Merhaba ben Sıla,
Merhaba ben
Ankara Üniversitesi Kimya mühendisliği birinci sınıf öğrencisi hazırlığı yeni
bitirmiş olan bir öğrenciyim. Bu tarz projeleri uzun zamandır takip ettiğimi
belirtmek isterim. Bu proje diğerlerinden farklı olarak daha içten daha samimi
geldiği için başvurdum ve seçildim şuan yaklaşık 3 haftalık zaman dilimini
geride bıraktım. Öncelikle daha önce hiç duymadığım AGH hakkında konuşmak
istiyorum. Nedir bu AGH? AGH 18-30 yaşları arasındaki kişilerin herhangi bir
kar gözetmeksizin gezip görmek öğrenmek için yurt dışında kısa veya uzun
zamanlı yaptıkları bir gönüllülük programıdır. Benim projem olan LifEVS
Romanya’nın Arad şehrinde güzel sakin ama küçük bir yerdi açıkça söylemek
gerekirse çok bir beklentiyle gelmemiştim buraya ama şuan hiç bitmemesini
istiyorum diyebilirim burada belki bir daha yakalayamayacağım fırsatları yaşama
şansı buldum örneğin ailemle yaşadığım için belki de hiç yurtta kalmayı
deneyimleyemeyecektim.
Burada çok farklı ülkeden insanlarla tanıştım hepsinin ayrı
ayrı beni zenginleştirdiğini düşünüyorum yemeğimizi kendimiz yapmak
zorundaydık bazen aç kalsam da benim
için çok güzel bir tecrübeydi burada yaşadığım her şeyi bir kazanım bir tecrübe
olarak görüyorum bilgisayarı aktif kullanmayı öğreniyorum Türkiye’yi
tanıtıyorum tencerede Türk kahvesi yapıyoruz demem o ki iyi ki gelmişimJ Size birazda yolculuk
serüvenimden bahsetmek istiyorum bu projeye arkadaşım Ünsal ile birlikte
gelmiştik bu serüvenin başlangıcında “acaba nasıl olacak” “ne gibi zorluklarla
karşılaşacağız” “ya bizi sevmezlerse
daha önce hiç iş tecrübemiz de yok ne yapacağız biz “ gibi soruları sorarken
kendimizi valizimizi hazırlamış elimizde bilet uçağa binerken bulduk 😉
Bu arada uçak gerçekten küçüktü ve çok sallanıyordu önceden yemek yemenizi
tavsiye ederim eğer patlıcanlı ekmeği sevmiyorsanız 😊😊
Birinci
ayımı tamamlamaya az kala size kısaca seyahatlerimden bahsedeyim. İlk olarak
Timisoara uçuşumuzu beklediğimiz 9 saat zaman geçirdiğim Bükreş’ten bahsetmek
istiyorum şehir farklı havasıyla beni şaşırttı inanılmaz bir yağmurla karşıladı
bizi havaalanında beklemek yerine şehri keşfe çıktık aslında merkezde bir
yerden bir yere ulaşmak kolay görünse de bir o kadar zordu yollar çok genişti
ve şehir merkezini biraz çembere benzetebilirdiniz. Şehir çemberin etrafında yer
alıyordu. Burada ilk işimiz Romen hattı almak ailemize haber vermekti ikinci
şaşırtan şey ise hattaki internetin bildiğimiz 50 GB oluşuydu ve gerçekten 6 €
gibi bir fiyatı vardı. Uçuş zamanımız gelince Timisoara’ya doğru yola çıktık Timisoara’da
bizi bekleyen araçla yurdumuza geldik eşyalarımızı yerleştirdik.
Hemen ardından şehri keşfe çıktık harika bir park ve bir göl
vardı yurdun yakınlarında nerdeyse bütün günü orada geçirdik. Sonraki günler
domates festivali hazırlıklarıyla geçti. Evet benimde aklıma herkes birbirine
domates mi fırlatacak acaba? sorusu geldi ama sonradan anladım festivalin
yapıldığı yer olan Macea domatesleriyle ünlü olduğu için bu adı almış yani uzun
lafın kısası festivale kadar yerel gönüllülerle tanıştık broşürlerimizi
dağıttık tanıtımı yaptık ortaya güzel
bir görüntü çıktı.
Arad sınır şehri olduğu için farklı yerler gezme fırsatı
bulduk ilk merak ettiğimiz yer Budapeşte idi. Orada sadece 2 gece kaldık ama
gerçekten şehir görülmeye değerdi belki bu proje olmasa bu fırsatları
bulamayacaktık. Budapeşte’de görebileceğiniz her yer harika bir mimariye sahip
köprü manzarasını söylemiyorum bile. Daha gezip görmek istediğimiz çok yer var
ama şimdilik bu kadar sizde gezip görüp farklı kültürlerle bir arada olmak
istiyorsanız AGH tam size göre bütün arkadaşlarıma tavsiye ediyorum ve çok
sevdiğim Budapeşte’den birkaç kare ekliyorum… 😊
No comments:
Post a Comment