Friday 8 March 2019

YOUth European Parliament 2019-Braneşti

Romanya’nın Braneşti kentine Youth European Parliament projesi kapsamında 8 kişilik bir ekiple geldik. Ocak ayında başlayıp mart ayında bitecek olan 2 aylık sürecin ilk yarısını tamamlamış bulunmaktayız. Anları değerli kılan insanlarla birlikte olduğumuz ve her yeni güne plan ve hedeflerle başlayıp vakti verimli kullandığımız için zamanın nasıl geçtiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Romanya geldiğimiz ilk haftadan itibaren bizi sıcak karşılayarak bize önümüzdeki iki ayda ‘ev’ olacağını gösterdi. İnsanlarla kurduğumuz güçlü iletişim bu aile sıcaklığına çabucak alışmamıza epey yardımcı oldu. Kaldığımız yer- Braneşti- Bükreş’e yakın ama onun kalabalığı ve gürültüsünden de bir o kadar uzakta huzurlu bir yerleşim yeri. Üniversiteden mezuniyetinin hemen ardından kendini dinlemek ve yeniden keşfetmek için bir AGH projesinde yer almanın çok doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum. Katıldığım proje ve bulunduğum ülke bu fikrimi iyice güçlendirdi.
Gençlerde oy bilinci oluşturmak ve ülkelerinin yönetimi hakkında söz sahibi yeni bir neslin oluşmasına katkı sağlamak için Cezar Nicolau Teknoloji Lisesi’nde öğrencilerle birlikte faaliyetler yürütüyoruz. Çalışmalarımız temelde uygulamalı oyunlar ve beyin fırtınasına dayalı grup aktivitelerinden oluşuyor. 4’er kişilik gruplar halinde aynı etkinlikleri farklı sınıflarda uygulayacak şekilde derslere katılıyoruz. Haftanın bir günü de öğrencilerle birlikte spor dersine katılıp öğrencilerle takım oyunlarında yer aldığımız için onlarla ilişkilerimizi kuvvetlendirip sınıf ortamında çalışmalarımızı daha verimli hale getirdiğimizi düşünüyorum. Gönüllülük faaliyetleri dışında kalan zamanımızı yaşadığımız şehri ve ülkenin ulaşabildiğimiz her noktasını keşfederek geçiyoruz. Bükreş’te gezdiğimiz ilk yerler Ulusal Tarih Müzesi, Atatürk Anıtı ve Biserica Zlatari Kilisesi oldu.
Romanya’yı gezerken Bükreş’ten sonra ilk rotamız Braşov oldu. Ocak ayında Romanya’da olmanın verdiği avantajı kullanmak adına rotayı önce kayağın merkezine çevirmeye karar verdik. Braşov dağlar arasına yerleşmiş sakinliği ve derinliği ile huzur veren bir şehir. Ekip olarak katıldığımız ilk büyük yolculuğumuz olduğu için hafızalarımızda hep güzel bir anı olarak kalacak. Bükreş’ten (Gara De Nord) trenle keyifli bir yolculukla şehre ulaşmak mümkün. Yeni yılın hemen sonrasında şehri ziyaret ettiğimiz için kutlamaların izleriyle meydanı ve sokakları dolaşmak insana ayrı bir keyif veriyor. İlk gün Bran kalesini gezip akşamı meydanda değerlendirdik. İkinci gün Poiana kayak merkezine giderek Braneşti’ye dönmek üzere geziyi noktaladık. 
İkinci rota Köstence. Türk yoğunluğunun en çok olduğu şehri ziyaret etmesek olmazdı. Köstence Romanya’nın Karadeniz’e en uzun kıyısı olan önemli bir liman şehri. Yaz aylarında sahilin çok yoğun olduğu hatta nüfus patlamasından dolayı turistlerin kalacak yer bulayıp sahilde arabalarda uyuduğu söyleniyor. Uzun ve biraz zorlu bir tırmanışla minaresinden şehir manzarasının keyfini çıkarabileceğiniz Kral Camii şehrin en beğendiğim yerleri arasında. Ovidius meydanında biraz fotoğraf çekip hemen yanındaki Tarih ve Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret ederek yolculuğu tamamladık. 
Üçüncü rota okulların ara tatiline denk geldiği için zamana ve mekana yayılacak yeni bir macera oldu bizim için. 10 saatlik bir tren yolculuğu ile Cluj’a gidip bu güzel şehri keşfe çıktık. Sonrasında Salina Turda Tuz mağarasını gezdik. Tuz mağarası devasa derinlikte olup merdivenlerinin mimarisine hayran olunacak bir yapı. Fotoğrafçılıkla ilgilenen herkesin gidip güzel kadrajlar yakalayacağına inandığım bir mekan. Mağaradaki gezimizi tekne turuyla sonlandırıp Sibiu’ya doğru yola çıktık. Sibiu meydanı güneşli günde insan kalabalığıyla canlı cıvıl cıvıl bir şehir. Tarihi yapılarla çevrelenmiş bir alanda evlerin çatıları ilk göze çarpan ayrıntılar. Pencereli çatılar insan yüzünde gözleri andırıyor. Meydandaki müzede sanat galerilerini gezip son katta şehir manzarasına doyarak yolculuğu sonlandırıyoruz. 
Zaman dolu dolu geçerken önümüzdeki 1 ayın nasıl geçeceği heyecanıyla ilk yarıyı kapatıyorum. Tanıştığım insanlarla yeni bir kültürün ve farklı bir toplumun parçası olup kendime geçen süreçte çok şey kattığımı düşünüyorum. Yazabildiklerim kazanımlarımın yanında az kalıyor. Anlatmak değil yaşamak gerektiğine inandığım bu kıymetli zamanları daima hayatımın güzel bir parçası olarak anımsayacağıma eminim. İkinci ayın sonunda Romanya’ya veda edene dek… 

La revedere..

No comments:

Post a Comment