Friday 30 October 2015

Trip to Avanos and Ürgüp – CAPPADOCIA

It was just my second day in Turkey when I visited Cappadocia with some IYACA friends and for me almost everything was new and special, but this trip was really the best part!

While we were traveling there by car, (it’s just 60 km far away from the city of Kayseri and it takes almost an hour to get there), my Turkish friends explained to me the history of this unique place. I’m not going to bore you like a touristic guide, but you have to know that one of the first civilisation in Turkey was born there and at that time this area was full of forests.

Now, when I gazed outside the car window, the flowing landscape looks very dry but still fertile due to volcanic debris. Especially, Cappadocia is known for the production of wine and people who live in the conservative city of Kayseri (which is the nearest city to Cappadocia with airport) they usually go there if they want to drink alcohol and have some fun. It's interesting that they go outside the city to enjoy, isn't it?

Tuesday 27 October 2015

UNA VITA NUOVA - ITALY/BRINDISI


Bugün Brindisi deki hayatımın 1. Haftasını geride bıraktım. Burası çok küçük bir şehir, sokakları çok
dar, tarihi binaları çok fazla, küçük bir sahil kenti diyebiliriz. İzmir’den gelen biri olarak iklimine hiç
yabancı değilim. İnsanları oldukça yardımsever, paylaşımcı ve en az Türk insanı kadar sıcakkanlı.
Burada size her türlü yardımı sağlıyorlar ve bulunduğunuz ortam yüzünden özlem çekmiyorsunuz.
Gündüzleri sokaklar ne kadar tenhaysa akşam olduğunda aksine hayat yeni başlıyor diyebiliriz.
Kafeler, barlar, sokaklar akşamları gençlerle doluyor. Eğer sakinlik isterseniz limanda yürüyüş
yapabilir, Brindisi'nin dar ve şirin sokaklarını keşfedebilirsiniz.


Aslında projemin konusu kreşte çocuklarla vakit geçirmek, onlarla ilgilenmekti fakat proje mentörüm Laura ofiste onunla da çalışabileceğimi teklif etti ve tercihi bana bıraktı.Tercihim Laura ile birlikte çalışmak oldu ve dernekteki diğer çalışanları tanıdıkça iyi ki bunu tercih ettiğimi düşündüm :). 

Monday 26 October 2015

WROCLAW - İlk Günlerim

Merhabalar Ben Özgür, 15 gündür EVS gönüllüsü olarak Polonya/ Wroclaw’dayım. 10 ay buralarda olacağım. Semper Avanti adında bir kurumda görev alıyorum. MLC (Multicultural Cafe) adını verdikleri bir etkinlik sahası var ve 15 kişiye yakın gönüllüyü barındırıyor bünyesinde. Benim bu etkinlik sahası içerisinde görevim, çeşitli alanlarda sunumlar yapmak (EVS,Türkiye,İnsan Hakları,Evsizler gibi). Bu sunumları okullarda yapıyoruz ve tüm yaş gruplarını göz önüne bulundurarak sunumları çeşitlendiriyoruz ve düzenliyoruz. Neredeyse her gün çeşitli atölyeler düzenleniyor. Burada çok yeniyim ve öğrenmem gereken çok şey var. Burada çalıştığım süre boyunca farklı deneyimler yaşayacağımı düşünüyorum. Hem kişisel anlamda beni geliştirecek hem de iş hayatıma katkı sağlayacak deneyimler. Teşekkürler. Özgür KARAKAŞ



Tuesday 6 October 2015

Rusya-Başkurtistan / UFA'dan EVS

Evs gönüllüsü olarak Ufa(Rusya)' ya gelişimin ardından bir ay geçti ama sanki yıllardır burada yaşıyor gibiyim. Yabancı bir ülkede olduğumu farkedemyorum bazen çünkü hem kültürümüz çok farklı değil hem de sanılanın aksine buranın halkı arkadaş canlısı ve çok yardımsever. Ufa Başkurtistan'ın başkenti ve çok güzel bir çokkültürlülük örneği farklı kültürler, dinler ve ırklar birarada ve barış içindeler. Bunu görmek ve yaşamak çok güzel.

Burada bir ingilizce klübünde çalışıyorum 3 yaşındaki çocuklara ingilizce öğretiyoruz ve türkçe dersleri veriyorum ama asıl görevim Erasmus plus programının tanıtımını yapmak. Bu programın bir parçası olmak isteyenlere proje bulmalarında ve başvuru sürecinde yardımcı olmak. EVS hakkında yaptığım sunumlardan sonra pek çok insan böyle bir imkanın olduğuna ve tamamen ücretsiz olduğuna inanmakta güçlük çekiyorlar. Yaş gibi bazı problemlerden dolayı programa katılamayacak olanların üzüntüsünü gördükçe bu programın bir parçası olduğum için ne kadar şanslı olduğumu daha iyi anlıyorum.

Monday 5 October 2015

2. BÖLÜM / Bulgaristan’da ilk Günlerim

Merhabalar, 

2. bölümde de sizlere yolculuğumu ve ilk günlerimden bahsedicem.

İlk olarak proje gününün yaklaşmasıyla Bursa’dan İstanbul’a İstanbul’dan Burgaz’a otobüs bileti aldım. Çünkü Bursa’dan Burgaz’a direkt araba yoktu. Neyse 1 gün önceden yani 30 Eylülde İstanbul’a geldim. 1 Ekim sabahı kuzenim otogara geldik. Ve nihayet otobüse bindim ve yaklaşık 7 saat sürecek olan yolculuğa başladım.

Otobüse biner binmez göçmen muavin ve şoförün konuşmaları o kadar ilginçti ki gülmemek için kendime zor tuttum. Neyse zaman geçtikçe Bulgaristan sınırına yaklaşıyorduk. Sonunda Aziziye diğer bir adıyla Dereköy Sınır kapısından geçtik. Sınırdan geçtikten sonra yaklaşık 3 saat kadar daha gittikten sonra Burgas’a geldik. Beni Türk olan bir arkadaş karşıladı ve asıl serüven bundan sonra başladı.

Şanslıyım…

Burgas’a gelir gelmez bazı şeyler öğrendim. Mesela ilk gözüme çarpan büyük bir otelin eski Sovyetlerden kalma bir otel olduğu ve Türkiye den ünlü insanların oraya kumar oynamaya geldiğini öğrendim ;)