Friday 14 June 2019

Projenin Sonuna Doğru



Merhaba, ben Burak. 6 aylık EVS projemin son çeyreğine girmiş bulunmaktayım. Şimdiki iki haftanın da Easter tatili (20 Nisan – 5 Mayıs) olduğunu düşünürsek projede 1 aydan kısa bir süre kaldı diyebilirim.
Projede neler yaptığıma dair kısa bir özet geçeyim. Aralık ayında geldim Atina’ya. İlk ay bütün katılımcılar olarak ülkemizdeki mültecilerle ilgili başarılı çalışmalar ve istatistikler hakkında bir araştırma ve sunum yaptık. Kısa bir süre blog üzerinde çalıştım. Bu sıra projenin ana unsuru olan After School’da yardımcı öğretmen rolündeydim diğer gönüllülerle birlikte. Bizden önceki gönüllüyü destekledik başlarda.

İkinci ayın ortalarında muhteşem bir manzarası olan Chalkidiki’de on-arrival training’e katıldık. Yunanistan’ın farklı farklı yerlerinden 24 EVS gönüllüsü ve 2 eğitmen, bu harika yerde müthiş vakit geçirdik. Dönüşte bu insanlardan ayrılmak epey zordu benim için. EVS’i, burada geçirdiğim zamanı gerçekten güzelleştiren bir eğitimdi. Atina’dan olmayanların birçoğuyla daha sonra iletişimimiz olmasa da Atina’daki gönüllüler olarak gerçekten güzel bir çevre kurduk. Hala aynı insanlarla görüştüğümü söyleyebilirim.
Genel olarak buradaki yaşantım hayatımın en kolay evrelerinden biri, esnek ve çok da yoğun olmayan çalışma saatlerimden bana kalan geniş boş zamanın keyfini çıkarıyorum, odak noktamı gereksiz şeylerden kendime çevirdiğim, kendime döndüğüm bir dönem. 2019’un bana getirdiği onca talihsizliğe rağmen. İlk ayın sonunda telefonum çalındı, gelmeden önce aldığım bilgisayarımın ekranı ikinci ayın sonunda bozuldu, bazı sağlık problemleri yaşadım, son dönemde bacağımı ciddi derecede yaktım... Ama bunları yaşayıp hayatımı buna göre uyarlayabildiğimi, bu durumla baş edebildiğimi görmek benim için iyi oldu bir yandan.

On-arrival training’den döndüğümüzde kişisel projemiz üzerinde çalışmamız istendi. Benim aklımda film gösterimleri düzenlemek ve birkaç diğer ihtimal vardı. Film gösterimleri için bazı araştırmalar yaptığım, seçeceğim filmleri izlediğim, logoyu ve sayfayı hazırladığım süreçte bilgisayarımın ekranı bozulunca maalesef bunu askıya aldım. Daha sonra da bir sinema kulübüne dahil olup, her hafta aynı insanlarla buluşabildiğim, izlenecek film için önerilerde bulunabildiğim, film hakkında ciddi bir sohbet yapabildiğim bir ortam bulunca da askı hali süresiz hale döndü.

Bilgisayarımı garanti dışında tamir ettirmek istemediğimden emin olup durumu kabullenince vakit kaybetmeden diğer ihtimaller üzerine yoğunlaştım ve Türkçe öğretmekte karar kıldım. Üç haftalık bir sürede katılımcılara ulaşıp projenin ortalarında derslerimi başlattım. Bu konuda kendimi gerçekten başarılı hissediyorum. İki hafta öncesine kadar kişisel projesini gerçekleştirebilmiş bir tek ben vardım ekipte. Hemen hemen hiç fire vermeden on öğrencimle devam ediyoruz. Sınıfın geneli Yunanlardan oluşuyor, bir Filistinli ve bir de Tunuslu var. Hepsi burada yaşayan, çalışan ya da okuyan insanlar. Öğrenirken yaşadıkları zorlukları ve gelişimlerini görmek harika bir duygu. Bu dili öğretmekten çok büyük keyif alıyorum.

Projenin ana unsuru olan after-school'da üç gönüllü olarak sınıfı böldük. Ben başlangıç seviyesinde çocuklarlayım. Bangladeş’ten Rabib, Sudan’dan Moli, Kongo’dan Exauce ve Nijerya’dan Blessy’ye haftanın iki günü İngilizce öğretiyorum. Onlarla birlikte bütün çocuklar beni çok seviyor, ben de onları çok seviyorum, aramız çok iyi ama çocuklara bir şey öğretmek konusunda o kadar iyi olduğumu söyleyemeyeceğim. Keşke hep oynasak...
Yaklaşık bir ay önce de mid-term training’e gittik. Atina’nın en yüksek noktasında, dağ evi konseptli bir kamptaydık. Benim için dayanması güç 4 gündü. Havanın aşırı kötü olduğu bir dönemdi ve mahsur gibiydik. Fırtına, kar, soğuk... İlk eğitimin yanına yaklaşamadı.

 

Benim için genel olarak durumlar bu şekilde. Türkçe derslerimi dönene kadar her hafta yapmayı planlıyorum. Bu yüzden birikmiş izinlerimi dahi kullanmak istemiyorum. Ancak günleri ayarlayıp birkaç yere gideceğim. Palermo’ya 5 sene aradan sonra bir ziyaret için biletimi aldım bile. Projemden tek ve buradaki en iyi arkadaşımla gideceğiz. Berlin’e gitmeyi de ciddi bir şekilde düşünüyorum. Bakalım zaman bizim için daha neler getirecek. 
Sağlıcakla kalın!




No comments:

Post a Comment