Saturday 25 January 2020

Bağlayın Kemerleri!


Sizin okurken bile hissedeceğiniz hızlı bir ay olacak!
Aralık ayının yoğunluğunu Kasım’dan planlamıştık aslında. Bunun en büyük sebebi ise tabiki Christmas ve yılbaşı planlamasıydı. Sonrasında gelen tatil planının yapılması iste paha biçilemez. Öncelikle bu ayda yapılan verimli etkinlikler sonrasında mükemmel gezimi, edindiğim deneyimlerimi, dinlenme  sürecimi tek tek okuyabilirsiniz. Eminim ki bu yazı size hayatınızda bir adım daha arttıracak.
Öncelikle Aralık ayının gelişini ‘Advent Calendar’ olarak adlandırılan bir rutinle ve her evde, okulda görebileceğiniz masalara konulan mumlarla anlayabilirsiniz. O zamandan itibaren christmas ruhu hayatınıza girmiş oluyor. Özellikle daha önce böyle bir şey yaşamadıysanız daha özel hissediyor, her gün farklı bir şey öğreniyorsunuz. Söyleyebilirim ki Aralık ayı diğer inanışlar hakkında bana hiç bilmediğim bir sürü şeyi öğretip, farklı etkinlikler yaratmamı sağladı.

Her hafta farklı bir etkinlik konusu belirleyip güzel zamanları geçirdiğimiz Struzielka ile ayın ilk haftasında Christmas dekorasyonları için atölye çalışması yaptık. Her zaman olduğu gibi farklı insanlarla farklı sonuçlar yaratmak insanoğlunun en güzel mutluluğu. Bu haftanın devamında ırkçılık konulu yapılan atölye çalışması ise haftanın verimlilik seviyesini iki katına çıkardı. Yaptığımız plana göre Ocak ayı sonrası biz de eğitim verdiğimiz okullardaki öğrenciler için gerçekleştirmeye başlayacağız. Christmas ve yılbaşı hazırlıkları devam ederken bir yandan evimizi dekore ediyorduk ve mentorlerimiz, arkadaşlarımız için düzenleyeceğimiz christmas yemeğini planladık. Genelde 24-25 aralık tarihlerinde gerçekleşmesi gereken bu yemeği biz bir hafta erken düzenledik çünkü o tarihlerde herkesin tatil zamanı olacaktı. Aslında noel zamanı benim ülkemde yaşadığım değerler, yapılan aktiviteler, yenilen yemekler tamamen farklı gibi görünse de önemli olan nokta bir arada ve mutlu olmaktı. Gecenin sonunda farkettik ki yorgun olduğumuz kadar biz gerçekten çok mutluyduk. Dünyanın 8 noktasından gelen 13 gönüllünün yaptığı yemekler ve Slovakya’nın christmas yemeğinde olmazsa olmaz dedikleri çorbası bizi ve misafirlerimizi daha da mutlu etti tabi.
Sonrasında dernek olarak düzenlediğimiz ‘International Christmas’ haftası bize ve etkinliğimize katılanlara diğer ülkelerde neler gerçekleştiğini, geleneksellik kavramının ne olduğunu gösterdi. En önemlisi de burada tanıştığımız insanlarla gerçekten aile gibi hissetmek, farklı tarihlerde de olsa christmas için aile yemeği yemek her geçen gün daha da aitlik hissi veriyor.
Gelelim mükemmel İtalya turuna; deneyimlerime, mutluluğuma, arkadaş çevreme, güzel hatıralarıma, takıntı haline gelen rozetlerime, adım attığım ülkelere yenisini eklediğim müthiş İtalya seyahati. Bu yazıyı okuyan ve beni yakından tanıyanlar bilir ki bu seyahati beraber yaşadığım ve en çok eğlendiğim müthiş insan Jorge ile beraber planladık. Aslında planlama olayı biraz fazla gecikitiğinden zorluklar peşimizi bırakmadı ama biliyoruz ki bu da bir deneyim. Bolonya’ya planlanan uçuş sonrasında sırada bizi Floransa, Venedik ve sonrasında Slovenya’nın başkenti olan Lübliyana bekliyordu. Bir haftada ne kadar adım atıp, ne kadar güzel zaman geçiriği, ne kadar fazla insanla tanışırsınız diye bir rekor alanı düzenlense rekorlar kitabının sayfasında biz yer alabilirdik heralde. Bir haftayı nasıl planladığımızı özetlersem ulaşım yönünden biraz pahalı olduğundan dolayı için öncelikle otobüslerimizi planlayıp sonra kalacak yerlerimizi ayarladık. Harika zaman geçirmek açısından her rezervasyonumuzu halletmiştik. Tabi bunları söylerken otobüs saatini beklemek için sabaha kadar Floransa sokaklarında beklediğimiz, açık McDonalds aradığımız ve Türk kebab restaurantları bulduğumuz oldu. O anı yaşarken ara ara şikayet edip, eğlendik ve hep bunların da bir deneyim olduğunu hatırladık. Yanımda götürdüğüm ukulelemle İtalya’nın sokaklarında şarkılar çalmak ise her şeyi unutturdu. Adım attığın her yerde müzik yapmak insanı mutlu eden ve bunu insanlara bulaştıran harika bir fikirdi.
Dönerken her şehiri değerlendirirken farkettim ki İtalya her açıdan harika ve hep hayal ettiğim gibi bir ülke. İnsanları, tarih kokan ve her adımda farklı hikayeler duyabileyeceğiniz yapıları insanın gezme bakış açısını derinden etkiliyor. Yani bir kez daha derim ki gezelim görelim.
Aralık ayını bitişini ise dört aydır misler gibi yaşadığım, evim gibi hissettiğim Slovakya’ya dönerek yaptık. Şehirin meydanında hiç tanımadığımız insanlarla, bazı şehirlerin almış olduğu karardan dolayı akşam saat 6 da havaifişeklerle 2020 yılını karşıladık. Yılbaşını ayın başından beri büyük bir meydanda, başkentte kutlarız diye düşünürken kendimi her gün gittiğimiz mekana mercimek köftesiyle giderken buldum. Gerçekten çok küçük gözüken bu şehir Cadca sürprizlerle dolu. Bir haftalık tatil sonunda kalan bir haftayı evde dinlenerek geçirmek fikri çok sıkıcı gözükse de Ocak ayına enerji depolamamız gerekiyordu. Şimdiden spoiler vereyim Ocak ayı fazla bilgili, gezmeli, mutlu. Vicime saa!






No comments:

Post a Comment