Merhabalar,
Geldiğim ilk hafta
6 ay nasıl geçecek derken şimdi bakıyorum 2. ayım bitmiş bile. Buraya tamamen
alıştım dersem yalan olmaz.. Gelirken yaz ayından itibaren kalın montları
giyerim diye tahmin ederken havanın sıcaklığı beni şaşırtmaya devam ediyordu
:)Bir İzmirli olarak en büyük merakım Kasım ayı, ‘ ne olmuş yahu biraz soğuk,
biraz kar bunları da görmek, bilmek lazım ‘ diyorum..
Burada yaptığım
en güzel aktivitelerden biri nehir üzerinde kano ile vakit geçirmekti. Bir an
nehrin ortasında durup sadece sessizliği dinlemek istiyorsunuz.. Bu süre
zarfında etrafımda sadece 2 renk olması resmen kendi ülkemde en son ne zaman
böyle bir manzarada keyif yaptın sorusunu hatırlattı bana.. Şimdiye dek böyle
bir aktivite denememiş olmam da ayrıca kendime karşı kızdırdı beni :)
Letonya’yı bu konuda övmekle bitiremiyorum. Doğaya saygıları inanılmaz
yüksek..Bir diğer güzel gezim ise Letonya’da bulunan tek saray Rundale Palace’a
yaptığımız ziyaret idi.. Daugavpils’ten sarayın bulunduğu şehre gidene kadar
tekrar doğaya, ağaçlara, Letonların çoğunun sahip olduğu countryside house ;
onların deyimi ile; daçalarının bahçelerinin dizaynına aşık olmadan kendinizi
alamıyorsunuz :) Ortalama 4 saatlik bir yolcuğun ardından saraya varmış
bulunuyorduk.. Saraya giden uzun ağaçlı yolun güzelliğinden sanıyorum yarım
saatimizi orada harcamıştık :) Rundale Palaca‘ı Letonya’ya uzun süreli gelen
birinin görmeden gitmesi büyük ayıp doğrusu.. Gerçekten görülmeye değer
yerlerden..