Öncelikle
herkese merhaba. Geçen ay yazmış olduğum yazımda zamanın ne kadar çabuk
geçtiğinden bahsetmiştim. Uçup giden zamanı, yakalayabilmek mümkün değil
maalesef. Bizim elimizde olan tek şey dolu dolu yaşayıp, verimli bir şekilde
kullanabilmek. Şu an sizlere bu yazımı yazarken maalesef Romanya’daki ikinci
ayımın sonuna gelmiş bulunmaktayım.
Burada harika insanlar tanıdım, çok güzel tecrübeler edindim, çok güzel
anılar biriktirdim, kendimi biraz daha keşfettim...
Bu ay neler yaptığımıza değinecek olursam; öğrencilerle etkinlikler düzenledik. Öğrencilere kendimizi tanıttığımız sunumlar yaptık ve onlarla kaynaşmaya çalıştık. Bir daha ki buluşmamızda onlarla daha fazla kaynaşabilmek ve birbirimizi daha iyi tanıyabilmek adına bahçede bir top oyunu oynayarak isimlerimizi öğrenmeye çalıştık. Oyun sonrası oturup uzun sohbetler ettik. Öğrencilerin birçoğu Türk kültürüne hakimdi açıkçası hatta Türkçe birçok şey biliyorlardı… Bu çok mutlu ediciydi.
Daha sonra öğrenciler bizlere Romanya hakkında sunumlar hazırladılar. Sunumlarda Romanya’da gezip görebileceğimiz, tarihi ve kültürel yerleri tanıtmışlardı. Bir sonraki hafta 29 Ekim günüydü. Portekizli arkadaşlarımız öğrencilere basit Portekizce şeyler öğrettikten sonra bizde 29 Ekim’e yönelik bir sunum yapıp, Cumhuriyet Bayramı’nı anlattık.
İki gün sonra öğrenciler ile tekrar buluşacaktık… Bilmiyorduk ki son buluşmamız olacakmış… Son buluşmamızda geç kalmış bir Halloween dekorasyonu için balkabağı süsledik. Açıkçası çok eğlenceliydi, bizim kültürümüzde böyle bir şey olmadığı için ilk kez deneyimlediğim bir şey oldu.
Bu ay neler yaptığımıza değinecek olursam; öğrencilerle etkinlikler düzenledik. Öğrencilere kendimizi tanıttığımız sunumlar yaptık ve onlarla kaynaşmaya çalıştık. Bir daha ki buluşmamızda onlarla daha fazla kaynaşabilmek ve birbirimizi daha iyi tanıyabilmek adına bahçede bir top oyunu oynayarak isimlerimizi öğrenmeye çalıştık. Oyun sonrası oturup uzun sohbetler ettik. Öğrencilerin birçoğu Türk kültürüne hakimdi açıkçası hatta Türkçe birçok şey biliyorlardı… Bu çok mutlu ediciydi.
Daha sonra öğrenciler bizlere Romanya hakkında sunumlar hazırladılar. Sunumlarda Romanya’da gezip görebileceğimiz, tarihi ve kültürel yerleri tanıtmışlardı. Bir sonraki hafta 29 Ekim günüydü. Portekizli arkadaşlarımız öğrencilere basit Portekizce şeyler öğrettikten sonra bizde 29 Ekim’e yönelik bir sunum yapıp, Cumhuriyet Bayramı’nı anlattık.
İki gün sonra öğrenciler ile tekrar buluşacaktık… Bilmiyorduk ki son buluşmamız olacakmış… Son buluşmamızda geç kalmış bir Halloween dekorasyonu için balkabağı süsledik. Açıkçası çok eğlenceliydi, bizim kültürümüzde böyle bir şey olmadığı için ilk kez deneyimlediğim bir şey oldu.
Daha sonra artan korona vakaları yüzünden art arda birçok kısıtlama geldi. Önce kafeler ve restoranlar kapandı, beraberinde tüm okullara 1 ay boyunca ara verildi… Bizimde böylece öğrencilerle yapacağımız, yapmak istediğimiz şeyler maalesef ki askıda kaldı. Haliyle
birçok boş zamanımız vardı. Bizde bu boş zamanlarımızda müzelere gittik.
Bükreş’e gidip bol bol dolaştık. Mihai ile birlikte Sinaia ve Braşov’a gittik. Sabahın
erken saatlerinde yola çıktık ve tren yolculuğu yaptık. Sinaia’ya vardığımızda
hissettiğim ilk şey soğuktu açıkçası. Dağlara yakın olduğu için havası baya
sertti. Mihai ile birlikte Castelul Peleş’e gittik. Yürüyerek gittiğimiz için
yol boyunca birçok güzel şey gördük. Akşam ise treni yakalayıp Sinaia’dan
Braşov’a geçtik. Braşov’a geldikten sonra gündüz şehri keşfettik. Öğlen ise
geleneksel Romanya yemeği ve tatlısı yedikten sonra geri döndük.
Bunun
dışında yurtta eğlenceli vakit geçirmeye çalıştık. Birlikte oyunlar oynadık.
Birlikte film izledik. Birlikte yemek yaptık. Projenin sonunda verilen 9 günlük
bir tatil hakkımız vardı. O tatil hakkımızda çok güzel şeyler yapmak istiyorduk. Başka bir
ülkeye gitmek gibi… Maalesef ki korona şartları buna izin vermedi. Romanya
içerisinde başka bir şehir görmek istedik ama tekrar ve tekrar korona yüzünden
gitmek istediğimiz çoğu şehir kırmızı bölgeydi ve karantinaya alınmıştı.
Üzücüydü evet ama yazımın başında dediğim gibi, burada çok güzel arkadaşlıklar
edindim ve onlarla çok güzel anılar biriktirdim.
Gönüllülük projesi her zaman yapmak ve deneyimlemek
istediğim bir şeydi. Bu fırsatı bana sundukları için IYACA’ ya çok teşekkür
ediyorum. Gönüllülük projesi bence her insanın mutlaka bir kez deneyimlemesi gereken
bir şey. Farklı bir yerde, farklı kültürden, farklı insanlarla bir arada olup
aynı amacı paylaşabilmek çok güzel. Kendinize
çok iyi bakın. Hoşça kalın.
No comments:
Post a Comment