Hava sıcaklığı
depresyona girme sebebi olabilir mi ? Olabilir. Çok sıcak ve çok sıkıcı olmaya
başladı herşey. Ilk defa evden çıkmadığım günlerin sonuna Eylül ayına
kavuşmanın huzuru içerisindeyim evimizin bahçesindeki domatesler erik ağacı ve
ev kedimiz ''spanish guy'' la birlikte. Selamlar Canım'lar. Herkesin iyi
olduğunu umuyorum. Beni sorarsanız iyiyim, iklim hariç herbirşeylerim
yolunda.Ayların birer birer geçiyor olması ve vaktin bu kadar hızlı geçmesine
şaşıyorum herzaman ki gibi. Biraz mektup vari bir giriş oldu lakin hal hatır
sormanın başka bir lisanını bilmiyorum dürüst olmak gerekirse :). Bunun haricinde ise gündüz yaz
kampına gidip siesta saatine kadar çocuklarla etkinlik yapıp ( fotoğrafları
geçen ay paylaşmıştım hatırlarsanız) siesta esnasında eve kapanıp, depresyona
girip akabinde depresyon kovucu olarak adlandırdığımız aktivitemiz olan yüzme
işlemi için kendimizi en yakın yerdeki su kenarına( aramızda kalsın çok harika
beach'lerin dibindeyiz) ya da meşhur sokak etkinliklerine atıyoruz. Ve günün
kapınışı olarak ara sıra istisnalar olsa da domateslerimi sulayıp, balkonda
türk kahvesi özlemini espresso ile giderip kitap okuyarak veyahut 8 kişi
kaldığımız evimin insanlarıyla muhabbet ederek günü sabaha doğru kapatıp
uykusuz uykusuz yine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bunların dışında
bulursam eğer bir de yakın yerlerdeki yerel festivalleri geziniyorum.Neyi nasıl
üretiyorlar diye ( naparsınız meslek aşkı) aşağıda da onlardan bir kaç birşey
paylaşacağım
Aşağıdaki ilk fotoğrafta
pizzica festivalindeki standlardan biri olan çorba standı var.Pizzica
italya'nın Salento bölgesinde bir erkek ve bir kadın oynan eşli-halk
oyunlarından birisi.Çorba standı ile ilgili olarakta reklam flamasına
dikkatinizi çekmek istiyorum. Bakliyatların ekiminden başlayarak çorbanın nasıl
yapıldığını anlatan bir inogram aslında. Başından sonuna bütün süreci
anlatıyor.
Çorba aldığınızda ise çorbayı servis etmeden ''yabancı'' olduğunuzu
anladıklarında önce çorbanın kültürel tarihi ile ilgili bilgi sahibi olup
olmadığınızı sorup, bilmiyorsanız eğer tarihini anlatmaya başlıyorlar. Tarihi
ise; 100 yıl önce kuraklık döneminde olan Maltano'da insanların yiyecek
birşey bulamayıp en son kalan gıdalarını birleştirerek, yeni mahsul elde
edinceye kadar ortak çorba yaparak hayatta kalmayı başarmaları gibi bir geçmişe
sahip. Bu kısa hikayeyi paylaşmalarının sebebi olarak da ''ziyan- israf''a
dikkat çekmek ve geçmişte atalarının bulunduğu birlikteliği paylaşmak, yeni
kuşaklarla bunu aktarabilmek.İkinci olarak üretici ülke olarak Türkiye yazısını
gördüğüm organik sabunlar var :) Festival standlarını gezerken güzel çiçek
kokularının olduğu yere doğru ilerlediğimde renkli renkli sabunlarla
karşılaşıp, acaba sabunlar mı kokuyor diyerek elime alıp koklamaya başladım.
Sabunlar kokmuyordu ama üzerinde ki Turchia yazısı kokulardan mutlu etti
diyebilirim :) Son olarak ise gece sokağa çıktığınızda veyahut
festival alanlarında kuru yemiş, baharat satan ve bana Türkiye'deyim hissi
veren bu arabalı standı paylaşmadan geçemezdimm. Bunların dışında da
değişik hiç birşey yok. Eylül ayı programını ev halkı olarak heyecanla
bekliyoruz çünkü aynı zamanda 2 tane gençlik değişimi programının hazırlıkları
ve heyecanı içerisindeyiz.
No comments:
Post a Comment