Saturday 11 January 2020

Treviso’da Yilin Havai Fişekli Ilk Zamanindan Ciaooo!



Neden ‘’Havai Fişekli Zaman’’ dediğimi açıklayacağım ama öncesinde ilk haftalardan ve kısacık yolculuktan bahsetmek istiyorum. 8 aylık gönüllülük sürecimi başlatmak üzere 8 Aralık Pazar günü sabahın erken saatlerinde İstanbul - Venedik aktarmamı tamamlayabilmem için  Dalaman’dan uçağım kalktı. Toplamda 6 saat bir uçak yolculuğundan sonra henüz o son yaşadığım 2 saati yaşamayan -Türkiye ile İtalya arasında 2 saat zaman farkı var ondannnn bu durum beni nedense aşşırı mutlu etti- Veneto bölgesindeki günlük güneşlik Venedik havalimanına öğlen giriş yaptım... Koordinatörüm ve mentörüm beni karşıladılar. Venedik’in 30 km kuzeyindeki Treviso şehrine yola koyulduk. Yolda giderken beni tüm süreç hakkında bilgilendirdiler Treviso-Cendon'daki diğer gönüllü evinde 3 hafta kaldıktan sonra asıl evim olacak Treviso- Ponzano'ya yerleşecektim. Alışveriş merkezine girip market alışverişimi yaptık, bana İtalyan hattı çıkardık ve ay başı gönüllü paramı aldım gelişimin şerefine de eh bir kahve ısmarladılar. Sonrası birazzcık hayal kırıklığı yarattı, nasıl mı? Geçici bir süreliğine yerleşeceğim odamın pardon ‘’alanın’’ kapısı yoktu dolap ile oda şekline dönüştürülmüştü. Tabiki bu motivasyonumu düşürmedi sadece bulunduğum alanı odam yapacak renklendirmelere ihtiyacım vardı. Evet, arkadaşlar karşımıza her türlü olumsuzluk çıkabilecek bir süreç bu, iyi şeyler oluyor fakat bazı zamanlar da motivasyon düşürücü şeyler olması kaçınılmaz. Böyle durumlarda hem kendiniz için hem ev sahibi kuruluş için orta yol bulucu yapıcı bir yaklaşım izlemek her zaman artı puan olacaktır. Beni bu evde en mutlu eden şey 3 tane İsveçli ile kalıyor oluşumdu çünkü yeni bir dil, kültür, yeni hayat tarzları hatta elbette ki yeni müzikler ile karşı karşıyaydım. Bu harika bir deneyim olacaktı oldu da!!!!! Bana süreç hakkında o kadar yardımcı oldular kiiii. Birlikte akşamları yemekler yaptık, dünyadan konuştuk, birlikte çok güldük, şarkılar söyledik, doğum günleri kutladık.... Gerçekten şunu söylemeden geçemeyeceğim aşçılık konusunda onlardan çok şey öğrendim; bir akşam balkabağının içine soslu peynirli makarna koyup fırınladıklarında gözlerim faltaşı gibi açılmıştı hahaha!!!!
İlk haftama gelecek olursak, çoğunlukla evrak işleri ve şehre adaptasyon ile geçti.  Ara sıra mentörüm beni yemeğe çağırdı. Bu onların kültürlerini anlamam için çok önemli bir aktiviteydi, misal ; biliyorsunuz ki İtalya Pizza ve makarnası, çeşitli sosları ve peynirleriyle meşhur.  Gerçek bir makarna nasıl yapılır mentörüm ve ailesinden bunu öğrendim. Mentörüm beni her konuda bilgilendiriyordu ve birlikte aktiviteler yapacağım kurumları ziyaret gidip tanışıyordum. Aktiviteler gerçekleştireceğim kurumlar engelli bakım merkezi, yetişkinlerle İngilizce konuşma kulüpleri, ve benim için en önemli aktivite mülteci ailelerin çocuklarına derslerinde yardımcı olacağımız  (etüt gibi) ve İtalya’ya uyumlarına destekleyici aktivite oldu. Bir yandan da İtalyanca kursuna başladım. Christmas yaklaşırken biz mentörümün karısı ve oğluyla Christmas Village dedikleri Christmas için alışveriş yapılabilecek konseptli mağazayı dolaştık sonra oğlunun Rugby maçını izlemeye gidip tatlı holiganlar olduk. Adım başı İtalyan lezzeti tatmadan hiçbir yerden ayrılmıyorum burada da Panini (içinde soğan ve kızarmış sebzeler olan bir çeşit ekmek arası et) ve meşhur lazanya yedim evet Rugby sporu yaygın olduğu kadar mutfağı da yaygın, o da ayrı bir felsefe!! :D (Bu arada Treviso’da Rugby çok yaygın bir spor, çocuklar küçük yaşlarda okulları vasıtasıyla bu spora yönleniyorlar.) 
 3 haftam hızla bu verimli aktiviteler ile geçerkennnnnnnn yılın en parıltılı zamanı Christmas ve yılbaşı tatili geldi çattııııı.... Ve ben bir ülkeyi her şeyiyle tanımanın en iyi yolu olduğuna inandığım başkenti Roma için tatilin ilk zamanı yola koyuldum. 3 gün sonunda şehrin her sokağında adımlarım vardı. Ve dönüşümde mentörüm beni Christmas öğle yemeğine davet etti tüm aile keyifli bir yemek yedik. Ertesi günü ise engelli bakım merkezinin 3 bakıma ihtiyacı olan bireyle gerçekleştireceği etkinlik için Treviso’nun 47 kilometre ilerisinde, deniz kıyısındaki Ca’ Pasquali’ye gittik. Buradaki Christmas dükkanlarını gezdik, deniz kıyısında dolaştık bu kurumla geçirdiğim harika bir deneyimdi... Bundan bahsetmek için çok heyecanlıyım o yüzden hemen Havai fişekli kısma geliyorum... 31 Aralık gecesi koordinatörüm ve ailesi ile mentörümün evine yemeğe gittik. Upuzun ışıltılı bir masa geleneksel İtalyan yemekleriyle donatılmıştı gece yarısına kadar sofra muhabbetleri yaptık. Yeni yıl için geri saydıktan 1 dakika sonra bir anda arabalara atlayıp boş bir alanda kendimizi hava fişek patlatırken bulduk. Bu bir yeni yıl geleneği imiş herkes bahçesinde veya boş alanlarda havai fişeklerini patlatır yeni bir yıl için dileklerde bulunurmuş. Bir ara baktım elimde havai fişek var patlatıyorum 😀 Hemen arkasından yalnızca Kuzey İtalya’nın kutladığı Befana’nın gelişini büyük bir alanda Tüm şehrin insanlarıyla büyük ateş yakarak kutladık. Bu günün anlamı Yeni yıl sonrası Befana cadısı gelerek tüm çocuklara çorap içinde bir takım şekerler verir, bunun anlamı yeni yıla umuttur... Evet şansıma buraya gelişimin ilk zamanları festival tadında oldu 😀 Treviso dar sokakların, bitişik evlerin bulunduğu küçük bir şehir ve yanı başından geçen nehri ile yılbaşında büyüleyiciydi. Bu ilk ayımın deneyimleri beni büyüledi en az şehir kadar..
Şu an bu blog yazısını Ponzano’daki eve taşınmış bir şekilde yazıyorum, bu ev sıcak şirin bir ev. Burada EVS programıyla yaşayacağım diğer tecrübeleri aktarmak için çok heyecanlıyımm...
Minicik bir not: Hepimizin hayatında yeni başlangıçların olacağı ve bol bol gönüllü olmanın tadına varacağımız bir yıl diliyoruum!!! 





No comments:

Post a Comment