Tuesday 27 June 2017

Gönüllü olarak neler yapıyorum...

Litvanya'dan selamlar. Buraya artık alışmış durumdayım hava düzelmeye başladı. 15 Nisanda kar yağdığını görünce ufak çaplı bir şok yaşadım ama içlik giyme hayatına alışmıştım. Şimdi mayısın sonundayız artık içlikten ve kar montundan kurtulduk normal mont giyinebiliyorum. Bazi günler hırka ile gezebiliyorum. Gökyüzünde güneş görmek sevinme sebebim. Tabiki yağmurlar bitmiş değil bitmeyecek de. Burada hava çok değişken sabah yağmur yağıp öğlen güneş açabilir akşam fırtına kopabilir. Insani her zaman tedbirli tutan bir durum.
İlk zamanlar hiç Türklerle karşılaşmıyordum ama artık Türklerle ya da Türkçe bilen Litvanlarla karşılaşabiliyorum. Anadilimizi Litvan birisiyle konuşmak keyif verici. Bu kişiler Türkoloji okuyan ve Türkiy'de uzun yıllar çalışmış kişilerdi.  Anaokulunda bu zamana kadar neler yaptım ondan bahsedeyim biraz. Her hafta sanat etkinliği yaptırıyorum çocuklara. Öğretmenler konuyu söylüyor ben ona göre etkinlik araştırıp sınıfta yapıyorum.
Çocuklarla zumba yapıyorum. Çocuklar bunu çok sevdi. Nisanda kültür günü yaptım. Bütün gün okulda fazladan çalışıp 2 sınıfa 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramımızın önemini, neler yaptığımızı, Atatürk'ü anlattım. Çocuklara resim yaptırırken 23 Nisan şarkıları açtım. Bir anda kulağıma şarkıya eşlik eden bir çocuk sesi geldi.
Çok şaşırdım ve mutlu oldum. Oynaya oynaya gelin çocuklar el ele el ele verin çocuklar diye şarkıyı söylüyordu bir öğrencim. Tabi hemen video çektim anı kaldı bende. Yanımda Türk bayrağı getirmiştim onu da gösterdim. Sonra hep birlikte fotoğraf çekildik onlar ellerinde Litvanya bayrağı ben Türk bayrağını tuttum. Bir de çocuklarla birlikte bir gösteriye çıktım dans ettim. Boy farkımız olsa da minik partnerimle çok güzel dans ettik. Gösteriye başka okullardan insanlar gelmişti. Gösteri bitince beni onlara tanıttılar ve bana hediye verdiler. Bir ay sonra sınıfımı değiştirdiler o sınıfta ingilizce bilen beni anlayan kimse yoktu bu yüzden çok zorlandım. Bir ay sonunda eski sınıfıma dönmek istediğimi söyledim ve beni oraya geçirdiler.




Şimdi sınıfım yine değişecek ama az da olsa ingilizce konuşabilen bir öğretmenin sınıfına gideceğimi söylediler. Bende azıcık Litvanca öğrendim basit cümleler kurabiliyorum. Çocuklara istemeden öğrettiğim bir şeyi fark ettim. Bana bir şey anlatmak istediklerinde çabalıyorlar hemen vazgeçmiyorlar anlayabileceğim örneklerle ne sormak istediklerini anlatıyorlar. Başlarda böyle değildi beni taklit etmeye başladılar. Bunu görmek beni mutlu etti. AGH devam ediyor...


No comments:

Post a Comment