye çok endişelenmiştim. Ama buradaki insanlar çok kibarlar ve çoğu fazlasıyla saygılı ve Türkleri çok seviyor ve cok azda olsa  bir çoğu türkçe konuşabiliyor. Markete tek basima alışverişe gittiğimde bana özellikle kendi sıralarını vermek gibi bir kibarlik yapmaları inanılmaz hoşuma gidiyor. Kibar saygılı insanlari çoook seviyorum. Dış görünüş bakımından bir insanı yargılamak tamamen karaktersiz insanlarin yapabileceği bir davranış üstelik bunu dış görünüş bakımından aynı olan insanlarin yapması aşırı komik.Kısaca Romen halkı tarafından kültürel bir şok yaşamadım diyebilirim.

Buradaki gönüllülük sürecimizde ise her pazartesi günü ofise giderek ROMA+ projemizin konusu olan zorbalıkla ilgili bütün haftanin planını yapıyoruz ve sonrasında bunu salı ve perşembe günlerinde öğrencilerle paylaşıyoruz. Ve her hafta cuma günlerinde ise Georgiyle ve Romen öğrencilerle birlikte Romanyanin tarihi ve sanat müzelerini geziyoruz. Buradaki tarihi yapılara, sokaklara her karışına hayran oldum. Özellikle Constantadaki Arkeroloji Müzesine aşık oldum diyebilirim.

Son olarakta buradaki sürecimin en zorlayıcı kısmı ise paramı yönetmek ve yemek yapmayı öğrenmek zorunda olmam çünkü hiç yemek yapmak zorunda kalmamıştım. Ve burada paramı daha iradeli bir sekilde kullanmayı öğrenerek sonucunda da daha fazla yer keşfetmeyi planlıyorum Bunlara ek olarakta dil konusunda biraz zorlanıyor olmam. Umarim buradan ayrılıncaya kadar bu sorunu halledebilirim

Gönüllülük projelerinin en güzel yanı kişi olarak bizi daha da büyütmesi, geliştirmesi ve bize farklı bir bakış açısı kazandırması. Bu sayede dünyaya daha farkinda bir birey olarak bakıp karşılaştığımız zorluklarla daha kolay başedip çözüm üretebiliyoruz. Ve gönüllü bir birey olarak sadece kendi hayatimizda değil dokunulması gereken bir çok ruha dokunup harikalar yaratabilme imkanına sahibiz. Dünyayı daha yasanabilir hale getirmek bizim ellerimizde!

Vee cok belli edemesem de İyaca ve Sakura ailesi cok seviliyorsunuz ;)

No comments:

Post a Comment