Friday 17 April 2020

Karantina Günlükleri-2


Merhaba sevgili karantinadaki günlük,
Seni böyle adlandırmak da bir tuhaf oldu ama bu da senin diğer yazılardan farklı olmanın bir nedeni. Nasıl geçer diye düşünürken on gün daha geçti bile ve hayretle düşününce verimli bir o kadar eğlenceli zamanın dibine vurmuşuz.
İlk olarak karantina sebebiyle yapılan görüntülü aramalı ünlü KERIC toplantılarında en büyük kararımız eğitime devam etmekti. Toplanılan birkaç fikirle online derslere devam etmeye karar verdik. Bu pandemik olayın da eğitmi etkilemesine izin veremezdik ve bu haberi öğrencilerimizle paylaştığımızda harika dönütlerle karşılaştık. İlk haftamızı ders sonu değerlendimeleri sonucu başarılı bulduk. Bunun bir sebebi tabiki öğrencilerin özellikle okul çağındaki çocukların online dersi daha eğlenceli bulmalarıydı. Biz de bu durumun avantajından yararlandık diyebiliriz.
Peki biz internet üzerinden her şey normal devam ediyor gibi gözükürken nasıl yaşıyoruz diye düşündürür insana.Çünkü yurtdışında durum daha ağır gibi gözüküyor ya da daha büyük sorunlar varmış gibi. Bunların aksine karantina dönemine başladığımızdan beri yaşadığımız şartları biraz sınırlayarak günlük rutinlerimize devam ediyoruz. Cadca’nın çok küçük bir şehir olması belki büyük bir avantaj ama insanların bilinçli olması büyük bir avantaj.
Adım atamadığımız şehirlerin fotoğraflarına bakarken içimiz gidiyor ama biliyoruz ki bu süreci atlattıktan sonra oralara yürümek değil koşacağız. Arada doğaya çıkma kaçamaklarımız var ama onu haricinde evdeyiz. Evde gün geliyor yedi kişi birleşip dil öğreniyoruz ve öğretiyoruz, film izliyoruz, yemek yapıp gün boyunca yemek yiyiyoruz, oyunlar oynuyoruz, dans ediyoruz ve daha bahsetmediğim akla gelmeyecek ama karantina günlere yakışacak ne saçmalıklar. Yani diyorum ki evde kalıyoruz, siz de evde kalın. Eğer ne yapacağına dair bir fikriniz yoksa ulaşın bana çünkü artık bu konuda master olmuş durumdayım. Bundan sonrası nasıl olur biter hiçbir bilgim yok ama yine bir sürü anı ile bu sitenin bir köşesinde olacağım. Sağlıklı günler




Karantina Günlükleri-1



Bugün yaşamımıza sınırlar koyalı, bizim ev yaşantısına adım atalı, yaşadığım yerdeki herkesin panik haline geçeli, karantina duyurusu yapılalı tam bir hafta oluyor. Nasıl geçtiğine dair bir fikrim olmamasıyla beraber harika zamanlar geçirdiğimi sadece fotoğraflarıma bakarak anlayabiliyorum. Aklımdaki anılarımı konuya dahil etsem eminim ki siz okumaktan sıkılmazsınız ama bazı şeyler sadece akılda güzel. Beraber yaşadığım herkesi tek tek anlatmadığım gibi çünkü onlar en güzel aklımda duruyorlar.
Heralde ilerdedir yaşanacak günlerin en güzelleri diyerek gelecek karantina günlerini bekliyorumdur. Neler yaptım ve neler yaparım diye sorunca kendine karşıma kocaman bir liste çıkıyor. Öncelikle neler yapabilirim evden çıkmadan, olabildiğince az insanla görüşerek diyerek başladım hareket etmeye. Bu demek oluyordu ki yaşadığım mükemmel 6 kişiyle 7/24 ten ne kadar fazla olur bilmiyorum ama daha fazla beraber zaman geçirmeye,öğrenmeye, öğretmeye ve tabi ki eğlenmeye vaktimiz olacak. Biz de başladık dil, müzik, spor alışverişine. Bunlar ne demek oluyor diye soraca olursanız her şey demek benim için. Normalde sene başında öğrenmeye başladığım ama Slovakça’ya önem vermekten çalışamadığım İspanyolca ve Fransızca derslerine minik bir tekrarla yeniden başladık ve mükemmel bir motivasyonun başlangıcı oldu. Bir öğrenciye sahip olsam da Türkçe öğreterek kazanç sağlıyorum ben de bu alışverişte. Müzik alışverişine gelirsek herkesin farklı yeteneklere sahip olması büyük bir şans bizim için. Biz de arta kalan şimdilik iki hafta olarak konuşulan ama bir aya ya da daha fazla olacak olan bu zamanı değerlendirmenin yollarını ararken bir de müzikten yardım alalım dedik. Spor demişken de onu da açıklayayım. Geriye dönüp bakınca hiç olmadığım kadar aktif olmaya başladığımı farkettim. Öncelikle bu karantina olayından önce yogaya gidiyordum ki artık o devam etmiyor. Sonra koşuya başladım ve mükemmel olmasam da bu zamana kadar yaptığım en mantıklı  hareketlerden biriydi. Tabiki bisiklet sürmekten bahsetmiyorum çünkü en keyif aldığım şey şu hayatta. Ta ki en olmadık yerlerde sürmeye başlayınca farkettim bir kez daha her şeyin kondisyon olduğunu. Bakalım daha neler göreceğiz şu günlerde. Ben neymişim be dedim açıkçası.





Friday 10 April 2020

KORKULAR VE HAYALLER


Güzel bir akvaryumun içinde yaşıyoruz ama denizin olduğunu görmüyoruz. Belki de bunun en büyük nedeni korkularımızdır. Ancak korku aynı zamanda içinde, bu durumdan kurtulabileceğimizin umudunu da barındırır. Sadece, çoğumuz bunu görmek istemez. Ama ben görmeyi tercih edenlerdenim. Anksiyetemle yaşamayı her ne kadar öğrenmiş olsam da ilerlemesini engellemek, belki de yavaş yavaş azaltmak için, bulduğum bu fırsatı değerlendirmek istedim. Güvenli bölgem olan evimden çıkmak normalde bile bana zor gelirken başka bir ülkeye gitmek, iki ay boyunca farklı bir yaşam tarzı benimsemek ilk başta o kadar zor geldi ki… Defalarca vazgeçme düşüncesi beynimi ele geçirmeye çalıştı ama korkularımı yenme isteği her zaman daha ağır bastı ve bana göre büyük bir çılgınlık olan yurtdışına çıkışımı gerçekleştirdim. Bükreş’e indiğimde mentorumuz olan Mihai, oldukça samimi bir şekilde beni karşıladı.  Bu samimi ve içten karşılama başlangıçta duyduğum endişelerimi azaltmamda büyük ölçüde yardımcı oldu. Ardından Mihai ile birlikte, diğer gönüllülerin de olduğu yurda gittik. Arkadaşlarımın da yardımıyla yurttaki işleyişin ve okuldaki aktivitelerin nasıl ilerlediğini öğrenmeye başladım. Ve buradaki maceram bu şekilde başlamış oldu.
İlk zamanlarda diğer grup arkadaşlarımla daha sonra da tek başıma şehri keşfetmeye çıktım. Dilini dahi bilmediğim, sokaklarına aşina olmadığım bir şehirde vakit geçirmek, bilinmeyen yerleri bulmak için kaybolmak gibiydi.Zamanımızın büyük bir kısmını ayırdığımız öğrencilerden bahsedecek olursam, birbirinden farklı düşüncelere sahip olan onlarca öğrenciyle vakit geçirdim. Her birinin farklı hayalleri, farklı umutları veya umutsuzlukları ve korkuları var. Kimisi kendine olan yolculuğunu daha şimdiden başlatmış, kimisi ise kaybolup gitmiş. Zaman geçtikçe ve birbirimizi tanımaya başladıkça öğrencilerle iletişim kurmak çok daha kolay bir hal aldı.
Yaşanılan vedalarında olduğu son bir ayım çok hızlı geçti. Artık gitme vakti. Keyifli bir gönüllülük deneyimi yaşamanız dileğiyle