Tuesday 27 June 2017

Anaokulu günlükleri 1...

Litvanya'dan selamlar. Bu sefer de  anaokulunda çalışmaya başladığım ilk haftadan bahsedeceğim. Ana okulumun adını söylemekte başta çok zorlandım. Çünkü alfabelerinde farklı harfler var ve bazılarının okunuşları farklı mesela "y" harfini "i" diye okuyorlar. "J" harfini "yot" diye okuyorlar. "Z" harfinin üstünde çizgi var ve "j" diye okuyorlar." Ş ve Ç" harflerinin yazılışında çizgiler bizdeki gibi altta değil üstte ama okunuşu aynı. Pasaport memuru nereye geldiğimi sorduğunda ben okulun adını söylemeye çalışırken bana gülmeye başlamıştı. O an anladım çok yanlış okuyordum. Telaffuzlar gerçekten çok zor öğrenmeye çalışırken gülme krizlerine giriyorum. Litvanca dersim buraya geldikten 1 ay sonra başladı bu sayede anladım ki aslında ingilizce kolay bir dilmiş. Konuyu biraz dağıttım gelelim anaokulundaki  ilk günüme. Dakika bir gol bir sözümüz gerçek oldu. Okula giderken sabah kayboldum. Doğru durakta indim ama okulu bulamıyordum.
Okulu göstermek için beni ilk getirdiklerinde hava karanlıktı. Bu yüzden hangi binanın arkasından gidip sonra ne tarafa döneceğimi hatırlayamadım. Binaların hepsi birbirine benziyordu. Mentörüme mesaj attım. Sonra marketin önünde ingilizce bilen okul çalışanını beklemeye başladım. Yeri gelmişken söyleyeyim okulda yaklaşık kırk kişi çalışıyor ama temel seviye ingilizce bilen sayısı üç. Bu durum doğal olarak zorluklar yaratıyor. Ama bu sayede benden dilim gelişti. Hem benim hem benimle iletişim kurmak zorunda kalan kişilerin. Benden dilinde çığır açtığımı düşünüyorum. Çocuklarla iletişim kurmak zorundayım ve Litvanca kursum başlamadığı için aramızdaki tek iletişim yolu beden dili oldu. Çocukların hepsi sarışın ve mavi gözlü olduğundan ayırt etmekte zorlandım. İsim hafızam kötüdür. Türkiye'de ilk sarışın çocukların adını aklımda tutardım. Burda da kahverengi gözlü çocuklardan başladım. Oyunlar oynatarak çocukların adını öğrendim bu seferde yeni bir şey çıktı çocukların adı seslenirken değişiyor. Ben sadece listede yazan şekilde biliyorum ama öğretmenleri seslenirken ismin sonunu değiştiriyor. Bazen kısaltıyor bazen son iki harfi değiştiriyor. Ama etkenlerin isimleri genellikle "as" ve "os" la bitiyor. Ben hala öğrenebilmiş değilim ama çocuklar beni böyle kabullendi.  Çocuklarla aram çok iyi birbirimizi beden diliyle anlıyoruz. Sarılmak evrensel sevgi gösterisi ve onlar çok güzel gösteriyor. Bazıları ailelerinden ingilizce kelime öğrenip bana söylüyorlar. I love you Nihal diyerek koşuyorlar. O zaman mutluluktan uçuyorum. Bazı öğrencilerimde benim anlamadığımı bilmiyormuş gibi gelip uzun uzun bana bir şeyler anlatıyor. Bende hevesini kırmamak için dinliyorum sonra onların dilinde anlamadığımı söylüyorum. Ama vazgeçmiyorlar yine gelip bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Bu hallerini çok seviyorum çok tatlı oluyorlar.

Burada hava soğuk, kar yağıyorken bile günde en az 1 saat çocukların parkta serbest oyun oynamaları için dışarı çıkarıyorlar. Ben beş altı yaş grubu ile çalışıyorum. Hepsinin öz bakım becerileri gelişmiş. Kendi üstlerini kendileri değiştiriyorlar. Dışarı çıkarken extra  kıyafet giyiniyorlar hazırlanıyorlar. Aileler ve öğretmenler de Türkiye de ki gibi aman biz değiştirelim telaşı yok. Çocuklar kendileri hallediyor. Çocuklar yardım istemeden yardım etmeye çalışırsam tepkiyle karşılaşıyorum, ben yapabilirim diyorlar. Eğer yardıma ihtiyaçları olursa yanıma kendileri geliyor. Okul tam zamanlı çalışıyor. Çocuklar tüm gün okulda bu yüzden öğlen 2 saat uyku vakti var. Ama öğretmenler yarım gün ya da bir gün tam gün çalışıp diğer gün çalışmıyorlar. Bu yüzden her sınıfta 2 öğretmen bir de yardımcı var. Çocuklara her gün sanat etkinliği yaptırma gibi bir zorunluluk veya gereklilik yok. Haftada iki defa basit çocukların yardımsız kendilerinin yapabileceği bir şeyler yaptırıyorlar. Her hafta okula farklı bir aktivite yapılıyor. Tiyatro geliyor, buz patentine gidiliyor, sunum yapılıyor. Sürekli kutlama etkinliği yapılacak birşeyler oluyor. Bir okul öncesi öğretmeni olarak eğitim sistemlerini genel olarak beğendim. Çocukları sıkmadan elverişli eğitim veriliyor. Iyiki AGH yapıyorum diyorum.

No comments:

Post a Comment