Tuesday 14 July 2015

Bulgaristan'dan Merhaba

Merhaba
Bu yazımı şuan Balkanlar'da yer alan  komşu ülke Bulgaristan'dan yazıyorum.
Balkan, Rodop ve Rila gibi dağlarla çevrili bir ülke. Rila Dağı üzerindeki Musala Zirvesi, Doğu Avrupa'nın en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki Tuna Ovası ve güneydeki Yukarı Trakya Ovası da Bulgaristan'ın alçak ve verimli bölgeleridir. Son yapılan nüfus sayımına göre toplam nüfus 7 Milyon civarındadır. Ülkede Bulgarlar sayıca fazla olsa da etnik köken oldukça farklı. İklim olarak ise Bolu-Abant tarafları ve Karadeniz yöresine benziyor.



Gittiğim ülkenin genel özellikleri böyle,  daha sonraki yazacağım yazılarımda diğer özelliklerine de değinmekte yarar var. Gönüllüsü olduğum IYACA ile Avrupa'nın kapısı olan Bulgaristan'da AGH fırsatını yakaladığım için kendimi şanslı hissediyorum. IYACA‘yı ve Türkiye’yi yurt dışında temsil etmenin gururunu taşıyorum. Buraya gönüllü arkadaşım Oğulcan ile birlikte geldik. Daha havalimanında başlamıştı heyecanım, yeni yerler yeni insanlar yeni kültürler tanıma beklentilerimin tamamını bu sayede bulmuş oldum.

AGH konumuz ise arkeoloji. “ Following The Thracians “ isimli projenin gönüllüleri olarak toplam 11 kişi buradayız. Proje katılımcıları arasında Türkiye Estonya , İtalya , İspanya ,Ermenistan ve Romanya var. 2 yıldır devam eden projenin 2015, 1. Bölümünü biz oluşturuyoruz.

Konakladığımız yere gelirsek 1 Temmuz 2015 tarihinde Sofya Havaalanına indik. Bizi proje koordinatörü Diliana sıcak bir şekilde karşıladı. Sofya sokaklarında 1 saat kadar ufak bir gezinti yaptık. Biraz heyecanlı biraz yorgun olsakta gezmeyi istiyorduk içten içe.

Daha sonra konaklayacağımız hostele geçtik Sofya‘nın arka sokaklarında ama merkezde bir hosteldi. Şehrin tarihi yapısı biraz beni cezbetsede SSCB dönemi şehrin her bir köşesinde kendini belli ediyor. Neyseki bu hostelde 3 gün kaldık ve bu süre içerisinde diğer gönüllüleri birlikte karşıladık ve herkes gelmişti . Sofyayıda bu süre içerisinde zaten gezmiştik şimdi sıra Sofya’ya bağlı Velingrad Kasabasına gitme zamanı gelmişti . Bizi ‘ Hoş geldin Komşi ‘ diyerek karşılayan insanları görünce burayı seveceğimi anlamıştım. 1-2 gün dinlenmeden sonra eğitimlerimizi aldık kurallar pekiştirildi oyunlar oynandı. Bu süre içerisinde otele yürüme mesafesinde olan restorantta yedik ve artık hep orada yiyeceğimizi söylediler. İçimdeki kuşkular yemek konusuydu ama bütün kuşkularımı yendim çünkü yemekleri Türk damak tadına uygun ve çok benzer .

Daha sonra işe koyulduk Rodop Dağlarında Roma dönemi bir yerleşim yerine gittik. Eski SSCB dönemi askeri araçlar tahsis edilmiş eski ama oldukça sağlam çokta güçlü araçlar.

Gittiğimiz zirvede bir yer, sabah 8 gibi gidip,  öğlen 1-2 gibi geri dönüyoruz. Kazmak çok eğlenceli ama oldukça da zor tabi ince iş yapılıyorsa daha kolay olabiliyor. Bu gün 3. gün oldu ve devam ediyoruz profesyonel ekip var ve onların talimatları ile yapıyoruz kazıları. Bulgaristan’da çok Türk ve Müslüman var fotoğraflarda onları da göstermek istedim. Aşağıda Sofyada ve Velingradda çektiğim fotoğraflar var Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar bir sonraki yazımda görüşmek üzere…











YASİN GÜÇLÜTÜRK

Velingrad /BULGARİSTAN

No comments:

Post a Comment