Iyaca’nın instagram sayfasında projeyi görüp
başvurumu yaptım. Başvurumu yaptıktan bir süre sonra projeye kabul aldığımı
öğrendim. Proje için tüm katılımcılarla birlikte whatsapp grubu kuruldu.
Whatsapp grubunda yapılacak tüm hazırlıklar paylaşıldı ve projeye gideceğimiz
günü beklemeye başladık.
Nihayet 31 Ağustos tarihi geldi ve Ankara’dan
İstanbul havalimanına uçuşumuzu gerçekleştirdik. İstanbul’dan Bulgaristan’ın
Obzor şehrine otobüsle geçtik. Otobüs yaklaşık sekiz buçuk saat sürdü.
Yolculuğumuzun büyük bir bölümünü uyuyarak kolay bir şekilde tamamladık.
Obzor’da otobüsten indiğimizde kalacak yerimizi bulup gitmemiz yaklaşık 10 dk
sürdü ve kolayca yerleştik.
Kalacağımız yer bir geust house du ve oldukça temiz
ve düzenliydi. Hatta bu zamana kadar kaldığım en iyi geust house du
diyebilirim. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve ayarlanmıştı. Tüm
proje boyunca da bu temiz ve titiz düzen hiç bozulmadı. Proje boyunca
yemeklerimiz geust house yakınındaki bir resturantta yedik. Yemekler Türk
yemeklerine yakın olsa da bir miktar tadlarına alışmakta zorladım. Ama
yemeklerde çorba, ana yemek, salata ve meyve bulunduğundan ana yemeği yemediğim
zamanlarda da aç kalmadım.
Projeler genel olarak sabah 9:30’da kahvaltıdan
sonra başladı. Her etkinlikten önce oyunlar ve energizerler yapılarak
etkinliklere karşı motive olmamız sağlandı. Etkinliklerin hemen hepsi grup
oluşturularak yapıldı. Gruplar çoğu zaman international takımlardan ve rastgele
bir şekilde oluşturulduç Böylece her ülkeden insanlarla tanışıp beraber
etkinlik yapabilme fırsatımız oldu. Etkinlikler ise zihin çalıştıran herkesin
kendi fikrini ortaya koymasıyla yeni şeyler ortaya koymaya ve üretmeye
dayalıydı. Proje kapsamında Volunteering ve bunun geliştirilmesiyle ilgili
etkinlikler yaptık. Etkinlikleri yaptıktan sonra ise her grup kendi yaptığı
projeyi flipchartlarla birlikte sunumunu gerçekleştirdi. Bu etkinlikleri her
gün farklı bir ülke tasarlayıp yönetti. Oldukça farklı etkinlikler ve ürünlerin
ortaya çıktığını söyleyebilirim.
Projeleri yaparken 2 saatte bir kahve molası verip
atıştırmalık bir şeyler yedik. Ayrıca öğle yemeğinden sonra akşam 5-6 ya kadar
ara verildi. Obzor deniz kıyısında bir şehir olduğundan bu arayı daha çok
sahilde denize girerek geçirdik. Projenin bir gününde Varna şehrine gezi
düzenlendi. Varna gerçekten çok güzel ve herkesin gelip görmesi gereken bir
şehir. Varna’da proje boyunca çok iyi anlaştığımız Makedonyalı grupla beraber
gezip şehri keşfettik ayrıca bir sürü güzel fotoğraf çektirerek güzel anılar
biriktirdik.
Ayrıca projede bulduğumuz süre boyunca akşamları
yemekten sonra 1 veya 2 ülke kendi kültür gecesini gerçekleştirdi. Her ülke
kendi içeceklerinden ve yiyeceklerinden getirmişti ve kendi geleneksel
danslarını bizlere öğretmeye çalıştı. Biz de Türkler olarak kendi kültür
gecemize baklava, lokum, kuruyemiş, kurabiye, Türk kahvesi, tef, halay
mendilleri Türk bayrağı ve Atatürk resmi getirmiştik. Ülkeler arasında en çok
ilgi gören ülkelerden biriydik ve herkes bizim baklava ve lokumlarımızdan yiyip
Türk kahvemizden içmek için can atıyordu. Her şey bittiğinde ise geriye bizim
için güzel anılar kaldı. Birbirimizden ayrılmakta çok zorlandık ve bir daha
görüşmek için birbirimize söz verdik… Her şey oldukça eğlenceliydi… Bulgaristan’da
gençlik değişimine katıldığım için oldukça mutluyum.
No comments:
Post a Comment